Tarihsel süreçte, halkın saf din ve milliyetçilik duygularını kötüye kullanıp, sömüren siyasetçiler, hep emperyal güçlerin desteğiyle palazlandılar. Bugün için Türkiye’deki yaygın din ve milliyetçilik anlayışları, asıllarından çok uzakta…

Yaygın din anlayışında şekil ön planda ve dinin temeli ezan, türban, namaz, oruç ve hac, sanki... Oysa İslam dininde şekilden çok, öz önemli taşırken; bilgili, ahlaklı, iyi, adil, kâmil insan olmaktır, asıl olan. Gerçek dindarlar, halk yoksul ve işsizken saraylarda oturup, lüks uçaklarla gezmez, kul hakkı yemez, iftira atmaz, yalan söylemez, tehdit etmez, dini siyasete alet etmez.

FETÖ, emperyal güçlerin dini nasıl bir silah gibi kullandıklarının en güzel örneği. Antiemperyalist Erbakan’ı indirenler ile FETÖ’ye her istediğini verenleri iktidar yapanlar aynı güçler… 15 Temmuz’da AK Parti’nin reklamcısı olan eşi ile oğlu ölen Nihal Olçok diyor ki: “Kaça sattınız 250 şehidi? Değdi mi, aldığınız, verdiklerinize? Dünyanın en büyük ortaklığı, günah ortaklığıdır!” Başka söze gerek var mı?

Yaygın milliyetçilik anlayışı, 1980 öncesi sol düşmanlığı üzerine kurulu idi, son yıllarda ise Kürt düşmanlığı var, temelde. Her iki dönemde de ‘Sahte’ olan bu milliyetçilik anlayışı, Türk insanını bölmeyi, Türkiye’yi zayıf düşürmeyi amaçlayan emperyal planların ürünü. 1980 öncesinde hem solculara hem sağcılara aynı kişiler tarafından silah dağıtıldığını kanıtlayan ve ardından katledilen Uğur Mumcu, sahte milliyetçiliği bakın nasıl nitelemiş: ‘Çarpık ekonomik yapıda palazlanan, antiemperyalist bilinci yozlaştırma amaçlı, din sömürücüsü, düşünce özgürlüğü düşmanı, yabancı sermaye destekli bir akım’.

Atatürk milliyetçiliğidir, gerçek milliyetçilik. Buna ‘vatanseverlik (patriotizm)’ demek daha doğru, belki de. Atatürk’ün “Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır” sözleri, bu anlayışın kafatasçı olmadığının en güzel kanıtı.

Gerçek bir milliyetçi, bir vatansever, sahte dindarlarla işbirliği yapar mı? Tükürdüğünü yalar mı? Tank fabrikasının yabancılara satılmasına göz yumar mı?

Atatürkçülük, dindar ve laikleri, hümanist ve milliyetçileri, muhafazakar ve devrimcileri, liberal ve devletçileri, demokrat ve cumhuriyetçileri, elitleri ve köylüyü bir araya getiren; birlikte barış ve uyum içinde yaşamalarını sağlayan ‘Türk Malı’ bir sentezdir ve çok uzun ömürlüdür. Zorla ithal edilen ürünlerin modası ise kısa zamanda geçer.

Bir insan kendini geliştirdikçe hurafelerden, şirklerden, bidatlardan, kafatasçılıktan ve ırkçılıktan uzaklaşır.

İstanbul ‘Gerçek Müslüman’ İmamoğlu’nu, Ankara ‘Gerçek Milliyetçi’ Mansur Yavaş’ı seçecek. ‘Gerçek Cumhuriyetçi’ Tunç Soyer ise rakipsiz; rekor için kendiyle yarışıyor.

Üç adayın ortak özellikleri gerçek dindar ve milliyetçi olan Atatürk’e bağlı olmaları.

Bu seçim gerçek dindarlar ve gerçek milliyetçiler için bir fırsat…

Özellikle önceden AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum:

Gelin dostlar ‘bir’ olalım.”