18 Eylül Çarşamba sabahı hayırlı bir haberle gözlerimi açtım. Ankara’dan gazeteci kardeşim Murat Koç aradı, “Abi, bana hep soruyordun; Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) ne olacak diye.”

Hayırdır! Dedim. Koç ekledi: “AOÇ arazisi ihalesini Ankara Büyükşehir Belediyesi kazandı.”

Yani, Ata’nın mirası korunacak…

Harika!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Değil mi?

Aynı şekilde, İstanbul’u yıllardır “yağma Hasan’ın böreği” dercesine parselleyen ve de “Belediye’nin malı deniz, yemeyen domuz!” misali har vurup, harman savurdukları iddia edilenlere “Dur!” diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na da aynı duygularla bir selam gönderiyorum… Tabii ki, İzmir Büyükşehir Belediyemizin Başkanı Tunç Soyer ekibi de aynı çizgi üzerinden düzgün yürüyüşü ile seçmenine verdiği sözleri tutuyor... Evet, Murat Koç’un bu müjdeli haberi üzerine Oh be! dediğimi hatırlıyorum… Sonra Urla’dan arabama atlayıp, Karşıyaka Çamlık Mahallesi 1743 sokaktaki Orman Bölge Müdürlüğü Lokali’nin yolunu tuttum…

* * *

Neden 60 kilometre ve 1.5 saatlik yolu göze aldığıma gelince; çünkü orada Orman Bakanlığı Başmüfettişliği'nden emekli olan yakın akrabam orman mühendisi Tanzer Çalışkan ile önemli bir randevum vardı. Konu; İzmir ve çevresindeki yangınlarla ilgili aldığı son bilgilerdi… Buluştuğumuz mekan ve ortam “Orman yurdun hem süsü, hem gücüdür” ve de Atatürk’ün “Ormansız yurt vatan değildir” sözlerini anlatarak planlanmış nitelikte idi. Önce özel bitki çaylarımızı içtik; sonra Türkiye Ormancılar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi’nin “Gördük, gezdik; yazdık” diye başlayan çok uzun yazılmış “İzmir Orman Yangını” raporuna göz attık. Buna göre ;18 Ağustos’ta saat 11.14’de Belkahve, 12.42’de Menderes Karabağlar, 13.40’da Menderes Urla Demircili, 16.40’da Demirci Durhasan, 17.10’da Menderes'te başlayan yangınlar zinciri kayıtlara göre tam 53 saat sürmüş, 20 Ağustos günü saat 17.42’de söndürülebilmiş...

Bu yangınlara müdahale için 237 arazöz, 29’luk ilk müdahale aracı, 25 iş makinesi (dozer) , 20 helikopter ile belediyelerle diğer kurumlara ait 95 çeşitli araç, 72 teknik eleman, bin 200 Orman Genel Müdürlüğü personelinin yanı sıra 20 jandarma aktif olarak katılmış. 20 gün içerisinde resmi teknik raporun hazırlanamadığına dair düşülen notta benim dikkatimi çeken husus şu oldu; basında çıkan 500-600 hektar (ha) orman yandı deniliyordu. Oysaki bu rapora göre 6 bin 647 hektar orman

yanmış!

Takdir edersiniz ki, bendeniz Gazeteci-Yazar Ünal Tümin’in orijini; spor yazarlığıdır. Hemen kağıda kaleme sarılarak Tanzer Çalışkan’a “burasının kaç futbol sahası büyüklüğünde” olduğunu sordum. Malumunuz futbol sahalarımızın eni ve boyu 90*120 m. yani 10 bin 800 m2 , 1 hektarda (ha) 10 bin m2 olduğunu belirterek bende sizlere soruyorum; sadece bu rapora göre kaç futbol sahası kadar ormanımız yanmıştır?

Ormanlar, milli servettir. Toprağı kaybetmek istemiyorsan, ormanları yok etmeyeceksin..

* * *

Aksilik olmazsa bugün İzmir’in bir sahil beldesinde İzmir Milletvekilimiz, değerli meslektaşım Atilla Sertel ile buluşup bu önemli bilgileri içeren detaylı raporu kendisine vereceğim. Sevgili Sertel, inanıyorum ki, 1 Ekim’de açılacak TBMM’de bu önemli raporu değerlendirme fırsatını mutlaka bulacaktır…

Gazete 9 Eylül ve bu köşemin daimi okurlarına da iç- dış siyasetimiz, ekonomimiz, artan elektrik, akaryakıt, doğalgaz fiyatları, okul masrafları, zam üstüne gelen zamlar, işsizlik ve diğer konularda da hayli kalem oynattım. Sevgili vekilimizin TBMM’deki kükreyişini de biliyorsunuz. İnşallah “Ağaçlar piknikte ölmesin!” sloganı dile getirir. Orman yangınlarını da gibi el birliği ve gönül birliği ile söndürebilme şansımızın bol olmasını diliyorum.