Çinli düşünür Lao Tzu “Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez” der.

Bilmeden konuşma denilen eylemi aslında hepimiz, hayatımızın bir döneminde birden fazla kez yaparız. Ama öğrendikçe, akıllandıkça, bilgi dağarcığımız artıp görüş açımız genişledikçe ve tabii biraz da yaş aldıkça, bilmeden çok konuşmanın anlamsızlığını ve aslında ne kadar tehlikeli olabileceğini anlarız.

Anlamayanlarımız ise bu dersi zor yoldan öğrenir.

Bilmeden büyük konuşmaya devam ederler; sonunda o laflardan biri çevrelerindeki herkes tarafından kınanır, ayıplanır… Yanlış yaptıklarını anlarlar.

Yıldız Tilbe’nin Twitter’dan “köpekleri zehirleyin gebertin” çıkışının ardından, tepki çeken mesajlarını silip özür dilemesi de işte zor yoldan öğrenmeye güzel bir örnek bence.

*

Tilbe’nin ‘talihsiz’ paylaşımlarıyla ilgili söylenecek sözlerin hepsi zaten söylendi; tekrara gerek yok. Ben, insanların yorumlarını okurken gözlemlediğim bir konuya değinmek istiyorum.

Gördüğüm şu; toplumun azımsanmayacak bir kesimi sokak hayvanlarına karşı son derece duyarlı ve bilinçli. Ama bir yandan da daha hala çok sayıda insanın bu konudaki bilgisi “köpek ısırır” seviyesinde!

Herkesin şu soruların doğru cevaplarını öğrenmesi, durumu net olarak anlaması lazım:

·       Neden sokakta bu kadar çok hayvan var?

·       Hayvanlar neden ısırır?

·       Hayvanların ısırması nasıl önlenir?

·       Gerçek suçlu hayvan mıdır?

*

Ülkemizde sokak hayvanı nüfusu çok yoğun çünkü; yeterli kısırlaştırma yapılmıyor, üretim kontrollü değil, evcil hayvan satışı yeterince denetlenmiyor, hayvanlarını sokağa atanlar, suiistimal edenler, saldırgan yetiştirenlerle ilgili caydırıcı cezalar yok!

Hayvanların ısırmasının ise çok farklı nedenleri var. Araştırmalara göre, sahipli hayvanlar sokak hayvanlarına oranla daha saldırgandır. Tek başına bu veri bile, hayvanların saldırgan davranışlarının ağırlıklı olarak insan kaynaklı olduğunun kanıtıdır.

Bunun dışında hayvan neden saldırır peki?

Kısırlaştırılmamıştır, açtır, korkmuştur, insandan şiddet görmüştür veya nüfus yoğunluğu hayvanların çeteleşmesine neden olmuştur vs.

*

Kısırlaştırmaya bir parantez açmak lazım çünkü en önemli konulardan biri bu…

Kısırlaştırma hayvanlardaki agresifliği azaltır; popülasyonun kontrol edilebilir seviyeye çekilmesine yardımcı olur; ısırmaların bir diğer nedeni olan çeteleşmenin önüne geçer. Çünkü gruplar halinde olmayan hayvanlar daha sakin mizaçlıdır. Yani, etkin ve ülke çapında eşzamanlı kısırlaştırma ile 5 yıl gibi kısa sürede birden fazla sorun çözülebilir.

*

Isırmanın önlenmesi tek başına ele alınamaz; “hayvan hakları ve sokak hayvanları” meselesi ile ilgili bütünsel bakış açısına sahip politikalar üretilmelidir.

Yapılacak şey belli aslında: Üretim kısıtlanmalı, satış denetlenmeli, yasadışı hayvan üretimi-ticareti durdurulmalı, etkin kısırlaştırma yapılmalı, hayvanlara karşı suç işleyenlere caydırıcı cezalar verilmeli, toplum bilinçlendirilmedir.

Tüm hayvanların mikroçiplenmesi sağlanmalıdır.

Sokağa hayvan terk eden kişilere göstermelik değil “ciddi” cezalar verilmelidir.

Hayvanların saldırganlığının ardındaki en önemli neden insandır. Hayvanlara şiddet uygulayan, öldüren veya saldırgan yetiştirenlerin cezası hapis olmalıdır. Cezalar caydırıcı olmadıkça, şiddet sürer.

Özetle, sokak hayvanları meselesinin tek geçerli ve etkili çözümü; gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, merkezi ve yerel yönetimlerin de sorumluluklarını yerine getirmesidir.

Ferdinand artık bir kitap kahramanı

Trabzon’da 2018 yılının Kurban Bayramı’nda kesimden kaçarak yakalanamayan boğa, dört gün sonra Sürmene’de denizden kurtarılmıştı. Ferdinand adı verilen boğa, kurtarıldıktan sonra AHBAP Platformu tarafından satın alınarak İzmir'in Kemalpaşa ilçesindeki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı'na götürülmüştü. Burada yaşamını güven içinde sürdüren Ferdinand’ın muazzam hayatta kalma mücadelesi bir öykü kitabına ilham oldu.

