Güzel ülkemde, bölgemizde esen "savaş rüzgarları" ve de üst üste gelen genel ve yerel seçimler dolayısı ile hayli hareketli günler yaşamaktayız...
Özellikle "pişmiş aşa su katmamak" için bu köşemde tadilata (!) giderek uzun süredir önemli dostları konuk etmekteyim. Herbirinin hayatından değişik öykülerleri cımbızlayıp sizlere sunuyorum. İşte bu hafta, İzmir'imizin batı yakasında, daha doğrusu Urla Yarımadamız'a birinci sınıf sağlık hizmeti sunan, Urla Devlet Hastanesi'nin dört dörtlük bir Başhekimi Op. Dr. Adıgüzel Demirel' den söz edeceğim.
Aslında Karantina Yarımadası'nda başlayan ve bugünkü yerine taşınan hastanede de devam eden dostluğumuza sığınarak hayatına dokunmaya çalıştım. Belki de soyadlarının benzerliği sebebiyle onu 9'ncu Cumhurbaşkanımız Süleymann Demirel'in sıfatlarından biri olan "Çoban Sülü"nün Isparta İslamköy'de başlayan istikrarlı yükselişi ve mesleğinde halkın tümüne hizmet aşkı ile özleştirdim. Nasıl mı? İznini alarak anlattıklarını nakledeyim:
"28 Şubat 1975 Arapgir Malatya doğumluyum. İlkokulu köyümde, ortaokulu yaklaşık 6 km uzaklıkta komşu köyde yaya patika çamurlu yollarda gidip gelerek bitirdim. Liseyi Malatya merkezde yatılı okudum. 9 kardeşiz. Babam askerde okuma yazmayı öğrenmişti. 1996 yılında beni karşılamaya gelirken trafik kazasında vefat etti. Annem okuryazar değil. Çiftçilik yaparak tüm kardeşlerimi okuttu. Kendisi okumaya çok meraklı ve ülke meselelerine duyarlı, tam bir vatanseverdi. Bende çiftçilik ve hayvancılığa meraklıydım. Halen çok severim. Liseden sonra okula gitmeyip babamın yanında çiftçilik yapıp kendisine yardımcı olmayı defalarca teklif ettim.

'Okumazsan hakkımı helal etmem' deyince okula devam ettim. Liseden sonra 1 yıl yanında kalarak çobanlık ve çiftçilik yaptım. Ve doktorluğun çok kutsal olduğunu, herkese dokunabileceğini anladım ve Tıp Fakültesi okuyup anneme, babama ve insanlara faydalı olmaya, insanlığın sağlığı için doktor olmaya karar verdim. Dershaneye gitmeden dağda, bayırda, bahçede, tarlada fırsat buldukça üniversite hazırlık dergisi ile hazırlandım. Ve o sene üniversite sınavını derece ile kazandım. İlk tercihim ve çok sevdiğim Ege Tıp oldu.1993'te girdiğim Ege Tıp'ı 1999'da bitirdim. 1999-2001 yılları arasında vefa borcu olarak köyümde pratisyen hekim olarak çalıştım. 2001 yılında Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi beyin ve sinir cerrahisinde asistan olarak çalıştım. 2007 yılında uzman hekim oldum. İhtisas sonrası Hakkari Dağ ve Komando Tugay'ı seyyar cerrahi hastanesinde tabip asteğmen olarak yaptım. Askerlik sonrası mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra 2.5 yıl Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başhekim Yardımcısı olarak çalıştım. Ondan sonra Çeşme Devlet Hastanesi'nin Kurucu Başhekimi olarak atandım. 1 yıl sonra da yeni Urla Devlet Hastanesi'ne Kurucu Başhekim oldum. Urla’ya geldiğimde adeta bir sağlık merkezi gibi olan hastaneyi yeni binasında Yarımada Bölge Hastanesi ve sağlıkta 1 numara yapmak hedefini koydum. Ve nihayet yaptım. Bugün kalite puanı 100.05 olan Türkiye'de tek hastane. İzmir’de ilk, Türkiye'de 5'inci anne dostu hastane, Türkiye'de 6'ncı dijital hastane, Türkiye'de ilk ve tek yaşlı dostu hastane, ilk yaş alma okulu olan hastane, bebek dostu, engelli dostu, gebe ve menapoz okulu, diyabet okulu olan bir hastane. Hasta ve çalışan memnuniyet oranı yüzde 98.5-99.5 arasında. Çok şükür hepsini ekibimiz ve personelimiz ile başardık. Urla dışında Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Güzelbahçe, Narlıdere başta olmak üzere İzmir’in her yerinden hasta gelmekte. Hastalarımızın yüzde 65'i Urla dışından. Hastanemizde kalp damar cerrahisi ve onkoloji ile dahiliyeci yan dallar dışında her branşta 2 fazla uzman hekimimiz var.”