Uzun ve dolambaçlı sözü sevmez Anadolu halkı; az, öz, duru, damıtılmış, kendine göre kestirme olanı seçer.
Çocukluğumdan da bilirim; doğduğum kasaba Oğuzeli’nden… Zorlamalı, karmaşık sözcükleri, tümceleri kendi biçemince, dilinin kıvraklığı ile rahatlatır, öyle kullanırlardı.
Aforizmalar, sözün kısa, kestirme, çarpıcı olanlarıyla ortaya çıkmazlar mı? Aforizma için özlü söz diyerek geçiştirmek olası değil. Eski deyişle vecize... Batı’ya özgü bir söyleyiş biçimi. Daha uzun, daha felsefi bir söyleyiş biçimi de denebilir. Az sözle düşüncenin, bilginin, deneyimin, gözlemin, algının, sezginin özetini sunmak zor iş.
Kafka’nın yazdığı “Aforizmalar”ın üzerinden çok yıllar geçmiş; ama kitabında numaraladığı söz öbekleri, ince sözler eskimemiş.
“Kötü'ye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.”
“İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.”
“Yılanın aracılığı gerekliydi: Kötü, insanı ayartabilir, ama insan olamaz.”
“Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.”
Örnek sözlere, deyişlere sıkıştığımızda başvuracağımız adreslerden biri de Nietzsche’dir.
Aforizma karşılığı olarak şair ve yazar dostum Tahsin Şimşek “dikinesöz” demeyi yeğlemiş “Dikinesözler Kitabı”nda.(1) “Anamın dilinden” dediği sözcükleri, köyünde kullanılan anlamlarıyla vermeyi uygun görmüş.
Böylece Türkçe sözlüğümüze bir sözcük daha kazandırmış.
Abece sıralamasına göre seçtiği sözcüklerden tümceler oluşturmuş, örneklemeler yapmış. Bakın hele şu sözcüklere, nasıl çağrışımlar alacaksınız? Argaç, ası, ayazlık, bıçılgan, buğuz, cılıngız, concoloz, çımkışmak, çiğil, çiğin, dığan, ımzımak, ispirte, yavsa, yoşungun, yungu, zırıncamak...
Tahsin Şimşek “çocukluğunun” deyimlerini kendi biçemiyle de yorumluyor yapıtında. Bunları okurken gülümsemenin, gülmecenin kıyılarında dolaştırıyor sizi. Ağaçtan maşa olmaz, yörükten paşa olmaz, çebiç ağız, holuza dönmek, kıt kımır, odunu budağından, kadını dudağından; sevincik delisi olmak, sevisi akmak, sibek gibi ortada kalmak...
Daha nice deyimler yaşam bulmuş Tahsin Şimşek’in söz dağarcığında.
* * *
Yazar dostum Selçuk Oğuz da aforizma için “sözece”yi seçmiş.(2) Sözün özü, yorumu, özeti, sözün ecesi; Selçuk Oğuz’a göre “aforizma”nın Türkçesi.
“Çiçekler dünyayı kirletmez, korkma” diye başlıyorsa söz, ben de korkmam sözlerden, davranışlardan. Dünyayı kirleten ne yazık ki sonunda insanın kötüsü değil mi? Çiçeğe, doğa yeşiline, ağaca, hayvana, kıra, çevreye duyarlı insan her zaman doğru, tutarlı, sevgi doludur bana göre. Çünkü “İstemedikten sonra sevgi bile yük olur insana!”
Yaşamı, yaşamla bütünleşen olguları da tutarlı biçimde değerlendirilmesinden, ders çıkarılmasından yana Selçuk Oğuz. “Yaşamdan gerekli dersi almaya hazır olmayan için hiçbir olay öğretici değildir.” Ancak “İnsanın yüreğini açtığı birine kapısını kapatması düşünülemez” diyerek de insancıl duruşunu imliyor.
İnsanın toplumsal değerleriyle, davranışlarıyla, düşünceleriyle, çelişkileri, algıları, duyarlılıklarıyla tüm ayrıntılarını da gözlemlemiş Oğuz. “Bir gün başkalarına güvenmek gerektiğini anladığında insan, bunun yolunun doğruluk ve dürüstlükten geçtiğini de anlayacaktır”, “İnsan öğrenirken düşünür, düşünürken öğrenir; nasıl daha iyi bir yaşam kurulabileceğini!” ya da “İnsanın eleştirisinde kendinden bir yan bulunmuyorsa, gerçekte o eleştiri eksiktir!”
(1)Şiire yüklü Halk bahçesi/ Dikinesözler kitabı, Tahsin Şimşek, Afrodisyas Y.
(2)Günışığı-Sözeceler, Selçuk Oğuz, Duvar Y.