İzmirli hayvan hakları savunucuları hafta içinde İzmir Gazeteciler Cemiyeti'mizi ziyaret ettiler. Canlara haberlerimizle verdiğimiz destek için teşekkür ettiler.
Asıl biz onlara, 7/24 verdikleri mücadele için müteşekkiriz. Maddi getiriyi bırak götürüsü büyük olan bir işi üstlendikleri, teşekkür görmek bir yana sık sık hayvan sevmeyen insanlarla karşı karşıya kalmayı göze aldıkları, sabahın körü gecenin bir yarısı demeden toplumun büyük kısmının umurunda bile olmayan hayvanlar için canlarını dişlerine taktıkları, kimilerinden “kaçık” damgası yemeyi bile kabul ettikleri için...
Hayvan sevmek kolay. Hayvan hakları için mücadele etmekse ayrı bir mesai, bambaşka bir gönüllülük işi.

* * *

Ziyarette yasal düzenlemelerle sorunların büyük bir kısmının önüne geçilebileceğini konuştuk. Yılan hikayesine dönen 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu'nun yeni halinin bir türlü Meclis'in gündemine gelememesi çözümsüzlüğü büyütüyor.
Özellikle sahipsiz hayvanların kurtuluşu, gerekli yasal düzenlemelerle mümkün.
“Denetim olmadıkça yasalar da etkili olmaz” demeyin. Caydırıcı cezalar her zaman etkilidir. Sorunların tümünü çözmez belki ama azalmasına yardımcı olur. İnanın sorunların azalması bile büyük fark yaratır.
National Geographic'te “2016 yılının en büyük 7 hayvan hakları zaferi”ni konu alan bir makale vardı. 2016 yılında, Amerika'da fildişi ticaretinin önlenmesine yönelik yasal düzenlemeler de bu 7 zaferden biri olarak gösterilmiş. 2015'te Çin'in getirdiği sıkı yasaklardan sonra 2016'da Amerika Birleşik Devletleri, yeni yasal düzenlemelerle yasadışı ticareti bitirecek yaptırımlar getirdi. Eskiden getirdiği kar nedeniyle cazip olan fildişi satışı artık çok ağır cezalarla bitme noktasına geldi.
Bu da caydırıcı cezaların büyük fark yaratabileceğine güzel bir örnek.
Bugün Türkiye'de, her türlü hayvan hakkı ihlalinin yapıldığı kimi üretim çiftlikleri için cüzi para cezası dışında yasal olarak yapılabilecek hiçbir şey yok.
Bugün bir sokak hayvanına işkence edildiğinde, şiddet uygulandığında, öldürüldüğünde, bu suçlar TCK kapsamında olmadığı için “caydırıcı” sayılabilecek bir ceza verilmesi mümkün değil.
Bugün yasadışı olmasına rağmen köpek dövüşleri engellenemiyor. Dövüş olduğu sırada baskın yapılmadıkça, fotoğraf, video gibi kanıtlar yeterli sayılmıyor.
Bugün sokak hayvanları toplu şekilde zehirleniyor. Acı içinde kıvranarak ölen canların hesabı sorulamıyor.
Halbuki bu ve bunun gibi suçların net, ağır, tavizsiz cezaları olsa belki yapanlar için caydırıcı olacak ve sadece yasanın sunduğu güvence bile hayvanları koruyabilecek.