İnanın söze nereden, nasıl başlayacağımı şaşırıyorum. Her gün aynı terane… Ona zam, buna zam, zama zam haberlerini okumaktan sıkıldık, yorulduk…

Her güne zam bombardımanıyla uyanıyor, akşam eve ekmek götürebilecek miyiz diye kara kara düşünüyoruz. Türk lirası o kadar değer kaybetti ki Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, vatandaşı şu sözlerle telkin ediyor:

“Bunlar bekliyorlar dolar 20-30 lira olacak. Niye olsun? Zaten Türk lirası şu an en zayıf durumunda…”

Yani artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı.

***

Daha 3 aydır aldığımız asgari ücret belirlenirken bazı kamuoyu seçkinleri asgari ücretin memnun edeceğini ve bu zamana kadar verilmiş en yüksek asgari ücret olacağını söylüyorlardı. Evet doğru! Asgari ücret yüzde 50 zamlandı ve 2022 yılında 4 bin 253 lira oldu. Şimdi ise söz konusu ‘memnuniyet ücreti’ enflasyona yenik düştü. Çarşı pazar o kadar karıştı ki artık simit bile lüks oldu. Şimdi de asgari ücrete temmuz ayında bir zam daha yapmayı düşünüyorlar.

Ancak daha önceki köşe yazılarımda da bahsetmiştim… Bu dönemde asgari ücrete zam yapmakla yırtık dona yama yapmak aynı şey. Çünkü artık temelde don değil yama kalmış! Üretimin değil tüketimin arttığı, kuyrukların uzadığı bir ülkede asgari ücrete zam yapmak yüzerken boğulmamak için arada başımızı kaldırıp nefes almak gibi olacaktır. Aynı hızla kafamız suya gömülecek ve yine nefes almadan hedeflediğimiz noktaya ilerlemeye çalışacağız.

Daha fazla örnek vermeme de gerek yok sanırım… 2022 asgari ücreti sadece 3 ayda açlık sınırının altına düştü.

***

Gidiyorlar…

Ülkenin geleceği gidiyor. Hem de bizi kıskanan Avrupa’ya gidiyor. Neden mi? Mutlu değiller. Geleceklerinden endişeliler. Umutları tükendi.

Her ne kadar açıkladığı veriler tartışmalı olsa da TÜİK’in açıkladığı verilerden de bunu rahatlıkla görebiliyoruz. TÜİK’in 2021 yılı Yaşam Boyu Memnuniyet Araştırması’ndaki sosyal güvenlik kapsamında olma durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde; sosyal güvencesi olanların mutluluk oranlarının sosyal güvencesi olmayanlara göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. 2003 yılında sosyal güvencesi olup mutlu ve çok mutluyum cevabını verenlerin oranı yüzde 63.8 iken bu oran 2021 yılında yüzde 51.5 olmuştur.

Sosyal güvencesi olsa dahi mutlu olamamalarının temelinde ise güvensizlik, belirsizlik ve kaygı var. Bunlar mutluluğu etkiliyor.

***

Zamlar ve Borçlar

Kirasıydı, elektriğiydi, doğalgazıydı derken asgari ücretlinin karnını doyurmak için köşede 3 kuruş parası dahi kalmadı. Gelen zamlardan kaynaklı faturalara ve kiraya zor yetişen asgari ücretli temel gıda fiyatlarına gelen zamlardan kaynaklı yiyecek ekmeği bile kredi kartıyla almaya başladı. Karnını zor doyuran vatandaş çarşıda pazarda tezgaha yanaşamaz oldu, haliyle esnaf da zor durumda kaldı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) TBMM Grubu açıkladığı ekonomi raporunda da bu durum gözler önüne seriliyor. Vatandaşın borçlarına ilişkin raporda yer alan verilere göre bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan (konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı) borcu takiptekiler de dahil 24-31 Aralık günleri arasında 8.8 milyar lira daha artarak 1 trilyon 26 milyar liraya çıktı. Böylece yurttaşın toplam borcu 1 trilyon 83 milyar lira düzeyine geldi.

Yani anlayacağınız Türkiye geleceğini kaybetti. Geri kazanması ise yıllar alacak…