Bugün Karşıyaka’nın muhtelif semtlerinde yıllara meydan okuyan, tablo güzelliğinde köşkler bulunuyor. Çamlık’ta olsun, Soğukkuyu’da ya da İskele PTT Sokağı’nda olsun hâlâ ayakta olan bu muhteşem köşklerin herbirinin kimliklerini bilemiyoruz

Karşıyaka İskelesi’nden Bostanlı istikametine doğru giderken sağımıza düşen köşklerin varlığı ise bir kimlik taşıdığı gibi Yalı’da yürüyen herkesi de büyülüyor. Floransa, Prag ve Viyana’yı soluyorsunuz adeta. Günümüzde yapılan evlerin, apartmanlar ve her türlü yapıların estetikten yoksun olduğu söyleniyorsa, mimarların ve müteahhitlerin buna kulak vermesi gerekmiyor mu diye bir soru geliveriyor aklımıza. Bu, yanıtlanması zor bir konu. Biz bu  konuyu ilgililerin dikkatine sunarak asıl konumuza dönelim. Karşıyaka’nın kimlikli, tablo güzelliğindeki köşklerine göz atalım.

LÖHNER (EPİKMEN) KÖŞKÜ

Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi No: 264'te Bostanlı dolmuş durağının karşısında parkın yanındaki köşktür. 1900’lerin başında yaptırılmış olup, Alman Lochner ailesine aittir. Evi yaptıran ise Amedee Lochner’dir. Zamanında ticaretle uğraşan bir ailedir. Köşk, her tarihi ve güzel  konut gibi karmaşık bir tarihe sahiptir: 1970’lerde Epikmen’lere satılmış, 2001’de tekrar satışa çıkarılmış ve yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. 2003-2004 senelerinde restorasyon geçirmiştir. Ailenin kimi üyeleri  Amerika, Almanya ve İzmir arası gidip gelmeye  devam ediyor. Şu an anaokulu olarak işlev görmektedir.

Yapı, bodrum ve iki katlıdır. Dikdörtgen bir plana sahip olup, batı yönüne uzanmaktadır.

Yapının girişi, doğu cephesinde dar ve yüksek tutulmuş  iki  kapıyla sağlanmıştır. Kapının hemen üzerinde yuvarlak ve dar kemerler yer almaktadır. Güney cephede yapıdan dışarı taşkın şekilde köşegenli bir bölüm vardır. Bu bölüm üzerinde dar ve uzun tutulmuş üç adet pencere bulunmaktadır.Yapı simetrik bir cephe düzenlenmesine sahiptir. Dikdörtgen formlu olan pencerelerin etrafı söveli olup üzerlerinde tuğla malzemeden yapılan yarım yuvarlak sağır kemerler mevcuttur. Yapının ikinci katının doğu cephesinde demir konsollarla taşınan ahşap bir cumbası vardır. Üzeri kırma çatı ile örtülü olan yapının saçak altı ahşap malzeme ile kaplanmıştır. Ayrıca yapının tüm saçak etrafı ahşap oyma ile çevrilidir. Yapının köşeleri, dikey olarak tuğla malzemeyle kaplanarak hareketlendirilmiştir.

PENETTİ KÖŞKÜ

Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi No: 338’de bulunan Köşk, Karşıyaka'da ikamet eden İtalyan Penetti ailesinin adına Armando Penetti tarafından 1930’larda yaptırılmıştır. Köşk yaptırılırken İtalya'dan da malzeme getirtilmiş olup Venedik'teki bir saray örnek alınmış ve o saraya sadık kalınarak yapılmıştır. Aile, zamanında makine ve makine malzemeleri ticareti ile uğraşmış ayrıca kiremit ve tuğla işiyle de ilgilenmiştir ve hala İzmir'de yaşamaya devam etmektedirler. Penetti Köşkü günümüzde bir anaokulu olarak işlev görmektedir.Yapının ana girişi, kuzey yönünde yuvarlak bir niş içerisine alınan iki kanatlı demir bir kapı ile sağlanmaktadır. Kapının hemen üzerinde cepheden çıkıntı şeklinde yuvarlak kemerli bir bölüm içerisinde iki adet gül penceresi bulunmaktadır. Doğu- Batı yönünde uzanan bölümlerde dar ve yüksek tutulmuş pencere ve kapı açıklıkları bulunmaktadır. Saçak altı kısımları ahşap malzeme ile kaplanmış olup, yine ahşap kolonlar ile taşınmaktadır. Kanatlı kısmın kuzeyinde, bir balkon açıklığı yer almaktadır. Ahşap malzemeden yapılmış bir kamelyası da bulunmaktadır. Giriş kapısının üzerinde, kule şeklinde tasarlanan seyirlik bir kısım bulunmaktadır.

