İnsanın evinde, mahallesinde, kentinde kendini güvende hissetmesi en doğal hakkı olmalı… Ama sürekli artan şiddet olayları maalesef hepimizi diken üstünde tutuyor.

İzmir’de meydana gelen ve araç kamerası görüntüleri medyaya yansıyantaksici cinayetinin etkisinden kurtulmak mümkün değil. Herkesin kanını dondurdu bu olay. İyi olmak, tanımadığınız insanlara güvenmek bu ülkede sizi canınızdan edebilir! 

İşin bir diğer yönü ise bu olayın ardından tekrar gündeme gelen ruhsatsız silah konusu… 

Türkiye’de 36 milyon civarında silah olduğu ve bunun da 30 milyonunun ruhsatsız olduğu tahmin ediliyor. 

Can Dostlar Kose-1

Rakamlara bakar mısınız?

80 milyon nüfuslu ülkede 36 milyon silah… Ve bu silahların yaklaşık yüzde 85’i ruhsatsız! 

Yani denetimsiz, kimlerin sahip olduğu, ne amaçla kullandığı bilinmiyor. Maazallah sokakta ruhsatsız silahı olan biri tarafından vurulsak ve etrafta görgü tanığı veya kamera olmasa fail paçayı sıyıracak!

*

Şimdi ben bir vatandaş olarak bekliyorum; aşırı silahlanma, ruhsatsız silahlardaki artış, sokaklardaki psikopat sayısının endişe verecek düzeye gelmesi ile ilgili değerli siyasilerimiz nasıl bir çalışma yapacaklar acaba!

Sokak köpekleri ile ilgili bir ısırma durumu olduğunda “toplayalım, itlaf edelim, bu iş böyle olmaz” hassasiyetini gösterenler silah terörüne karşı neler söyleyecek, hangi yasa tasarılarını hazırlayacak, ne gibi önlemler alacak?

*

Türkiye’de insanın insana ve insanın hayvana yaptığı şiddet, vahşet bu kadar çoğalmışken; muhtelif olaylar sonrası sanki sokaklardaki tek tehlike hayvanlarmış gibi davranılmasına itirazım var!

İnsan düşünebildiği, iyiyi kötüyü yanlışı doğruyu ayırt edebildiği, muhakeme yeteneği ve vicdan mekanizması olduğu için yaptıklarından her zaman sorumludur. Hayvanlar ise öyle değildir. Dolayısıyla hayvanların yaptıklarından ve hayvanlara yaşatılanlardan da insan sorumludur! 

Bir vatandaş olarak bana sokakta akşam ne idiği belirsiz bir insandan mı yoksa köpekten mi korkarsın deseler, ilk şıkkı tereddütsüz seçerim. Neden derseniz; bir sokak köpeğinin kendisine sataşmayan, bulaşmayan, yaklaşmayan veya iyilik yapan bir insanı ısırma ihtimali çok ama çok düşüktür de ondan!

Bizim asıl durdurmamız gereken konu insan kaynaklı şiddettir.

Can Dostlar Kutukose-1

Şila için adalet arayışı sürüyor

 

2022 yılının Ekim ayında İzmir’in Seferihisar ilçesinde Şila isimli köpeğin kulübesinde yakılarak vahşice öldürülmesi ile ilgili davanın son duruşması geçtiğimiz hafta yapıldı. Seferihisar Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, tanıkların dinlenmesi gerekçesiyle 14 Mart 2024 tarihine ertelendi. 

Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) üyeleri de duruşma öncesinde ellerinde pankartlarla Şila için adalet taleplerini bir kez daha dile getirdi. 

“Cayır cayır yaktılar beni. Öldüm. Şimdi ne olacak?”, “Beni unutmayın”, “Şila için adalet istiyoruz” yazılı pankartlar taşıyan hayvanseverler sonuna kadar davanın takipçisi olacaklarını bildirdi. SEHAYDER Başkanı Fevziye Özkan da “Dernek olarak Şila için adalet bekleyişimiz devam ediyor” dedi.

