27 Ekim’den bu yana bilgisayar sıkıntısı yüzünden yazamadım. Arayan dostlara teşekkür ederim. İğneden ipliğe zam, işzizlik, borçlar yüksek enflasyon gibi sorunların yanısıra yüksek elektrik faturaları yüzünden vatandaş isyanda.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrasında elektrik zamlarının geri alınması ile ilgili açıklama yapmaması üzerine, “Milletimiz, bir kez daha elektrik faturalarında yüz üstü bırakılmıştır” şeklinde konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, açıklama yaparak elektrik faturalarına karşı vatandaşların yüz üstü bırakıldığını belirtti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “Günlerdir bile isteye, göz göre göre beklentiye sokulan milletimiz, bir kez daha elektrik faturalarında yüz üstü bırakılmıştır. Milletimize söz verdim; bu mücadelemin sonu değil, daha başlangıcı.”

***

Önemli bir konu da enflasyon. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Şubat başında açıkladığı yıllık resmi enflasyon yüzde 48.69 iken Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre nasıl yüzde 114.87 çıktı? ENAG kurucusu Profesör Veysel Ulusoy, Türkiye'de enflasyonun son beş yıldır küçük istisnalar dışında çift hanede seyrederken, 2021'in ortasından itibaren kur artışlarının da etkisiyle enflasyondaki yükseliş hız kazandığını söyledi. TÜİK'e göre 2021 yılının Aralık ayında yüzde 36.08 olan yıllık enflasyon oranı, 2022 yılının Ocak ayında yüzde 48.69'a çıktı. Bu arada kamu eliyle yapılan zamlar ve artan enerji fiyatları nedeniyle yükseliş seyrinin önümüzdeki aylarda da devam edecek gibi gözüküyor.

Profesör Yalçın Karatepe’nin enflasyon görüşü ilginç: “Enflasyon yoksullaştırır, yüksek enflasyon ise çok daha hızlı yoksullaştırır. TÜİK’in açıkladığı tüketici fiyat enflasyonu yoksullaşmanın hızla derinleştiğini gösteriyor. Resmi verilere göre Ocak ayında yüzde 11.1 yıllık bazda ise yüzde 48.69 olarak gerçekleşen enflasyon, ülkenin en temel sorunu olmaya devam ediyor.”

Bu arada uygulamaya konulan kur korumalı mevduat gibi yastık altı altınlara yönelik ürün de aslında iktidarın çaresizliği nedeniyle her tür riski kamunun (vatandaşın) üzerine yıkmaktan çekinmediğinin bir göstergesidir.

Peki, iktidar bu riski niye alıyor? Doğrusu şu: İktidar risk almıyor, sadece zamana oynuyor. Ekonomik sorunlara çözüm üretme kapasitesi olmayan bu iktidar, “hele bir bu günü atlatalım” yaklaşımını sürdürüyor. Bize düşecek olan da sadece “cefa” olacaktır.

Haftaya yeniden buluşmak üzere. Hoşça kalın dostlar.