Bir zamanlar hayattaki en büyük sevincinin İzmir’in işgalden kurtulması olduğunu ifade eden Hasene Nalan, aynı zamanda bir siyasetçiydi; 1930 seçimlerinde erkeklerden fazla oy alarak birinci sıradan İzmir Belediyesi Meclis üyesi olmuştu. “İzmir’de İz Bırakmış Öncü Kadın Yazarlar” adlı değerli kitapta (Editörü Prof. Dr. Şerife Çağın, Ege Üniversitesi Yayınları) “Sağlık Cemiyetinin Gönüllü Emekçisi, Aydın Bir Kadın Yazar: Hasene Nalan” başlıklı yazısıyla İzmir’in hafızasına yeniden Hasena Nalan’ı yerleştiren Değerli Yasemin Mumcu (Dr.) kentimizin bu güçlü kadın portresini, üç ayrı başlık altında incelemişti.
Dr. Mumcu’nun kitapta yer alan değerli yazısındaki başlıklarından biri kadının siyasetteki yeriydi, bu noktada Hasena Nalan’ın siyasetçi kimliğini inceledi. Nalan, aynı zamanda çok sayıda yardım kuruluşunun üyesiydi. Yardım platformlarında adeta bir kadın şövalye gibi fedakarca çalışan Nalan, aynı zamanda İzmir’in ilk feminist örgütlenmesi sayılabilecek “Yardımcı Hemşireler Cemiyeti” üyeleri arasındaydı. Nalan, bu cemiyet çatısı altında İzmir’in öncü kadınlarıyla birlikte “Hemşirelerin Kitabı” adıyla bir eser de yayımlamıştı.
Elbette bu olumlu, saygın, cesur çalışmalarının yanında, Hasena Nalan iyi bir gazete yazarı, iyi bir edebiyatçıydı. Yasemin Mumcu “Edebiyat Alanında Hasene Nalan” alt başlığında yazarın bu yönünü de inceledi. Hasena Nalan, ürünlerini özellikle Ahenk gazetesi ile Muallim dergisinde yayımlamıştı. Hasena Nalan’ın neşredilen kısa hikâye, şiir, mensur şiir, masal ve gezi yazısı türünde eserleri vardı. Kısa hikâyeleri dikkat çekiciydi, mensur şiirleri dil bakımından etkileyiciydi. Ama bunlar gazete ve dergi sayfalarında kaldı. Dilerim Hasena Nalan’ın bu ürünleri edebiyat tarihçilerinin düzenlemesiyle bir kitapta toplanır.
İZMİR’İN KURTULUŞUNA TANIKLIK EDEN KADIN
Hasene Nalan, İzmir’in işgalden kurtuluşunu “hayatının en büyük sevinci” olarak tanımlarken ve bu kurtuluşun aktif bir katılımcısı olmuştur. 1930 yılında yapılan belediye seçimlerinde, erkeklerden fazla oy alarak İzmir Belediye Meclisi’ne giren ilk üç kadından biri olmayı başarmıştır. Bu başarı, onun toplumda ne denli saygı duyulan bir figür olduğunu göstermektedir. 1930 Eylül seçimlerinde hem Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) hem de Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) tarafından aday gösterilmesi, Hasene Nalan’ın siyasi arenadaki etkisini ortaya koymaktadır. CHF’yi tercih ederek meclise giren Hasena Nalan Hanım, Benal Nevzat ve Piraye Sükuti ile birlikte İzmir Belediye Meclisi’nin ilk kadın üyeleri arasında yer almıştır. Değerli Tarihçi Doçent Dr. Erkan Serçe o yıllardaki ortamı Birgün Gazetesi’nde geçtiğimiz yıllarda kaleme aldığı bir makalede şöyle aktarır:
“İki partinin, CHF ve Serbest Fırka’nın yarıştığı belediye seçimleri Eylül 1930’da başladı. İzmir’de 36 üyenin seçileceği belediye meclisine CHF Benal Nevzat, Piraye Sükuti ve Hasene Nalan hanımları, SF ise Cevriye İsmail, Hasene Nalan ve Rebia Arif hanımları aday olarak gösterdi. Hasene Nalan iki fırkadan da aday gösterilmesinden gurur duysa da sonunda CHF’nı tercih etti. CHF seçimlerde kadınlara özel seçim beyannamesi yayınlamaktan geri kalmamıştı. Özetle şöyle diyordu: ‘İzmir hanımları! Reylerinizi CHF’na veriniz. Size bu medeni ve mukaddes hakkı bahşeden CHF’dır.
