İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar.

-İskoç sözü

Korona belası yüzünden zor dönem yaşıyoruz. Taksit taksit karantina döneminde 65 yaş üstü 18 yaş altı evde tutuldu ama şimdi yaşam serbest bırakıldı. Özellikle sayıları yaklaşık 8 milyon olan, 21 Mart’yan bu yana önlemlere uyan 65 yaş üstüne kısıtlama mı dersiniz dayatma mı, büyük tepki alıyor.

Oysa riskli hemen her şey şu günlerde serbest. AVM’ler açık, restoranlar, oteller açık. Maçlar başlıyor. Toplu taşımada sosyal mesafe sıkıntılı. Dükkanlar, kreşler de açık ama 65 yaş üstü evde kalmaya devam!

Oysa bu yaş grubundakilerin de, sokağa çıkmaya, güneşi, denizi, yeşili görmeye hakkı var.

Neticede onların da ruh sağlığı söz konusu, bedenlerine iyi bakması gerekiyor.

***

Bir de şöyle çelişki yaşanıyor: 65 yaş üstü esnaf, işyeri sahibi işine gidebiliyor ama emekliyse evde hapis!

“Dünyayla Söyleşen Şair” Ataol Behramoğlu haykırıyor: “65 yaş üstü bir şair-öğretim üyesiyim. Sokağa çıkmak için bir ticarethane ya da bir market mi açmam gerekiyor? Herhangi bir yerden ikamet etmekte olduğum İstanbul dışındaki bilimsel bir toplantı ya da sanat etkinliğine sanatsal toplantı davet alsam izin almam ve gittiğim yerde 1 ay kalmam mı gerekecek? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu saçmalıklara bütün bilim insanı ve sanatçı dostlarımı yüksek sesle karşı çıkmaya çağırıyorum.”

Behramoğlu, 65 yaş üstü olarak sokağa çıkacaklarını, cezalara karşı toplu dava açacaklarını, gerekirse insan hakları mahkemesine kadar gideceklerini belirtiyor.

İzmirli 68’lilerin simge isimlerinden gazeteci-yazar Okan Yüksel de uygulama ile, 12 Mart ve 12 Eylül faşizmini de görmüş 68 ve 78 kuşağı mensuplarından “intikam alınmaya çalışıldığını” öne sürüyor. Yüksel, yasaklara teslim olmayacaklarını bildiriyor.

***

Haziran başı itibariyle toplum, yeni sosyal ve ekonomik uygulamalarla başbaşa. Normalleşme, neler getirecek meçhul. Yeni dönemin sonuçlarını 15 Haziran’dan sonra göreceğiz büyük bir olasılıkla. Değerlilerimiz; 65 yaş üstü, gençler ise yine kapalı tutuluyor baskılanıyor “yaşlanmakla ihtiyarlamanın farkını” bilmeyenlerce!

“Risk grubu” olarak değerlendirilen 65 yaş üstüne ev hapsinin, başka hastalıkları da tetikleyeceği, var olanı ağırlaştırabileceği gözardı edilmemeli. 65 yaş üstünün sorunu, salgının ekonomik boyutunu değerlendiren hükümetçe -mutlaka- masaya yatırılıp çözümlenmelidir. 18 yaş altının da tabii!

***

Yazıyı, tiyatro yönetmeni ve yazar Haluk Işık’ın 3 yıl önce yazdığı “Bugün 68'lilere baktım da” şiirinden dizelerini, 65 yaş üstü insanlarımıza armağan ederek sonlandıralım:

(…) İhtiyarlık ölümdü, önce gözler çürürdü/ Bedeninden ve beyninden kopup/ Ölümü kutsayan teslimiyetti ihtiyarlık/ Yaşlılıksa, onlara benzeyip, onlar gibi olmaktı/ Anladım, bugün 68'lilere baktım da/ Dedim ki bizimkilere, iki bükülmeye evrildiğimde/ Belime odunun hasıyla, en kallavisinden vurun/ Ömrümce eğilmedim, ihtiyarlık teslim almasın beni/ Bir gün o güneş doğduğunda utanmasın/ Ve sormasın, bu muydu bekleyen beni?/ Dilim eskirse, çok konuşacak evet, ama eskirse/ Gözüm nicedir gözlüklü, ama kapanırsa gerçeğe/ Ruhum faşist ve yobaz ve kötü tercüme isterse/ Bilin ki ben gittim, bir ihtiyar geldi/ O ihtiyarı gönderin cehennemin dibine!/ Bugün 68'lilere baktım da, bir 78'li çocuk/ Utandım cümle yorgunluğumdan/ Bize hacet yok, onlar biliyor nerede ne eksik/ Dedim ki, onlar hala dün doğmuş birer çocuk/ Ve gençlik, çocukluğu koruyarak süren bir yolculuk (…)

65 yaş üstünün isyanı haklıdır!..