Dostum Recai Şeyhoğlu, 'siyasi istikamet' adlı son kitabını gönderdi. Yapıtın girişi şöyle; “Gördüklerimizi, duyduklarımızı ve yaşadıklarımızı elin İzlandalısına anlatsak mümkünü yok inandıramayız. Ülkemde yaşananları gördükçe çevreme kulak verdikçe, haberleri izleyip gazeteleri okudukça önce her şey abartı gibi geliyor ama hiç de öyle değil... Maalesef. O gerçeklere bakmaya ne dersiniz. Önce onu tanıyalım: Şeyhoğlu birkaç haber sitesi, dergi ve gazetelerde yazıyor. Bitmeyen sevinç, coşku, enerji ve güçle.”

Dostum Recai sınıf ve özel eğitim sınıfı öğretmenliği yaptı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlandı. En önemlisi annesiyle birlikte yurdun dört bir köşesinde, Rasime-Recai Şeyhoğlu kütüphanelerini açtı. Çeşitli dallarda 34 kitabı yayımlandı.

Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç onu iyi anlatmış: “O, bu kitabında haksızlıklara tahammülü olmayan yapısıyla toplumun fotoğrafını çeken,yaşadığımız dünyada olan bitenleri bazen mizah bazen de şair ustalığıyla sözcüklere dökmüş.”

***

Kitabı özetleyeyim: “Liyakat... Sağlık Bakanlığı’nda görevli hemşire, RTÜK daire başkan yardımcısı oldu.”

SODEV araştırmasına göre gençlere Suudi Arabistan’da aylık 10 bin dolar kazanarak ya da İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçinme olanağı olsaydı hangisini tercih edecekleri sorulmuş.Yüzde 72’si İsviçre demiş.”

“Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ayasofya sözlerine CHP’li Hüsnü Bozkurt da anında utanmazlar diyerek karşılık verdi.”

“Başbakan Turgut Özal, ABD Başkanı Bush’a Hereke halısı hediye ediyor. Ertesi gün halı iade ediliyor. Çünkü halının değeri 500 dolar. 250 doları aşan hediye rüşvet sayılıyor. Bize bakalım, Tansu Çillere koşu atı, Özal’a altın tabanca armağan edildi.”

“Küresel Huzur Endeksi'nde 124’üncü sırada, gelir dağılımında Avrupa sonuncusuyuz. Dünyada en yüksek enflasyonu yaşayan 14’ncü ülkeyiz. Para birimi en fazla değer kaybeden ülkeyiz.”

“Norveç Başbakanı Solberg’in doğum günü yemeğine 13 kişi geliyor. Oysa hükumet 10 kişi ile sınırlandırmış. Salgın önlemlerini ihlal gerekçesiyle 20 bin kron ceza kesiliyor.”

***

Bana göre kitabın en güzel bölümü ile yazıyı noktalıyorum: “Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. Eserlerinin en önemlisini ilerlemiş yaşlarda üretenler için söylenmiş bir söz olmalı, Picasso, Mimar Sinan gibi... İkinci anlamlı söz de: Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız ya okumaya değer bir kitap yazın ya da yazılmaya değer işler başarın.”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.