Yıl 1961...Gazetecilerin çalışma koşullarını güvence altına alan 212 Sayılı Yasa yürürlüğe giriyor.Yasayı protesto eden 9 gazete patronu 3 günlük gazete kapatma kararı alıyor.

O zaman gerçek gazeteciler var. Birleşiyorlar , 'Basın ' Gazetesini çıkarıyorlar. Patronlar geri adım atıyor, gazeteler yeniden yayınlanmaya başlıyor.10 Ocak 'Gazeteciler Bayramı ' olarak kabul ediliyor.
10 yıl sonra 1971 faşist Askeri müdahalesi sonucu gazetecilere verilen bazı haklar geri alınıyor. 10 Ocak artık 'Çalışan Gazeteciler Bayramı' değil. Gün , ''Çalışan Gazeteciler Günü ''.
Ya bugün ;  İsterseniz ' Yalaka Gazeteciler Bayramı ' deyin ,isterseniz 'Çalıştırılmayan Gazeteciler Günü '' deyin, isterseniz 'İşsiz Gazeteciler Günü '' deyin .   
Hani hep söylüyorlar ya; 'Neredeeen nereye' .Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 149.cu sırayı kapmışız.Gazetecilik faaliyetleri sebebiyle cezaevinde 43 gazeteci ve medya çalışanı çile dolduruyor.
Peki devrin keyfini süren bir eli yağda bir eli balda gazeteci müsveddeleri yok mu? Olmaz olur mu? Bakın yalnızca geçen yıl,kamu bankaları muhalif gazetelere tek satır reklam vermezken ,yandaş - yalaka basını paraya boğmuş. Tirajda yerlerde sürünen ne kadar gazete varsa, kamu reklamlarında zirveye çıkmışlar.Tüm kamu reklamlarının tek bir merkezden dağıtıldığını söylemek yanlış mı olur?
Doğrusu adamlar hak ediyorlar.Yıl boyunca Gabar dağından çıkarılan petrolün haddi-hesabı yok.Karadeniz'de çıkarılan doğalgaz her ay manşetlerde . Enflasyon , hayat pahalılığı hemen hemen hiç yok. Bakın son birkaç günün paçavra manşetlerine ;
''Devlet Hızır gibi.'' ''Üreterek Yol alıyoruz.' Biraz daha sabredelim', Cumhur kazandı ,Zafer Türkiye'nin', 'Memur ve emekliye yüzde 30 zam müjdesi', 'İkinci Malazgirt'in arifesindeyiz', 'Esnaf için can suyu', Muhalefetin amacı altı başlı vesayet ' 'Stokçuluk bitiyor,fiyatlar iniyor .'
Nasıl, hakediyorlar değil mi? Gazete değil, iktidarın propaganda broşürleri.Şimdi seçim arifesindeyiz,seyreyleyin gümbürtüyü.Her gün petrol , doğalgaz bulunacak. Piyasa adeta ucuzluk pazarı olacak. Enflasyon tek hanelerde, işsizlik bitmiş,dış ticaret açığı sıfırlanmış ,işçi-memur emekli maaşları Avrupa'yı aratmayacak. Yakında manşetlerde ''F-35'leri artık biz üretiyoruz .' şeklinde manşet atarlarsa sakın şaşırmayın .
Bilinen fıkradır ; Napoleon dünyaya geri gelmiş. Biden'le görüşmüş, 'Sizdeki askeri güç bende olsaydı, Waterloo savaşını asla kaybetmezdim ' demiş. Gitmiş Putin'le görüşmüş ; ''Sizdeki istihbarat örgütü bende olsaydı asla Waterloo savaşında yenilmezdim 'demiş. Sıra gelmiş Türkiye'ye ; ''Sayın Erdoğan ,sizdeki basın bende olsaydı Waterloo savaşını kaybettiğimi asla kimse duymazdı' demiş...
İşte şimdi bizdeki basının durumu özetle böyle.
Tek amaçları var; susturmak. Muhalif seslere tahammülleri yok.Gerçeklerin konuşulmasıdan rahatsızlar.En büyük korkuları seçimlerde uğrayacakları hezimet.
Yukarıda attıkları bir manşeti biz de paylaşalım;
''Biraz daha sabredelim.''
Gazetecilerin çalışmalarını, baskı altında olmadan ,özgürce yerine getirecekleri günlerin geleceği umudunu hiç yitirmeden sabrediyoruz.
10 Ocakların yeniden ''Çalışan Gazeteciler Bayramı '' olacağı hayalini kurarak...