Dünyadan uzak deryaya yakın ve deryadan uzak dünyaya yakın köşelerde hayatını idame ettirmeye çalışan yeryüzü sakinlerinin ömürlerinden üç hafta daha geçer ve yazı araları elde olmayan sebeplerden açılır iken...

Ömür takvimlerimizden bir sene daha ilerlemeye ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılına işaret eden 2023’e doğru oldukça yaklaşmış durumdayız...

***

Sevgili Ağabeyim Özant Önçağ’ın deyimiyle Süperlig’in kıymetini bilmeyerek, olağanüstü absürt yönetim yaklaşımlarıyla (Lig bitmeden en değerli oyuncularını satmak, taraftar-teknik direktör olumsuz etkileşimlerine çare bulamamak, anlaşılmaz teknik direktör değişilklikleri vs...) küme düşen İzmir'in gözünün bebeği Göztepe... Mecburen alt ligde, Altay maçında hükmen mağlup sayıldıktan sonra, önce Adanaspor deplasmanında 2-2 berabere kaldı, ardından Manisa Futbol Kulübünü 1-0, ligin ikinci sırasındaki Çaykur Rizespor’u ise 0-2 mağlup etti. Derken dün de Başakşehir’e 3-1 mağlup olarak Ziraat Türkiye Kupasından elendiler... Bu esnada sezonun en başarılı Göztepe takımı olup, camianın daha fazla desteğini hak eden Göztepe Kadın Voleybol Takımı kazanmaya devam ederek, gruplarında liderliğe yükseldi. Erkek Hentbol takımı  ise ligin ilk devresini tek galibiyetle kapatabildi ve düşme korkusunu atlatamadı. Hentbol takımı için acilen bir piksel kampanyası öneriyorum.

***

Bu esnada bu dört maçın özeti diyebileceğim... Göztepe 24 puana ulaştı ki normal şartlarda küme düşme korkusu artık iyice azaldı diyebiliriz. Takımın pas yapısı ve/veya karakteristiği giderek oturuyor... Yasin Öztekin iyi olduğunda takımın temposu bambaşka, kötü olduğunda bambaşka oluyor.. İsmail Köybaşı’nın form grafiği giderek artıyor... Romal Palmer takıma ve Türkiye’ye giderek adapte oluyor...Atınç Nukan’ın geri dönüşü de artı sağlamış durumda... Ekrem ve defans bir ortalamayı yakaladı. Sayın Rasmus Ankersen de ortama alışıyor. Kvasina iyi niyetli ama ağır ve son vuruşları zayıf gözüküyor. Bu haliyle iyi bir istasyon olabilir ama o açıdan verimli kullanılamıyor. Yalçın Kayan’dan ve hatta Tijanic’den tüm Göztepe camiası çok daha faydalı olmalarını bekliyor... Özellikle üçüncü bölgede çok daha faydalı olma potansiyeli var... Transfermarkt verilerine göre ligin en değerli oyuncusu Atanga’da bile olumlu kıpırdanmalar var.

***

Başakşehir maçına ait bir kaç satır... Karaköprü maçına maçına neredeyse tam kadro çıkarken Başakşehir maçına bu kadar rotasyonla çıkmayı kimse anlayamadı... 3-0 sonrası rakip yavaşlamasa rencide olunabilirdi. İkinci devre biraz daha becerikli olunsa ise 3-2 ya da 3-3 yapılabilirdi. Arda’nın yediği ikinci gol hiç yakışmadı. Serdar Gürler’in olağanüstü hırsı ise ilginçti.

***

Bütün bunlar olurken... Göztepe-Altay maçında olanlar için her iki takıma toplam 10 maç ceza ve hükmen mağlubiyet verildi. Çok uzağa gitmeye gerek yok geçen sezon Trabzonspor-Antalyaspor maçında, maç bitmeden sahaya girilip Antalyaspor kalecisi başta, birden fazla Antalyaspor oyuncusu darp edildi. Ona rağmen oyuna devam edildi. Hükmen mağlubiyet verilmedi, hatta saha kapatma bile verilmedi para cezası ile yetinildi (Yeniçağ-8 Mayıs 2022)... 6222 sayılı kanundan kaç kişi cezalandırıldı çok merak ediyorum...

