İzmir’in futbolun Süper sıfatlı Ligindeki tek takımı Göztepe ne yazık ki Dörtlü Oligarşi temsilcisi Fenerbahçe’ye 2-3 mağlup oldu. Maçın güzel bir tarafı varsa localar la kısıtlı da olsa stadyumda taraftar ve ses olmasıydı.

Maçtan önce şu şekilde düşünüyordum. Göztepe bir veya iki gol atabilir, üç gol Göztepe’nin çok üstüne gelirlerse olabilir… Sonucu aynı önceki maçlar gibi Göztepe’nin yiyeceği gol sayısı belirler… Göztepe gol yemezse kazanma olasılığı çok yüksek… Alparslan sakatsa (sakatmış) ilk kez yeni tandem deneyecek Palut Hoca bu dezavantaj olur… Hakemler ilk üç haftada Fenerbahçe’yi kayırma eğiliminde… Atanan Atilla Karaoğlan tecrübesiz, bu Göztepe açısından dezavantaj olabilir… Karaoğlan iki takımın da bir maçını yönetmiş ve iki takım da o tek maçı kazanmış.

Ön görülerim ne yazık ki çıktı. Takım iki gol buldu üçüncüyü de atabilirdi. Tecrübesiz hakem Atilla Karaoğlan maçın olumsuz kahramanı oldu. Benim tanık olduğum hemen tüm Dörtlü Oligarşi (Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray-Trabzonspor) maçlarında olduğu gibi bu maçta da maç sonucuna etki eden hakem hatası vardı. Bu maçta da hakem görmediği faullerle rakibin yaklaşık 60 dakika 10 kişi kalmasını engelledi, Göztepe’nin bir penaltısını görmedi, Göztepe’nin yediği ilk golde olmayan bir taç atışı ikinci golde olmayan bir korner yarattı. Bu cümlelerim bu hatalar Göztepe lehine yapılsaydı da aynen geçerlidir.

Fenerbahçe, Dörtlü Oligarşi’nin tarihine uygun olarak en iyi savunma hücumdur diyerek, aleyhlerine verilen penaltıya çalıştı ve bir şey olmadığı yorumunda bulundu. Ben kendi adıma şu yorumu yapayım, o penaltı formaları değiştirsek Göztepe aleyhine verilseydi, “Penaltı değil…” diyemezdim. Tripic’in solundan aldığı darbe tartışılır ama sağından aldığı darbe esasında düşmesine neden olan…

Göztepe’nin eski teknik direktörlerinden Fatih Terim’in Türk Futbolunun değerini 2010 seviyesinin altına indiren ve bu maçta bir kez daha taraflı yorumcularıyla Göztepelileri kahreden Beinsports’daki röportajındaki sözleriyle “Ne hakem kişiye ne de içinde bulunduğu sisteme güveniyoruz. Performans değerlendirmesinin subjektif olduğunu, yanlı kararlar alabileceğini veya ispatlanamasa da talimatla iş yaptığını düşünüyoruz. Bunu düşündüren ise hakemlerin şahsı değil. Sadece içinde bulundukları sistem.”. Ben de Türkiye’de hakemlerin talimatla maç sonucuna etkidiklerini düşünenlerdenim. Dünyanın diğer liglerinde de bu kadar çok maç sonucuna etki eden hata yapılıyor mu bilmiyorum.

Maçı hakem dışında yorumlamamız gerekirse… Maç 3-3, 4-3, 2-5 bitebilirdi. Fenerbahçe’nin 45-60 arasındaki aşırı baskısına Göztepe yanıt veremedi. O esnada İrfan Can maçın kopmasını engelledi. Buna karşı bu dakikalarda kimse takıma nefes aldıracak hareketlerde bulunmadı… Eskilerden Beto, Castro ve Adis bu konuda çok başarılı oyunculardı.

Maçta her iki bek Murat Paluli ve Berkan Emir oldukça zorlandı. Soner’in iyi gününde olmaması, Poko’nun pas bağlantısının zayıf olması Göztepe’nin pas oyunu oynamasına engel oldu. Kanımca Palut Hocanın defansif özellikleri çok iyi olmamasına rağmen, Soner-Yalçın-Mossoro denkleminde gitmeyi tercih etmesinin hatta Alparslan ısrarının en önemli sebeplerinden biri baskı hem pas oyunu hem hızlı geçiş oyununda isabetli pas yüzdelerinin yüksek olmaları. Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar belki en iyi gününde değildi ama iki golde de o vardı penaltıda topu Tripic’e o verdi, ikinci golde de asisti o yaptı. Guilherme ya da taraftara göre Gülemre takıma çok iyi uyum sağladı… İdeye takımla uyumu daha iyiydi, daha iyi istasyon oldu arkadaşlarına ama kalecinin 1,5 metre önünden o pozisyonu yazmalıydı.

Velhasıl kelam beş maçta altı puan ile maç başı 1.2 puanda, beşinci haftada Göztepe… Bu hafta Göztepe’nin belalısı Kasımpaşa var… Umarım bu sefer maç sonucuna etki eden hakem hatası olmaz, Göztepe’nin hiçbir futbolcusuna altı aylık sakatlık yaşattırılmaz ve Göztepe Kasımpaşa karşısındaki talihsizliğine son verir.

Önemli not: COVID-19 açısından İzmir okulların yüz yüze eğitimi artırmasıyla üçüncü pikin içine girdi. Yüce Dövletimizin halkını sistematik olarak korumaya almaya niyeti yok gözüküyor. Hastalanan hastalanacak, ölen ölecek kalan sağlar bizim olacak yaklaşım gibi. Bu bağlamda siz kendinizi korumazsanız kimse sizi korumayacak… Sosyal mesafe, gereksiz kalabalık ortama girmeme ve azami maske kullanımı ve disiplinine uygun davranmanız sağ kalmak açısından çok kritik.