Heybemde bir sürü bayram hikayesi var…

Kuşağımın çocukluğuna dair…

Hoş bir önceki kuşakla da aynıdır aşağı yukarı…

İster ağlatan, ister güldüren…

Kimseyi eylemeyeyim, yaşayan yaşamıştır…

Sorum da, sorgum da tam bayram üstüne…

Sorum da sorgum da şimdiki çocuklar üzerine…

Çocukların bayramlarını elinden alanlar,

Çocuklarına hatıra yaratma şansı bırakmayanlar üzerine…

“Ahhh, ah” diye başladığın çocukluk bayramları hikayelerinde,

Kapı kapı şeker toplamaların, bayram yerindeki salıncaklı hikayelerin vardı.

Şimdi torununun, çocuğunun nesi var?

Hadi senin, akraba ziyaretlerin, cicili elbiselerin vardı.

Şimdiki evlatların nesi var?

Hadi senin, yanında uyuduğun cilası kendinden ayakkabıların vardı.

O heyecanla sarıldığın patilerin, bayramlıkların…

Şimdiki bebelerin nesi var?

Hadi senin hatıranda;

Biraz vardıysa babanın cebinde, çadırda da olsa bayram gezilerin var.

Köye gitmişliğin, inek, koyun, kuş, böcek görmüşlüğün var.

Şimdiki evlatlarımızın nesi var?

Hadi senin bayram yerlerinde macuncuların, elma şekercilerin var…

Şimdi çocuklarımızın nesi var?

***

Ver eline bir telefon, olmadı bir tablet.

Havası alınmış şişme bebek gibi koy bir kenara…

Ver eline bir internetli bilgisayar

Dön bak keyfine, denizine, havuzuna şuyuna bununa…

Biraz büyükse işin daha güzel…

Takılsın arkadaşlarıyla,nargile kafeler,

Ucuz restoranlar…

“Dönem böyle” deyip de

“Nerdeee bizim bayramlar” açmazına yatmak da, büyüklerin çakallığı işte…

***

Bayramlardır bekliyorum…

Bu kentin ağababaları,

Bu kenttin ekmeğiyle yoğurulmuş, burada zengin olmuş ağabeylerinden.

Bu kentte sıfırken marka olmuş, para bulmuş kısacası “Baba”larından.

Zır zır ötmeyi iyi bilen siyasetçilerinden.

İşte yepyeniler…Belediye başkanlarından.

Ağızlarında “Adalet içiiiin, hak hukuk içiiiinnn,evlatlarımız içiiiin beni seçiiin”

Nefes kokuları bile burnumuzda daha…

Bir tane bayram yeri kuran belediye var mı?

Bir tane, çocuklar için bayram eğlencesi yapan var mı?

Bir tane, çocuklar için bir şey yapan var mı?

Denizi görmeyen bebeleri denize götüren,

Kapısına gıcır gıcır ayakkabılar bırakan?

“Bayram şekeriniz, çikolatanız benden” diyen?

“Bayram dediğin çocuklara olur” diye düşünen?

Bırakın yahu;

“Ey çocuklar bayramınız kutlu olsun” diyen?

***

Sonra çocukların adı şöyle geçer gazete sayfalarında;

“Bademlendiler”

Bu kadar ilgisiz, sevgisiz, cep telefonuna, internete terk edilmiş neslin ne hatırası olabilir ki?

Çok üzgünüm çocuklar…

Son baba Barış Manço idi sizi anan, anlayan, dillendiren…

İyi bayramlar, gençler, yarının büyükleri…

İyi bayramlar, çocukluk anılarında yüzüp, çocuklarını unutan garip insanlar…

İyi bayramlar garip memleket, acayip insanlar…

Hey; kentin başkanları (!) size de iyi bayramlar…

ET FESTİVALİ

Kurban Bayramı...

Herkesin elinde bir bıçak,satır ve benzeri.

Yani herkes kasap.

Bayram kasabı.

En sevdiğim ise hastane önü haberleri.

Hangi boğa kime boynuz batıracak?

Hangi acemi kasap neresini sakatlayacak?

Yok daha komiği de var.

“Kurban eti nasıl saklanır?”

“Kavurması nasıl yapılır?”

“Ne kadar dinlendirilmelidir?”

“Nasıl sindirilir?”

Bütün aşçılar ayakta sayın seyirciler…

Hacım, kurban kurban olalı böyle işkence görmedi.

Kurban eti saklanmaz mübarek.

Kurban kesilir,et almaya gücü olmayanlara dağıtılır.

Yoksullar bulunur,onlara verilir.

O yüzden kurban bayramı vardır.

Sen durumu “Geleneksel et festivali” ile karıştırdın…

DOMUZ KİM?

Denizli’nin Çameli ilçesinde yaban domuzunu vurdular.

Traktör römorkuna bağlayıp 5 kilometre sürüklediler.

Daha sonra dere yatağına attılar…

Kişiler göz altına alındı.

Ne olacak dersiniz?

İki saat sonra “Güle güle”

Niye anlayamadık ki, bu dünya hepimizin?

Niye anlayamadık ki, canlı canlıdır,komşumuzdur.

Hadi adına av koydunuz anladık.

İşkence etmenin ne manası var kardeşim?

Kim şimdi domuz?

YUH ARTIK...

Kaz dağlarındaki çevre katliamına tepkiler sürüyor.

Duyarlı insanlar orada.

Tepkiler sabit ve haklı.

Küçücük bir kız çocuğumuz da TRT ekranlarındaki programa bağlanıyor.

Telefon bağlantısı sırasında,

Doğa katliamına tepkisini gösteriyor.

TRT denen acayipleşen yapı, altın makası çalıştırıp,

Küçücük bir çocuğumuzun tepkisini sansürlüyor,

Sunucu hemen sözünü kesiyor, konuşturmuyor.

Bunun adına ayıp falan değil…

Açıkçası YUH denir

DELİ ZİYA; “Yoğun ilgisizlik nedeniyle bayramda kapalıyım”