Dionizos Yayınevi tarafından yayımlanan “Kahraman Ferdinand” adlı kitap İnci Gürbüzatik ve Dursaliye Şahan tarafından derlendi. Kitapta çocuk, kadın, insan, canlı, cansız, ağaç, doğaya karşı yapılan tüm hak ihlallerine karşı bir itiraz yükselten 22 yazarın kaleme aldığı öyküler yer alıyor.

Sosyal Medyadan İnciler: Yaren Leylek ve Adem Amca’nın 11. buluşması

TEMA Vakfı geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından herkesin yüzüne sıcacık bir gülümseme konduran bir paylaşım yaptı. Yaren Leylek ve Adem Amca ile ilgili paylaşım hayvanseverlerin de ilgi odağı oldu.

Bursa'nın Eskikaraağaç köyünde yaşayan Adem Yılmaz ve yakın dostu Yaren Leylek her bahar göç dönüşü buluşuyorlar. Bir insan ve bir leyleğin bu eşsiz arkadaşlığı belgesel de olmuştu. TEMA, Yaren Leylek ile Adem Amca’nın 11. kez buluştuklarını duyurdu. İşte TEMA’nın paylaşımı:

“Yaren leylek tam 11 yıldır her bahar göç dönüşünde Adem amcanın teknesine konup ve ona eşlik ederken, Adem amca da tuttuğu balıkları onunla paylaşıyor.

Doğa fotoğrafçısı Alper Tüydeş bu bahar da kavuşmanın haberini sosyal medyadan duyurdu ve bu yeni fotoğrafı paylaştı. Soğuk havalar sebebiyle Adem amca balık tutmak için göle çıkamıyor, Yaren leylek ise karla kaplanan arazide yemek bulmakta zorlanınca soluğu bu kez de Adem amcanın bahçesinde alıyormuş.

Yeryüzündeki tüm canlıların birbirine destek olarak yaşayabileceğinin en güzel örneklerinden biri olan Yaren leylek ile Adem amcanın hikayesini büyük bir heyecanla takip ediyoruz.”

Fotoğrafçı Alper Tüydeş de Instagram hesabından şu mesajı paylaştı: “Uzun zamandır takip ettiğim bu hikayenin karlı fotoğraflarını ilk kez çekmek nasip oldu. Çok üşüdüm, çok bekledim ama sonunda Yaren'i gülümserken çektim.”

Haftanın Karesi

Bu haftanın karesi bir Pallas kedisine ait. Orta Asya'ya özgü bu ufak kedi türü manul olarak da biliniyor. Biraz sinirli görünen yüz ifadeleri, uzun ve hacimli tüyleri ve ilginç kulak yapıları ile Pallas’lar son derece ilgi çekici hayvanlar.

Bu ufaklık için yeri olan var mı?

O küçücük, güzeller güzeli kız İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulundu. Henüz 1 yaşlarında olan bu canın kısırlaştırılması da yapılmış. Son derece iyi huylu ve sevecen kız, evinde küçük ırk bir can için yeri olan ailelerden haber bekliyor. Kaderi sokaklar veya barınak olmasın. Tel: 0532 206 40 00

Sakız evin neşesi olmak için hazır

Sakız, yakışıklı bir erkek Maltese Terrier. 4 yaşında, kısır, çipli, aşıları tam, tuvalet terbiyesi tam. Çocuklarla ve köpeklerle arası gayet iyi. Ev içinde yaşamaya da alışkın. Yani, o harika bir aile köpeği. Sakız’ın ömürlük yuvası olmak isteyenler arasın. Tel: 0 530 692 58 12 - 0 554 114 46 13

Arabadan sokağa bırakıp gittiler

Bu küçücük melek, soğuk bir günün sabahı arabayla sokağa, bir ofisin önüne terk edildi. Ofistekiler ufaklığı veterinere götürdü, kontrollerini yaptırdı. Sağlıklı, 2.5 aylık bu kızın sonu sokaklar olmasın. Onun koruyucu meleği olacak, kendine mükemmel bir can dost arayan yok mu? Tel: 0530 967 92 67

Kimi Takip Etsek?

Hayvanlar alemini ve vahşi yaşamı sevenler için bu haftaki önerim; Instagram’daki en güzel hesaplardan biri olan wildsplanet. 1.8 milyon takipçisi olan bu hesabın misyonu vahşi hayvanların kurtarılmasına yardımcı olmak. Farkındalık yaratan ve harika videolar paylaşan bu hesabı mutlaka takibe alın.