ALİOTTİ KÖŞKÜ

Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi'nde 1730 Sokak köşesinde No:1'de bulunmaktadır. İzmir'in önemli ailelerinden birisi olan Aliotti ailesi, yaklaşık 200 yıl önce İtalya'dan ticaret için İzmir'e gelen, Batı Anadolu'da binlerce küçük üretici ile başladıkları halı işini büyüterek dünyanın en büyük halı tekeli konumundaki İzmir merkezli Oriental Carpet Company'yi (Doğu Halı Şirketi) kurmuştur. Aliotti ailesinin binlerce üyesi bugün Avustralya'dan Kuzey Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanına dağılmış durumdadır. İtalya'nın Floransa kentinden ayrılıp Sakız Adası'na yerleşen, 1820 yılında ise İzmir'e gelen Aliottiler, yüzyıllar boyunca Karşıyaka, Bornova ve Buca'da yaşadı. Aile bireyleri İzmir'in ticaretine, daha sonra da bölgenin sanayileşmesine büyük katkıda bulunmuştur. Binanın yapımı 1900'lerin başlarına dayanmaktadır. Çok uzun zaman önce İzmir'in ünlü iş insanı Durmuş Yaşar burayı satın alarak kurduğu vakfa bağışlamıştır ve bina şu anda bir eğitim merkezi olarak hizmet vermektedir.

HEİNRİCH VAN DER ZEE KÖŞKÜ

Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi No:324’ de bulunan köşk, gemi ticareti işi ile uğraşan Hollandalı Heinrich Van Der Zee tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihini tam olarak bilinmese de muhtemelen 1900'lerin başında inşa edilmiştir. Köşk ayrıca zamanında Hollanda konsolosluğu olarak da hizmet vermiştir. Ayrıca ailenin burada doğup genç yaşta vefat etmiş çocuklarının anısına bir anıt yapı da St. Helene Katolik Kilisesi'nde bulunmaktadır. Köşk, zamanında restorasyon işleminden geçmiş olup şu anda bir restoran olarak hizmet  vermektedir.Yapının ana bölümü bodrum üzerine iki katlıdır. Kuzey-güney doğrultusunda ana bölüme bitişik kanatlı bölümü vardır. Bu kanatlı bölümlerden kuzey yönünde yer alan kısmında sağlı-sollu merdivenlerle çıkılan bir giriş bulunmaktadır. Girişi ahşap iki sütunla taşınan ve kırma çatılı sundurma ile örtülmüştür. Yapı simetrik bir cephe düzenlenmesine sahiptir. Bodrum katındaki pencereler küçük kare formunda olup, diğer katlardaki pencereler ise dikdörtgendir. Yapının saçak altında dizilmiş aralıklı diş motifleri, yapıyı çepeçevre sarmaktadır.Taş malzeme ile inşa edilmiş yapının tüm köşeleri, düzgün kesme bazalt taşlar ile hareketlendirilmiştir. Doğu cephesinde, ahşap sütunlarla taşınan alınlıklı sundurma ile örtülü bir balkon bulunmaktadır. Alınlığın ortasında bir gül penceresi vardır. Sundurmanın ahşap tavanının ortasında alçı kabartmalı bir rozet motifi bulunmaktadır. Yapı 19'uncu yüzyıl levanten mimari özelliklerini taşımaktadır.

LATİFE HANIM KÖŞKÜ ANI EVİ

Köşk, Mustafa Kemal Atatürk ün eşi Latife Hanım’ın ailesine ait olup, annesi Zübeyde Hanımın son günlerini yaşadığı köşk olması açısından ayrı bir değer taşımaktadır. 1922 yılının Aralık ayı ortalarında Zübeyde Hanım, Karşıyaka'ya tren yolu ile getirilmiş ve bir hasır koltuğa yerleştirilerek Uşakizade Ailesi’nin istasyon arkasındaki bu köşküne taşınmıştır. Büyük ihtimamla bakılan Zübeyde Hanım’a bu dönemde en yakın kişi Latife Hanım olmuştur. Köşk, eski zamanlarda bahçe içindeki çam ve palmiye ağaçları, havuzu ve yel değirmeni ile tanınmaktaydı. Daha sonra Adliye Binası ve dershane olarak hizmet verdi. Bugün, bahçesindeki kapalı alanda bulunan Mehmet Atilla Kitaplığı’nda bilim-sanat-edebiyat konularında düzenli aralıklarla söyleşiler düzenleniyor.

İPLİKÇİZADE KÖŞKÜ

Günümüzdeki Nikah Sarayı’nın hemen karşısında, Aliotti Köşkü’nün solunda yer alıyordu.

Hikâyesi: Yunan işgali sırasında Yunan Kralı I. Konstantin burada konaklamış ve sözde buraya ayağına serilen Türk Bayrağı’nı ezerek girmiş. Böyle söyleniyor. 9 Eylül sonrası Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de bu köşk  hazırlanıyor  ve aynı şekilde ayağına Yunan Bayrağı serilerek ezerek geçmesi isteniyor. Mustafa Kemal bayrağı yerden kaldırtıyor ve şöyle diyor:

“O geçmişte bir hata yapmış, ben aynı yanlışı yapmayacağım. Bir ulusun egemenlik timsali olan bayrak asla çiğnenmez.”

Bu yapı şu an yok ve yerinde Çağlayan Apartmanı yer alıyor.