Türk kadınının en yüksek meziyeti nimet-şinaslığıdır.’-“
Prof. Dr. Şerfe Çağın da editörlüğünü yaptığı, değerli inceleme yazılarının bulunduğu “İzmir’de İz Bırakmış Öncü Kadın Yazarlar” adlı esere yazdığı önsözde de, Dr. Yasemin Mumcu’nun kitapta yer alan yazısıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Cevriye İsmail, Benal Nevzat ve Rebia Arif’le birlikte 1930 belediye seçimlerinde İzmir’de siyasete dahil olan kadınlardan önemli bir isim de Hasene Nalan’dır. ‘Cemiyetlerinin Gönüllü Emekçisi, Aydın Bir Kadın Yazar: Hasene Nalan’ başlıklı yazısında Yasemin Mumcu, Hasene Nalan’ın bu yönüyle birlikte yardım cemiyetlerindeki rolü ve edebî kimliği üzerinde de durmuştur. İzmir Verem Mücadele Cemiyeti’nin idare heyeti içinde yer alan Hasene Nalan’ın cemiyetin yayın organı olan Sıhhî Cidal’de yazıları yayımlanır.
Üyeleri içerisinde Hasene Nalan’ın da bulunduğu bir diğer cemiyet ise Yardımcı Hemşireler Cemiyeti’dir. Cevriye İsmail tarafından kurulan ve faaliyetlerine 1923’te başlayan cemiyetin İzmir’de ilk feminist hareket olduğu söylenmektedir ki bu bilgi, kadınların bilinçlenme ve farklı alanlarda söz sahibi olma süreci düşünüldüğünde önemlidir.
Cevriye İsmail ve Rebia Arif’le birlikte Hasene Nalan’da dikkatimizi çeken ortak bir özellik bu kadınların çocuk eğitimine verdikleri önem ve mukaddes bir vazife olarak gördükleri anneliğe önemli bir değer atfetmeleridir. Onlara göre haricî hayatta aktif olması arzu edilen kadın, aile hayatındaki rolünü de ihmal etmemelidir. Hasene Nalan aynı zamanda Rebia Arif, Benal Nevzat, Handan Sermet Hanım’la birlikte 1931’de kurulan Tokadizade Şekip’in başkanı olduğu İzmir Edebiyat Derneği’nin de kadın üyeleri arasındadır. Mumcu yazısında, Hasene Nalan’ın siyasî ve sosyal yazılarıyla birlikte Ahenk gazetesi ve Muallim dergisinde tespit ettiği edebî yazılarını da ayrıntılı olarak ortaya koymuştur.”
TOPLUMSAL DAYANIŞMA VE ÖNCÜ ROLLER
Hasene Nalan, sadece siyasi alanda değil, aynı zamanda sosyal hizmetlerde de aktif bir rol oynamıştır. Yardımcı Hemşireler Cemiyeti ve İzmir Verem Mücadele Cemiyeti gibi kuruluşlarda görev alarak, kadınların sağlık ve eğitim alanlarında desteklenmesine katkıda bulunmuştur . Ayrıca, “Hemşirelerin Kitabı” adlı eserin hazırlanmasında da yer almıştır .
Hasene Nalan, Ahenk gazetesi ve Muallim dergisinde kısa hikâyeler, şiirler, mensur şiirler ve gezi yazıları kaleme almıştır . Bu yazılarında, dönemin sosyal meselelerine değinmiş ve kadınların toplumdaki yerini sorgulamıştır. Edebi eserleri, dil ve anlatım açısından dönemin diğer yazarlarıyla kıyaslandığında özgün bir üsluba sahip olduğu görülmektedir.
Tokadizade Şekip’in başkanlığını yaptığı İzmir Edebiyat Derneği’nin aktif üyelerinden biri olan Hasene Nalan, kültürel etkinliklerde de yer almıştır. Bu dernek, dönemin edebi tartışmalarına ev sahipliği yapmış ve birçok yazarın yetişmesine katkıda bulunmuştur.
