Haşim Kaya...

Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya'nın adaylığını YSK'ya yaptığı başvuru ile düşüren kişi. Sosyal medya hesabından, sahtecilikten mahkum olduğunu ortaya çıkaran herkesi, dolayısı ile beni de haysiyet cellatlığı yapmakla suçlamış.

Yetinmemiş, bir de sabıka kaydını yayınlamış.

Demek istiyor ki “Benim sabıkam yoktur.”

Oysa azıcık hukuk bilgisi olan bilir ki, bir mahkumiyet kararı üst mahkeme diye adlandırılan Bölge İstinaf Mahkemesi ya da Yargıtay tarafından onaylandıktan sonra sicilinize işlenir.

***

Mahkeme tutanaklarına girdiği için yazıyorum.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/79211 sayılı soruşturması. Boşanma ve tazminat davası açacağından bahisle müştekiden birden fazla kez farklı miktarda para alarak dolandırmak.

İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/970 esas sayılı kovuşturma dosyası. Sahte avukatlık belgesi düzenleyerek 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 63/3 maddesinde suçu işlemek.

İzmir 9 Asliye Ceza Mahkemesi 2017/239 esas sayılı kavuşturması.

Sahte hukuk fakültesi diploması ile resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti ile sonuçlanıp sonuçlanması. (Sahte belge İzmir adli emanetinde 2017/4363 sırasında kayıtlıdır)

Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/2569 esas sayılı dosyası.

Borçlu kişiye kendi hesabını vererek para yatırtması. Asıl borçlunun ise olaydan haberdar olmaması nedeniyle olayın ortaya çıkması sonucu dolandırıcılık yapmak.

FETÖ'cü diye suçlanan bir esnafı “Ankara'da tanıdıklarım var seni tahliye ettiririm diye” dolandırmak.

Devletin özel yetkili savcısına “rüşvet verdiğini” ima etmek.

Daha yazayım mı?

***

Bu konuları yazarken ne CHP'nin aday belirleme yöntemine, ne Mehmet Ali Çalkaya'nın eşinin aday yapılmasına ne de sahtekarlıktan hüküm giymiş Haşim Kaya ile öyle ya da böyle ilişkisi bulunan hiç kimseyi adını yazarak hiçbir suçla itham etmedim.

Sadece HDP'nin 2018 yılında İzmir 1. Bölge adayı Dr. Bayrak Ercan'ın telefonda anlattıklarını yazdım. Onun eşi ve onun da radyocu olan ağabeyi hakkında isimlerini bile açık açık yazarak sıkıntı yaratmak istemedim, hiçbir suçlamada bulunmadım.

Yazdıklarım ortadadır.

***

Mehmet Ali Çalkaya ile, ömrümde bir kez, o da rahmetli gazeteci arkadaşım Fevzi Yılmaz ile, Balçova Belediye binası yapılırken konteynerden bozma makamında bir bardak çay içtim. Konu da makamından kovduğu müteahhit ile ilgiliydi.

Başarılı olup olmadığına halk, kendisi yerine eşinin aday gösterilmesi de Cumhuriyet Halk Partisi'nin yetkili organları bilir.

Daha önce ismini açıkça yazmadığım, ancak kendisine ait radyodan hakkımda “tetikçi-besleme” suçlamasında bulunduğu için artık adını yazmakta sakınca bulmadığım Can Radyo Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Kafalı'dır.

Radyosundan CHP'ye söylemediğini bırakmayan, üstelik de müracaatı olmadığı halde Bayraklı'dan CHP belediye meclis üyeliği 20. sıra adaylığını kabul eden kendisidir.

Haşim Kaya'yı tanımadığını söylebiliyorsa hodri meydan.

***

Ve aslında şaşırmadığım bir başka konu.

Radyo başından “besleme” diyerek, güya yazılarımı birilerinden maddi karşılık alarak yazdığımı ima eden sözleri.

Bak bu konuda haklı.

Benim ya da birinci derecede bir yakınımın yazdığı kitabın 300 adedini Bayraklı Belediyesi'ne sattım.

Biraz araştırsın, bir o kadarını da Karşıyaka Belediyesi'ne sattığımı bulabilir.

Biraz daha araştırsın, belki diğer CHP'li belediyelere ne kadar sattığım bilgisine de ulaşabilir.

İşte şimdi, kitap pazarladığım Bayraklı Belediyesi'nin Meclis Üyesi olmaya adayım.

Bu da bana CHP'ye ağır hakaretler etmeye, ama onun listesinde aday olmaya devam etmeye, gelecekte daha fazla kitap satmaya yardım edecektir.

Benimki de haysiyet cellallığı canım...