Seçim bitti, tartışmaları bitmedi.

Malzeme çok.

Neresinden tutarsanız yeni bir tartışma çıkıyor.

Tartışanlar da, tartışılanın sonucu değiştirmeyeceğini biliyor ama olsun işte mesele muhabbet.

***

Aracının direksiyonuna geçip kiliseye gitmek üzere yola koyulan rahip yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar.

Aracını durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemediğini sorar.
Kadın arabaya biner ve bacak bacak üstüne attığında bacakları ortaya çıkar.

Rahibin gözü kayar ve bakayım derken kısa bir süre için aracın kontrolünü kaybeder.
Aracı tekrar kontrol altına aldıktan sonra sağ elini rahibenin bacağının üstüne koyar.

Rahibe ona bakar ve şöyle der: “Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?”
Utançtan kıpkırmızı olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini sıralar.

Bir müddet sonra aklı tekrar karışır ve vites değiştirme bahanesiyle rahibenin bacağına tekrar dokunur.

Rahibe aynı soru ile karşılık verir: “Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?”
Utancından yine kızaran rahip elini çeker ve “Afedersin kardeşim insanoğlu zayıf düşebiliyor” der.
Kiliseye vardıklarında rahibe arabadan iner.

Çok manalı bir bakış fırlatarak kaybolur.
Rahip aceleyle içeriye koşturur ve bir İncil alarak 129. ayeti açar.

129. ayet şöyle demektedir:
“İleriye gidiniz, daha yukarılarda arayınız. Orada güzellikler bulacaksınız...”
***

Yahudi asıllı bir Rus, İsrail'e göçme iznini alır.
Çıkışta, Ruslar bagajını denetlerken elbiselerin arasında Lenin'in büstünü bulurlar...
“Bu nedir?” diye sorarlar.
Yahudi, “Bu nedir sorusu yanlıştır yoldaş. Bu kimdir demeniz gerekirdi. Bu Lenin'dir. Sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Ben de bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım” diye yanıtlar.
Etkilenmiştir Rus görevli.
“Tamam, geçebilirsiniz” der.

Uzun bir uçak yolculuğundan sonra Tel Aviv Havaalanı'nda gümrük memuru büstü görür ve sorar:
“Bu nedir?”
Yahudi, “Bu nedir sorusu yanlıştır Paşam. Bu kimdir demeniz gerekirdi. Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım. Yanıma aldım ki, her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım...” der
İsrailli görevli de etkilenmiştir.
“Tamam, geçebilirsiniz” der.
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar.

Gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir.
Davette yeğenlerinden biri sorar: “Bu kimdir?”
Yahudi, “Bu kimdir sorusu yanlıştır kuzum. Bu nedir demen gerekirdi. Bu, on kilogram, yirmi dört ayar altın. Vergisiz, gümrüksüz, üstelik KDV'siz” diye yanıtlar.

***

Kıssadan hisse;

İki fıkra da, siyasetin, aynı şeyi halkına göre farklı anlatarak inandırmak olduğu duygusu uyandırdı mı?

Öyleyse iyi tatiller...

Not: Fıkralar için Mehmet Özdoğru'ya teşekkür.