Bakan, Şimşek gibi çakıyor; en önemli öncelik, hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmakmış. Zaten mali disiplin AKP'nin en önemli özelliği imiş. Nasıl bir mali disiplinse aldıkları tasarruf önlemlerine bakın, hayat pahalılığının nasıl sorun olmaktan çıkacağını görün.
Kamu personelinin servislerini kaldıracaklarmış. Kamu taşıtları da elektrikli ve yerli araçlara dönüştürülecek, yeniden araç kiralanmayacakmış. Bakanlıklarda da en çok 3 araç makam hizmetinde kullanılacakmış. İyi güzel de aynı bakan 2015'te yaptığı konuşmada, kamuda araç israfına yönelik eleştirilere cevap verirken 'Türkiye'nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez' dememiş miydi? Üstüne üstlük açıkladığın tasarruf paketi yüz milyar lira, bütçede 71 milyar lira olan üç aylık ödenek eklemesi bir anda 120 milyar liraya çıkarılmış. Diyanet'in ödeneğini 242 milyon lira, Saray'ınkini ise 4 milyar lira artırmışsın. Bu nasıl bir tasarruf?
Bu kadar tasarruf hayat pahalılığını önlemez diyorsanız bitmedi; kamu kurumlarının basın-yayın organlarına verecekleri ilan ve reklamlar da kısıtlanacakmış. Festival ve sanat etkinliklerinde ise yine tasarruf önlemleri uygulanacakmış. Ayrıca sözleşmesi henüz imzalanmamış tüm mal ve hizmet ihaleleri yeniden gözden geçirilecekmiş. Yani yandaş müteahhitler bir süre beklemeye alınıyor anlaşılan.
***

Bütün bunlardan sonra vatandaş görecek hayat pahalılığının nasıl bittiğini, enflasyonun nasıl düştüğünü...
Dilimizde tüy, kalemimizde mürekkep bitti, bu önlemlerin enflasyonu düşürmede yeterli olmadığını anlatamadık. Bir defa daha anlatmaya çalışalım;
AKP yirmi yılda 3 trilyon 300 milyar dolar vergi toplamış.500 milyon dolar da dışarıdan kredi alınmış.Etti mi 3 trilyon 800 milyar dolar? Yılda yaklaşık 180 milyar dolar ediyor. Hazineye bakıyorsunuz eksi bakiyede. Merkez Bankası zararda. Enflasyon yirmi yılda yüzde 120 artmış. 20 kattan fazla artan döviz ve yüzde 90'ı açlık ve yoksullukla boğuşan bir toplum.
Ne yatırımı ne üretimi, ne de istihdamı artıramamışsın. Döviz üzerinden hazineyi borçlandırıp köprü, otoyol, havaalanlarının yandaş müteahhitlerine oluk gibi para akıtmışsın. Yine yandaş iş adamlarının milyarlarca lira vergi borçlarını affetmişsin.
Hesapsız ödenen faizlerle, ithalat-ihracat dengesizliğiyle cari açık tavan yapmış.
Yerli ve yabancı yatırım yok diyoruz. Nasıl olsun? Ekonomik gelişmenin temelinde adli hukuk sistemi yatmaz mı? Yargıdan elini çekmemişsin. Güven ortamını yok etmişsin. Kim yapacak yatırımı? Freedom House'un 2023 raporunda Türkiye 'Özgür olmayan ülke' sınıfında yer almış. Olsun, sonuçta Kolombiya ve Umman'ı geçmişiz sıralamada... Dikta ya da otokrasiyle yönetilen, yargının bağımsız olmadığı, geri kalmış, kadın hakları engellenmiş 57 ülke arasına koymuşlar Türkiye'yi. Bir de uluslararası sendikalar konfederasyonu var. Türkiye 2023’te işçi olmak için en kötü 10 ülkeden biri, diyorlar.
***

Ekonomi böylesine yerlerde sürünürken ülkeye 10 milyonu aşkın sığınmacıyı tıkmışsın. 3 paraya vatandaşlık vermişsin. Yerli-yabancı mafya çeteleri, ülkede cirit atıyor. 'Ekonomi şaha kalkıyor' diyorsun.
Para bol ya, vakıf ve cemaatlere milyonlarca lira aktarıyorsun. Onlarca da saray yaptırdın mı itibara bak ondan sonra. Tasarruf-tasarruf diyorsun da tasarrufun itibardan yapılmayacağını aziz halkımıza bir türlü anlatamıyorsun canım kardeşim. Maldivler’de yapılan tatiller, Monaco'da yenilen ıstakozlar itibar göstergesi değil mi sanki?