Düzmece belgelerin, sahte delillerin, terörist, eli kanlı katil ve ırz düşmanlarından oluşan tanıkların hukuk cinayeti Ergenekon nihayet Yargıtay kararıyla çöktü.

Utanmaz medyanın manşetleri dikkatinizi çekmiştir. O günlerde 'Darbeye müebbet' manşetleri atanlar, bugün 'Böyle Bir Örgüt Yok' manşetiyle çıkıyor. 'Darbeye Müebbet, Kumpas Çöktü' manşeti atanların bugünkü manşeti ise 'Yargıtay Kumpası Bozdu'.

Evet Yargıtay kumpası bozdu. Ancak davanın kumpas olduğu, daha sahte delillerle askerlerin, aydınların, gazetecilerin, rektörlerin, sivil toplum üyelerinin gözaltına alındığı günlerde biliniyordu. Cemaat destekli polis, yargı ve medya el ele vermiş, insanların hayatınını karartıyor, aileleri dağıtıyor, masum insanların ölümüne yol açıyordu.

Deniz Binbaşısı Ali Tatar'ın intihar etmeden önce bıraktığı mektubu hatırlıyor musunuz? Şöyle diyordu merhum son satırlarında;

Hukuksuzluk sürecine, hukuk adına saygı gösterilemez. Bu şekilde giderseniz, ne yönetecek bir ordu, ne yaşayacak cumhuriyet, ne de bir ülke bulamayacaksınız. Şunu bilin ki, en küçük bir suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum.”

Ali Tatar Ergenekon sürecinde hayatını kaybeden onlarca masumdan yalnızca biriydi. Ölümünden sonra ahlaksız kalemlerden biri ne dedi biliyor musunuz?

Efendiler, hesabı ödemeden nereye?”

Hiç utanmadılar, sıkılmadılar, olmayan bir hesabın ödenmesini istediler. Yüzlerce masum insan, olmayan bir hesabı Silivri'de ödedi.

Şimdi sıra sizde. Sahte delil üretenler, sahtekar tanıklar, yargısız infaz yapan gazeteciler, düzmece belgelerle iddianame hazırlayanlar, hukuksuz mahkumiyet kararları verenler, devleti ele geçirmeye çalışan cemaatçiler, onlarla paralel, kol kola yürüyenler; Hesabı ödemeden nereye?

Bakınız hesap istediğiniz Ali Tatar'ın ablası Hürriyet Ünver, mahkeme salonunda nasıl haykırıyor;

Kardeşimin katilleri hesap versin. Bu cinayet burada da mahşerde de bitmeyecek. Kardeşim boşuna gitmedi.”

Sadece Ali Tatar'ın değil, Silivri'de yaşamını yitiren, kanser olan, yıllarca hayatları karartılan yüzlerce kişinin hesabının da sorulması gerekiyor.

Anadolu 5.Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan suç duyurusu, “Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt üyesi olmak, adil yargılamayı engellemek, suç atmak, sahte evrak tanzim etmek ve kasten adam öldürmek” suçlarını kapsıyor.

Dileriz bu hesapların hepsi sorulur, kanayan vicdanlar bir nebze de olsa teselli bulur.