Başkan Obama, "Büyük Felaket" olarak açıklamış 24 Nisan 1915 yılında Ermeni tehciriyle ilgili alınan kararları ve sonrasını.

Ardından da eklemiş; "1915 Olaylarıyla ilgili kişisel düşüncelerimi birçok kez açıkladım ve düşüncelerim değişmedi." Böylece bir yerde "Soykırım" iddialarına destek veriyor ve Ermeni lobisine göz kırpmaya devam ediyor. Konunun siyasilere değil tarihçilere bırakılmasının gerekliliği birçok kez yazıldı, anlatıldı. Tarihte yaşanan acıları siyasete alet etmeye yönelik çabaların kimseye yarar sağlamayacağının artık kabul edilmesi gerekiyor.

Konuyu tarihçilere bırakıp, olayın bir başka hazin yönünü, Yozgat Mutasarrıfı ve Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in acılı hikayesini Yazar, Tarihçi Bilal Şimşir'in 'Malta Sürgünleri' adlı kitabından dinleyelim;

"8 Nisan 1919 günü ilk kez bir Türk 'savaş suçlusu' aleyhinde idam hükmü verilir. Mustafa Nazım Paşa'nın Harp Divanı, Bekirağa Bölüğü'nde tutuklu bulunanlardan eski Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey'i ölüm cezasına çarptırır. Sadrazam Damat Ferit Paşa, idam kararını aynı gece Padişah'a yollar. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin fetvasını alan Sultan Vahdettin, kararı hemen onaylar. Kemal Bey, 10 Nisan günü saat 17.00'de Beyazıt Meydanı'nda asılır"

Bu düzmece mahkemenin alçakça verdiği idam kararı, kuşkusuz Türk adalet tarihinin 'kara leke'lerinden biridir. Kemal Bey, Boğazlıyan Kaymakamı bulunduğu sırada, 1915'de İstanbul'dan bir emir alır. Emirde Sancaktaki bütün Ermenilerin 24 saat içinda Suriye'ye sürülmesi istenir. Kaymakam bu emri uygular. Suçu budur. Mahkeme sağlam delillere göre değil, Ermeni iftiralarına göre karar vermiştir.

Padişah ve Damat Ferit Hükümeti, Ermenileri tatmin etmek, İngilizlere yaranmak için siyasi bir idam kararı vermiştir. İngiliz Yüksek Komiseri, bu idam kararını bir başlangıç olarak düşünür... Ancak olay İngilizlerin pek beklemedikleri ölçüde büyük bir tepkiyle karşılanır. Büyük kitle gösterilerine yol açar. İdamın yapıldığı Beyazıt Meydanı yasa bürünür. Cenaze alayı gittikçe büyür. Bir tıbbiye öğrencisinin, Kemal Bey'in mezarı başında yaptığı konuşma İngiliz raporlarına şöyle yansır;

'Burada toprağa verdiğimiz insan, kahraman Kemal Bey'dir. İngiliz'i Odesa'dan attılar, haydi biz de İstanbul'dan kovalım. Ne bekliyoruz. İngiliz'i atmak borcumuzdur. Felaketimizi hazırlayan İngiliz'i yok etmek zorundayız. Allah'ın yardımıyla yakında İngiliz'in kafasını ezeceğiz.'

Kemal Bey'in idamı 'Türk savaş suçluları' konusunda İngilizlerin tutumunda bir dönüm noktası olur. Bundan sonra tutukluların Malta'ya sürülme fikri ön plana geçer...

Kemal Bey'in vasiyetinin son cümlesi şöyledir; 'Fertler ölür, millet yaşar; inşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır' "

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in hazin hikayesi 14 Mart 1922 de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, kendisini "Milli Şehit" ilan etmesiyle noktalanır.