nımsayalım;  Başkanlık sistemine geçince ulusça uçacaktık.
                   Peki uçtuk mu?  Elbette uçtuk. Ancak Hezarfen Ahmet Çelebi gibi takma kanatlarla Galata Köprüsünden Üsküdar'a kadar.Şimdi sonumuzun Ahmet Çelebi'ye benzememesi için bir yol ayrımındayız.
                  Bakalım nasıl uçmuşuz; Çok gerilere gitmeye gerek yok. Geçen yıl Gayri Safi milli Hasıla 14 trilyon lira olarak öngörülmüş ,gerçekleşen 7 trilyon .51 milyon dolar olarak tahmin edilen dış ticaret açığı 110 milyar dolara ulaşmış.18 buçuk milyar dolar olacağı söylenen cari açık 50 milyar dolar olmuş.Başarı adı altında sundukları bütçeye bakın ;287 milyar açık vereceklerini ilan ettikleri bütçeye 800 milyar lira ek bütçe verdiler,o da yetmedi 139 milyar lira açık verildi. Enflasyon ,hayat pahalılığı, işsizlik diz boyu.Yoksulluk zirve yaptı. Son bir yılda bir milyon yoksul aile,çocuklarını okuldan alarak aile bütçesine katkı sağlamak üzere çocuk işçi yaptı. Rüşvet,soygun , kişileri zengin etme, rantçı oluşturma, akraba-partili kayırmaları ,ağır vergi yükleri ,sömürü düzeni füze gibi uçuyor.
                 Cumhurbaşkanı Erdoğan ; 'Bütün yetkiyi bana verin ,Türkiye'yi uçuracağım, hepinizi zenginleştireceğim,refah artacak 'mı demişti? 2023 Yılında Türkiye'yi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine sıçratacaklardı.
                  Evet yüzde nüfusun yüzde 1'i zenginleşti ,refahı arttı.Yüzde doksanımızın ise ekonomisi çöktü. Orta sınıf çökerken ,yoksullar daha yoksul hale geldi.
                  Ve kuyruklar...Bir tarafta ucuz et kuyrukları, sabahın ayazında ucuz ekmek kuyrukları , diğer tarafta lüks araba bayilerinde oluşan kuyruklar. Araştırılmış; ülkede 13 kişinin serveti ,yüzde ellinin servetine eşit hale gelmiş.Yandaşlar gerçekten uçuyor. Her üç emekliden ikisi açlık sınırının altında maaş almakta.Dar gelirli aileler bulgur-makarna ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Makarnanın fiyatı bile yüzde 300 artmış.Ülke ailelerin çocuğuna karne armağanı olarak et aldığı bir ülke haline geldi. Marketlerde süte alarm takılıyor artık.Hakça paylaşım hak getire,halk yoksullukta buluştu.
                 Seçim öncesi ağızlara birer parmak bal sürülüyor.5250 Lira olan eski asgari ücretin, bugünkü 8500 lira ola asgari ücretin üzerinde bir alım gücü olduğunu bilmeyen var mı? Uygulanan seçim ekonomisinin maliyeti seçimlerden sonra ortaya çıkacak.Adeta seçimden sonra tufan .Tüm hesapları seçime kadar.Dolar geçici olarak tutuluyor.Zamlı maaşlar daha cebe girmeden erimekte.Kiralar, faturalar üçe katlanmış .Çalışanlar ve emekliler 'Acaba Mart-Nisan 'da ek bir zam yapılır mı' hayali kuruyor.
                  Halkta gözle görülür bir öfke birikimi var.Özlemle sandık beklenmekte...Karneye et armağan edenler ,14 Mayısta iktidara vereceği armağanı hazırlıyor.Ülkeyi uçurumdan aşağı uçuracak değil, çağdaş, demokrat ,ekonomiden gerçekten anlayan bir yönetimin özlemiyle...