TSK'nın 358 general ve amiralinden 157'si, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin 32 bin 189 subayından bin 99'u ihraç edildi.
23 savaş uçağı, 12 nakliye uçağı, 8 taarruz helikopteri, 27 nakliye helikopteri, 74 tank, 172 zırhlı araç, 3 savaş gemisi, 3 bin 992 hafif silah darbe girişiminde kullanıldı.
Bütün bunların üzerine yapılan YAŞ toplantısında,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın görevlerine devam etmesi kararı alındı.

***

Cumhurbaşkanı darbe girişimini eniştesinden, Başbakan sıradan vatandaşlardan, kuvvet komutanlarının bazıları eşlerinden, bazıları da etraflarından öğrenmişler.
Demek ki her şey normal seyrindeymiş. Herhangi bir zafiyet yokmuş. Herkes görevini yapmış ki, orduda ve istihbarat birimlerinde herkes yerli yerinde.
Üniversiteler, sağlık kuruluşları, gazeteler, televizyonlar, radyolar ise terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenmekten kapatıldı.
Gazeteciler gözaltına alındı.
Hiçbirinin üzerinde, evinde veya iş yerinde yapılan aramada, tank, top, tüfek bulunmadı.
Bu yolları beraber yürüyenler de demokrasi nöbetinde.
Son durum budur...

***

Hikaye bu ya;
Birgün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını, bu yüzden şikayetçi olduğunu söyler.
Hz. Süleyman dervişi çağırır ve “Bu kuşun kanadını neden kırdın? Kendisi senden şikayetçidir” der.
Derviş ise, “Ben bu kuşu avlamak istedim. Yanına sokuldum kaçmadı. Daha fazla sokuldum yine kaçmadı. Tam yakalamak için üzerine atladım kaçmaya çalıştı. O sırada kanadı kırıldı” diye kendini savunur.
Hz. Süleyman kuşa dönerek, “Bak bu adam da haklı. Sana sinsice yaklaşmamış. Sen neden kaçmadın. Hakkını savunabilirdin. Şimdi kanadım kırıldı diye şikayet ediyorsun” der.
Kuş, Hz. Süleyman'ın bu sözleri üzerine, “Efendim ben onu derviş kıyafeti içinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı kıyafeti olsaydı elbette kaçardım. Derviş kıyafeti görünce, bu adamda Allah korkusu vardır, ondan bana zarar gelmez diye düşündüm” diye itiraz eder.
Hz. Süleyman kuşun söylediklerini doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesi için dervişin kolunun kırılmasını emreder.
Tam bu sırada kuş yeniden söz ister ve şöyle der;
“Efendim dervişin kolunu kırarsanız, bir süre sonra kolu iyileşir ve yeniden aynı kötülüğü yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkarın. Çıkarın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın...”

***

Kıssadan hisse;
Anlayan anladı,
Anlamayana davul zurna az bile.