***

6222 sayılı kanundan dolayı gerekli/yapılması gereken alkol kontrolünün gerekli mercilerce yapılmamasından, işaret fişeklerinin stadyum içine sokulmasının engellenmesinden, Göztepe taraftarının tribünden saha içine Altay kalecisine yaptığı 50-60 metrelik koşu esnasında bir Allah’ın kulu emniyet görevlisinin müdahale edememesinden, o maça gitmeyen-gidemeyen Göztepe taraftarlarının ne suçu var ki onları da cezalandırıyorsunuz?  Bu konudaki beceri eksikliklerinden kime ne ceza verildi? 6222 sayılık anunu uygulamayacaksanız neden çıkardınız? Passoligi çıkarabilmiş olmak için mi?

***

Başta Dörtlü Oligarşi tarafından (Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray-Trabzonspor) olmak üzere bu ülkede  gelişmiş ve gelişecek Göztepe-Altay maçına benzer olaylarda , iki takıma toplam 10 maç ceza vermeyenleri ve vermeyecekleri hatta  iki tarafa hükmen mağlubiyet vermeyenleri de ve vermeyecekleri de, Göztepe Camiasının ve ülkedeki benzer haksızlıklara uğrayan tüm Camiaların takdirine ve daha önemlisi olmasını çok dilediğim İlahi Adalete bırakıyorum…

***

Lakin... Şunu da biliniz ki 100 kişiye ülkedeki fitbol şiddetinin sebebini sorsak, alacağımız önemli yanıtlardan biri, fitbolu yönetmeye çalışanların Altay maçındaki gibi olaylarda, ekonomik kıstaslara uyumsuzlukta (bakınız Eskişehirspor’un borçları nedeniyle başına gelenler ve Dörtlü Oligarşinin başına gelmeyenler) ya da fitbolun ekonomik gelirini dağıtmada adaleti Muz Cumhuriyeti tadında becerebilmeleridir. Biliniz ki sizler böyle yaptıkça takımlar arasındaki sevgisizlik ve saygısızlık azalacağına arttığı ve artacağı için, şiddet de çoğalarak devam edecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgi, saygı ve rahmetle anarak “Adalet mülkün temelidir.”.   Mülkün temelini yıkarsanız ev yıkılır.

***

Bütün bunlar olurken, Türkiye’nin olağanüstü becerikli fitbol yöneticilerinin etkisiyle var olamadığı Dünya Kupasını finalde Fransa’yı penaltılarla elemeyi başaran Arjantin aldı. Sayın Dragan Solak ve Rasmus Ankersen’e bu kupanın temel mesajı, atan ve tutanın önemi olsa gerek. Tüm takım kalburüstüydü... Ama Messi olmasa, kalecileri Martinez de olmasa kupayı alamazlardı.

***

Velhasıl-ı kelam... “Fitboldaki şiddetin bir sebebi de Türkiye Futbol Federasyonu'nun adalet dağıtmadaki mevcut beceri seviyesi mi?” sorusunu ülkenin fitbol kamuoyunun tartışması gerek... Fitbola dönersek... Göztepe ligin ilk devresinin son haftasına ligden direkt çıkma hattının beş puan gerisinde, play off hattının ise dört puan gerisinde girdi... Pazartesi günü Bodrumspor maçına çıkacaklar. Puanlar almayı başarırlarsa, devre arasında takımın eksik mevkilerine kaliteli ve ülkeyi bilen (lig biterken adapte olacak, yapmış olmak için ya da gelecek vaad eden transfer değil) transferler yapılırsa ikinci devre play off ya da direkt çıkma konusunda iddialarını artırabilirler. Bu ligden en kısa sürede kurtulunması gerek.  Voleybol ve hentbol ise İzmir’den spor salonu desteği ve Göztepe camiasının daha yoğun ilgisini bekliyor.