Yılbaşı gecelerinde eski yılı uğurlayıp, yenisini karşılarken kutlama coşkumuzu ve sevinç

sözcüklerimizi bir düşünün; o sevincin çok yüksek volümlüsünü 29 Ekim 2023 günü yaşa

dık. Sanırım o ölçüyü kaydedecek bir alet henüz keşfedilmemiştir!

İşte o yüksek volümlü sevinci yaratan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim

1923’te dünyaya ilan ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin tam 100’ünci yılı idi…

Sözün kısası; bu sevinç ölçülmez, ancak milletçe yaşanıp görülür. Bu sevinci artık ikinci yüz

yılda Cumhuriyet çocukları, torunlarımız başlarının üzerinde taşıyıp taçlandırarak yani

29 Ekim 2123’te nüfusu artmış daha güçlü bir şekilde yaşayıp yaşatacaklardır. Tabii ki, haklı olarak idealleri yüksek bir ulusun çocukları inanıyoruz ki, bugünün maalesef idrakten aciz bir avuç ne idiği belirsiz Vahdettin artığı da (!) tarihin karanlık kuyularında unutulup gidecektir. Evet Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını tarifsiz heyecan ve coşku ile kutladık. Ne mutlu bize, ne mutlu Türküm diyenlere…

Bir kez daha tekrarlamak isterim; Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına emsali görülmemiş bir

coşku ile girdik. Bunu TV ekranlarından da görmedik mi? Ya da şöyle söyleyeyim: bulunduğu

nuz şehir, ilçe, köy hatta mahallelerde yaşamadık mı? Hadi sizi yormadan Anıtkabir’deki gerçek ölçümlere bakıp söyleyeyim: O gün Ata'sını ziyarete gidip ona ve en büyük eseri Cumhuriyete bağlılığını bildiren tam 1 milyon 182 bin 425 kişi vardı. Bu bir rekordur! Bu rekoru bir yere kaydedin ve önümüzdeki ikinci yüzyıla başınız dik, vicdanlarınız rahat olarak giriniz.

* * *

Bugün 3 Kasım 2023 Cuma… İşte Atatürk ve onun en büyük eserinin bundan büyük tarifi ve de ölçüsü de olamaz sanırım. 1 Ekim Pazar günü Harf Devrimi'ni (1928) kutladık.. 1 Kasım’da da saltanatın kaldırılışını (1922) kutladık. Tam 57 gün sonra da 2024’e bu rekoru egale etmek için gireceğiz. Dün, bugün ve yarınlarımızda da hep “Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir” diyerek her kilometre taşımıza yazarak yolumuza devam edeceğiz. Sahi, TBMM Başkanlık kürsüsünün arkasında Atatürk’ün şu sözü asılı duruyor değil mi: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Bu sözleri göremeyen gözü kusurlu (!) bazı vekillerin itişip- kakışmalarına, bakıp bir kere daha

seslenelim: Ey! Bizim oylarımızla o koltuklara gelenler, unutmayın ki, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

 

* * *

Bu yüce mecliste millete verilen vaatlere ne oldu? Vatandaş öğrenmek istiyor: Milli Eğitim Bakanı ilk, orta ve liselerde müfredatın ağırlığından bahsederek “gevşeteceğini” söylüyor… Bunun açıklaması nedir? Adalet Bakanı, gazeteci Can Atalay’ın hala tutukluluğu için halkın beklediği cevabı ne zaman verecek? Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı da Cumhuriyet Bayramı dolayısı ile emeklilere vaat edilen 5’er bin liralık ikramiye için kesin bir şey söyleyebilir mi? Ve de bizim adımıza iktidarı denetleyecek muhalefet liderleri sizler bizi değil, gelecekteki ikbal merdivenlerine tırmanırken yukarıdaki soruları seslendirmeyecek misiniz? Dert çok, soru çok… Ama derman yok! İnşallah gelecek hafta mutlu haberlerle dolu bir Cumhuriyet yazısı yazarım… Sevgilerimle…