DÜNYADAN BİHABER

 Can Dostlar Dunyadanbihaber4

Orman hayvanlarının su havuzu keyfi

 

Hollandalı doğa fotoğrafçısı Martijn Nugteren’in hayvanlar için ormanda oluşturduğu su havuzlarının videoları sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyor. Fotoğrafçı Nugteren Mayıs 2023’te ülkede yaşanan kuraklık üzerine vahşi hayvanların susuz kalabileceklerini fark ederek ormana küçük bir su havuzu yaptı. Su havuzunu gören bir noktaya yerleştirdiği kamera birbirinden harika anları kayıt altına almaya başladı. Su havuzu kısa sürede ağaçkakanlardan sincaplara, yaban domuzlarından geyiklere kadar ormandaki tüm hayvanların uğrak noktası haline dönüştü.

Martijn Nugteren’in sosyal medya hesabından paylaştığı, hayvanların sevimli su molasını gösteren videolar milyonlarca beğeni aldı. Nugteren takipçileriyle şu açıklamayı paylaştı: “Mayıs 2023'te Hollanda'da büyük kuraklık vardı. Bu nedenle hayvanlara yardım etmek için ormanda küçük bir su havuzu oluşturdum. Ve bilin bakalım ne oldu? Ona bayıldılar! Kızılgerdan, geyik, ağaçkakanlar ve hatta yaban domuzları bile. İlk paylaştığım su içen geyik videosuna tepkileriniz harikaydı. Bu yüzden daha fazla video yapmaya karar verdim ve proje giderek daha eğlenceli ve popüler hale geldi. Videolar milyonlarca kez izlendi ve bugüne kadar inanılmaz güzel dönüşler aldım. Çok sayıda beğeni ve yorum için hepinize teşekkür etmek istiyorum. 2024 yılında projeye devam edeceğim ve hatta birkaç yeni su noktası oluşturacağım. Bunun sonucunda ne çıkacak çok merak ediyorum.”

Can Dostlar Bizimgezegen

BİZİM GEZEGEN

Uzay kirliliği de çevreyi tehdit etmeye başladı

 

Uzay endüstrisi büyüdükçe, uzay araçları da dünya atmosferine daha fazla madde bırakmaya başladı. Our World in Data tarafından yapılan araştırmaya göre geçen yıl, roketler ve uydular da dahil olmak üzere 2.600'den fazla nesne uzaya fırlatıldı. Bir uzay aracı fırlatıldığında arkasında birçoğu dünyanın stratosferine ulaşan bir kirletici madde akışı da bırakıyor. Bir çalışma, roketlerden çıkan isin, atmosferi ısıtmada uçak gibi kaynaklardan yayılan isten neredeyse 500 kat daha etkili olduğunu gösterdi. 

Bu egzoz ve geride kalan enkaz, bilim adamlarının uzay kirliliği diye adlandırdığı duruma katkıda bulunuyor. 

Uzay kirliliğinin artmasıyla birlikte bu durumun dünyanın çevresi üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceği endişesi ortaya çıktı.The New York Times’ın yakın zamanlı makalesi de bu konuya dikkat çekti. Uzmanların görüş bildirdiği makalede şu anda atmosferi düzenleyen herhangi bir yasal oluşumun olmadığı ve roket fırlatmalarının atmosfer üzerindeki çevresel etkilerinin değerlendirilmediği belirtildi. İklim değişikliğinin pençesindeki dünyanın şimdi bir de roket kaynaklı emisyonlardan etkilenmeye başladığı ifade edildi.

Can Dostlar Kulagimizakupe-1

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

“Atlarıma 'ilahi aynalar' diyorum; onlar verdiğiniz duyguları geri yansıtırlar. Duygularınıza sevgiyi, saygıyı, nezaketi ve merakı katarsanız, at da buna karşılık verecektir.” – Allan Hamilton/ABD’li beyin cerrahı ve yazar