Tarihçi Dr. Bahar Aslan’ın da araştırma yazılarında, Hasena Nalan’a vurgu yapılır. Örneğin son olarak bir Tarih Dergisi’nde Bahar Aslan o dönemi şu satırlarla yansıtmıştır:
“Keza İzmir’in mizah gazetesi İbiş’i yayınlayan Ahmet Cemil ve Demokrat Fırka’nın İzmir kulübünü açtıktan sonra İttihat ve Terakki muhalifi Feryat Gazetesi’ni çıkaran Hamit Suphi ve Bezmi Nusret aynı matbuat dünyasını mizah ve eleştirileriyle renklendiren kişilerdi. TokadizadeŞekip, Müstecabizade, Mevlevi Şeyhi Nuri, Efendi, Melekzade Fuat’ın kıymetli yazılarıyla katkı koyduğu Musavver Mehasin Mecmuası’nı çıkaran Mehmet Zeki de yine İzmir matbuatına ve İzmirlilere hizmet eden bir şahsiyetti.
İzmir’in ilk kadın muharriri Evliyazade Naciye Hanım, Muallim dergisini çıkaran Hatice Baise, Hasene Nalan, Fatma Musavver ile Tevfik Rüştü Bey’in eşi Makbule hanımlar da bu yazın kadrosuna kalemleriyle katkı koyan kadın yazarlardandı.”
HER ALANDA AKTİFLER
Yukarıda geçen aynı isimler, kurtuluş savaşı sonrası İzmir Türk Ocağı’nın yeniden örgütlenme ve açılma sürecinde yürüttüğü faaliyetlerinde de aktif rol alırlar.
Örneğin Doç. Dr. Günver Güneş, yıllar önce yayımladığı “KURTULUŞTAN SONRA İZMİR’İN YENİDEN KURULUŞUNDA İZMİR TÜRK OCAĞI VE FAALİYETLERİ (1922-1931)” başlıklı incelemesinde Hasena Nalan ve diğer isimlerin rolünü aktarır:
“İzmir Türk Ocağı II. Meşrutiyet döneminde 1912 yılında kurulmuş, dönemin güçlü siyasî organı İttihat Terakki ile birlikte bölgenin kültürel gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Mütareke döneminde faaliyetlerine ara veren İzmir Türk Ocağı, 15 Mayıs 1919 tarihinde de Yunan işgali ile kapatılmıştır. Zaferden sonra ise İzmir’de ilk sivil örgütlenme Türk Ocağı’nın açılması ile oluştu. İzmir Türk Ocağı Anadolu’da bağımsız açılan diğer tüm Türk Ocakları arasında da faaliyete başlayan ilk Türk Ocağı oldu.”
“Yeni Türk devletinin ideallerine paralel olarak kadının çağdaş dünyada sosyo-ekonomik ve kültürel alanda yerini almasına çaba gösteren Türk Ocağı faaliyetlerinde kadın üyelerine ön sıralarda yer vermiştir. Ocak medeni kanun ve hukuk devriminin destekçisi olurken, kentte kadın haklarının seslendirilmesinde Türk Ocağı’nın aktif kadın üyeleri Hasene Nalan, Benal Nevzad, Cevriye İsmail, Maide Kazım, Sadiye Saime, Hikmet Yakup, Yaşar Hoca Hanım’ın önemli etkileri olmuştur. II. Meşrutiyet döneminde ilk defa Türk Ocağı salonlarında sahneye çıkan Türk kadını, cumhuriyet döneminde de İzmir Türk Ocağı’nın girişimleriyle konserlerde, müsamerelerde, balolarda, çay ziyafetlerinde, konferanslarda, sergilerde kurs ve derslerde boy göstererek seslerini topluma duyurdular. Kimsesiz kız çocuklara ve yardıma muhtaç kadınlara hizmet vermek amacıyla ocak bünyesinde ‘Yardımcı Hemşireler Cemiyeti’ oluşturulmuş ve İzmir de kadınlar yararına çalışmalar yapmıştır.”
KADININ ROLÜNÜ ANLAMAK
Hasene Nalan’ın hayatı, Türkiye’nin modernleşme sürecinde kadınların oynadığı rolü anlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Onun siyasi, sosyal ve edebi katkıları, dönemin kadın hareketinin şekillenmesinde etkili olmuştur.
Bugün, Kıymetli Hasene Nalan’ın eserlerinin derlenerek gün ışığına çıkarılıp yayımlanması, hem edebiyat hem de kadın tarihi açısından büyük bir kazanç olacaktır.
Ayrıca İzmir’in geçmişinde yeri olmuş böylesi değerli bir kadının arşivlerde bir fotoğrafının bile bulunamaması, maalesef güzel şehrimizin tarihine verdiğimiz değerin hüzünlü bir göstergesi. Hasena Nalan’ın ruhu şad olsun… Hatırası İzmir’de yaşasın…