Ege kıyılarının mavi gözlü incisi İzmir, Mondros mütarekesi sonrası işgal haberleriyle çalkalanmakta.1919'un Mayıs ayı ile birlikte şehirde büyük bir huzursuzluk baş göstermekte. Vali Kambur İzzet'in ve 17. kolordu Komutanı Nadir Paşa'nın işbirlikçi tavırları umudunu yitiren halkı daha da yaralamakta.
14 Mayıs günü İngiltere'nin Akdeniz filosu Komutanı Amiral Galtrop, Müttefik devletlerin muvafakat ve kararıyla Mondros Mütarekesi'nin 7.maddesi uyarınca İzmir'in Yunan birliklerince işgal edileceğini bildirir.15 Mayıs sabahı Yunan nakliye gemileri, Averof ve Lemnos zırhlıları eşliğinde limana demirler. Yunan piyade alayının askerleri ve Efsun taburu Punta(Alsancak)'da karaya çıkar.
İzmir Başpiskoposu Hristosmos, tören kıyafetlerini giymiş bir şekilde dualar okuyarak askerleri takdis eder.Çevrede bulunan az sayıdaki Türk askerleri silahları alınarak, tutuklanır.
Tüm umutların yitirildiği anda bir silah sesi her şeyi değiştirir. Yunan askerleri Kışla ve saat kulesinin bulunduğu meydanı geçmek üzereyken patlayan silah, Yunanlıların zafer ve bayram havasını panik havasına dönüştürür.Alnının ortasından kurşunu yiyen Yunan bayraktar kanlar içinde yere serilmiştir.
Kurşunu atan kahraman Türk gazetecisi Hasan Tahsin'dir.Oracıkta şehit edilir. Bu kurşun emperyalizme karşı sıkılan ilk kurşundur ve kurtuluş mücadelesinin başlangıcıdır.Yunan işgaline karşı örgütlenen efelerden Demirci Mehmet Efe; (Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, gerisi bize düşer) der.
Öyle de olur ; emperyalizme sıkılan bu ilk kurşun, Bandırma gemisinin , Samsun rotasını oluşturur.Mustafa Kemal zorluklarla Ordu Müfettişliği'ni almış, Anadolu'ya geçmeyi ,kurtuluş mücadelesinin meşalesini yakmayı başarmıştır. Paşa, görev almak için gittiği Savaş Bakanlığı'ndan çıkarken yaşadığı duyguyu yıllar sonra şöyle açıklar;
''Talih bana öyle uygun koşullar hazırlamış ki, Bakanlıktan çıkarken duyduğum coşkudan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum.Kafesi açılmış, önünde geniş bir evren , kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim.''
İşte o kuş 16 Mayıs günü İstanbul'dan süzülerek Samsun'a hareket ediyor, bağımsızlık ve özgürlük yolunda 9 Eylül'de İzmir'de noktalanacak bir mücadeleye giriyordu. 15 Mayıs 1919'da İzmir'de oluşan karanlık yerini 9 Eylül 1922 'de yine İzmir'de pırıl pırıl bir şafağa bırakıyordu.Ege'nin incisi İzmir , dünyada emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini başlatan ve bitiren tek şehir ünvanını kazanıyordu.