Nefesler tutuldu. Özellikle emekliler, memurlar TÜİK'in yarın açıklayacağı enflasyon rakamlarına kilitlendi. TÜİK'in anlı-şanlı çalışanları masaları başında rakamları makyajlamaya mı çalışıyorlar dersiniz?
Dert büyük; çarşı-pazar yanıyor. Marketlere girenler kasalarda çarpılıyor. Kasalarda oluşan kuyruklar kalabalıktan değil, kasa fişlerini inceleyen dar gelirlilerden kaynaklanıyor.
Pazarlar da bir felaket; yaz ortasında meyve-sebze fiyatları uçuşta.500 liraya kiraz, 200 liraya çilek- 140 liraya kayısı satılıyor. Marketlerde peynir-süt, bakliyat ,çay, şeker iki günde bir etiket değiştiriyor.Kasapların kapısından girmek cesaret işi.Kiralar emekli aylıklarının çok üzerinde. Üstüne üstük bir de akaryakıt zamları. Ve de akaryakıtı bahane ederek tüm sektörlerin yaptığı zamlar...
Ne yapsın şimdi TÜİK? Piyasa tahmini Haziran ayı için 1.61. açıklanacak oran, geçen yılın 1.64'lün oranını geçerse, enflasyonun da bir yıllık aradan sonra yükselişe geçtiği kabul edilecek. Ekonomistler bu oranın minimum yüzde 2 buçuk olması gerektiğini savunuyorlar.Bu da TÜİK'in başına gökten(!) taş yağması demek. O zaman makyaja devam. TÜİK kendi market fiyatlarını bulur, 1.64'ün altında açıklar aylık tüketici enflasyonunu .Burada en önemli sorun tüketicinin, TÜİK Marketin adresini yıllardır bir türlü öğrenememesi. TÜİK madde fiyatlarını yargı kararına rağmen açıklamamakta. Bir ara sepette tornavida ve bakır boru olduğu iddia edilmiş, TÜİK tarafından yalanlanmıştı.
Emekli ve memurlara yapacakları zam yüzde 15 civarında. Yine yokluk, yine yoksulluk, yine sefalet, yine açlık. Yasal olmamasına karşın internette organ satışları her geçen gün artmakta. İntiharlar gündemden düşmüyor. Hiç sıkılmadan "Kaynak yok. Emekliler bütçeye yük'' diyorlar. Daha bir hafta evvel Lahey'de yapılan NATO zirvesinde savunma harcamamız GSYH'de yüzde 2 den yüzde 5 e çıkarıldı.ABD Başkanı Trump'un arzusu üzerine 22 milyar dolar olan bütçe bu yıl 66 milyar dolar olarak revize edildi. Toplantıya katılan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ne dedi biliyor musunuz?
''Bizim için yüzde 2.1 yeterli ve sürdürülebilir bir orandır. Bunun üstü sosyal güvenlik ve eğitim bütçesini riske atacak tutarsızlıktadır. Emeklilerin ve dar gelirlilerin haklarını savunmak zorundayız.''
Sonuçta İspanya'nın savunma harcaması yüzde 2.1'de kaldı.Trump'un tehditleri yağmur gibi ama İspanya'nın Sosyalist İşçi Partili Başbakanı bu tehditleri hiç umursamıyor.
NATO'ya ayrılan 66 milyar dolarlık bütçeyle 19 bin okul, 1200 hastane yapılabiliyor. Yalnızca 15 milyar doları ile 600 bin işçinin ücretleri yoksulluk sınırı olan 85 bin liraya yükseltilebiliyor. Emekliler, memurlar yüzde 15 gibi komik bir zamla karşı karşıya kalmıyorlar.
Enflasyondan etkilenen elbette yalnızca memur ve emekliler değil, halkın her kesimi; işçiler, üreticiler, çiftçiler, esnaf, öğrenciler enflasyonun ezici etkisi altında perişanlar.Ve ev kadınları; mutfakta tenceresi kaynamayan, çocuğunu aç bir şekilde okula gönderen, pazardan boş fileyle evine dönen ev kadınları...
Şimdi kalkmışlar çeşitli senaryolarla halkın bu ilk sıradaki gündemini değiştirmeye çalışıyorlar. CHP Kurultayı için açılan iptal davası, her gün gözaltına alınan, tutuklanan onlarca kişi, çözüm süreci adı altında başlatılan çalışmalar,... Hiçbiri halkın öncelikli gündemini, ekonomik krizi, yokluğu, yoksulluğu, sefaleti değiştirmiyor. Araştırın, bakın akşamları evlerde hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı dışında bir konu konuşuluyor mu ?
Siyasi rejim ve mevcut ekonomi politika değişmediği sürece halkın bir numaralı gündeminin de değişmesi söz konusu değil.Hukukun, adaletin sağlandığı bir ortamda ekonomik istikrar da sağlanacaktır...