26 Ağustos'ta başlayan "Zafer Haftası" ile silkinerek kendimize geldik; bu zaferi 30 Ağustos'ta "bayramla" taçlandırdık... Ve "Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa" temposuyla coştuk. Şimdi Ege'de, gün gün kurtuluş günlerini kutluyoruz. Bugün 7 Eylül cuma, Turgutlu ve Kuşadası'nda, yarın Manisa' da kutlama şenlikleri var...
Veee... İki gün sonra İzmir’in dağlarında çiçekler açacak...
Dağ, taş Kordonboyu "Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa" diye inleyecek...

* * *

Tarihin yazdığı bu şanlı sayfaları, elimizden giden adaları, İzmir' in karanlıkta kalmış ya da "Yunanlar İzmir'i neden işgal etti?", "İzmir' de yelken ve yüzme sporu" ," İzmir'in eski tramvayları" ve daha birçok konuyu araştırıp yazan, konferanslar düzenleyen, değerli dostum araştırmacı- tarihçi Umur Sönmezdağ'la yukarıdaki sözleri çok paylaştık.1980'li yıllardan bu yana İzmir Özel Türk Koleji'nden (İTK) tanıdığım aile dostumu maalesef kaybettik ve dün de öğrencileri, meslektaşları ve okurlarının katıldığı törenle ebediyete uğurladık. Artık geride imza attığı birçok yazı, belge ve söyleşileri ile onu anacağız. Eşi Dr. Tülay Hanım ve tek çocuğu Cüneyt'e Allah sabırlar versin.

* * *

1 Eylül Aliağa ilçemizin kurtuluş günü idi... O gün Aliağa'nın 3 dönem Aliağa Belediye Başkanlığı'nı, bir dönem de İzmir milletvekilliğini yapan bir başkan dostum Hakkı Ülkü'yü aradım. Bulgaristan'dan yeni dönen, dün de Fransa'dan bir dostu ve TBMM'den gelen eski sekreterini misafir eden Ülkü, benim konuğum oldu ve sorularımı cevapladı:
Malum, Türkiye bugün siyasal, ekonomik ve eğitim krizi içinde... Siyaset (politika) meclislerde, bakanlar kurulunda, hükümet dairelerinde ve bunların kapsadığı yerlerde görülür, yürütülür.

* * *

Köşemin konuğu Hakkı Ülkü bu tanıma göre harika bir örnek; 1946 yılında Salihli'de doğmuş. Altı kardeşin en büyüğü ve zorlu bir yaşamı olmuş.
Çiftçilikten işçiliğe, memurluktan esnaflığa, siyasetin en tabanından milletvekilliğine kadar bir çok faaliyette bulunmuş, bu yüzden kendisini 200 yıl yaşamış gibi hissediyor. Toprakta yetişen her ürünü tanıyormuş. İşçilik yapmış, bez imal etmiş. Memurluk yapmış, insanlara iş bulmuş, Belediyecilik yapmış, hem insanları evlendirmiş, hem Işıkkent Belediyesi'nde yazı işleri müdürlüğü yapmış. Ayrıca, üzüm bağları olduğundan Tariş'te üzüm eksperliği yapmış.
Siyasete gelince; 1972'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamından 2 gün sonra CHP’ye üye olmuş. Mahalle delegesi, mahalle temsilcisi, belediye meclis üyesi olmuş. 12 Eylül darbesi ile görevleri sona erince Aliağa’da kardeşi ile ortak kuyumcu dükkanı açmış. Siyasi partiler kurulmaya başladığında SODEP’te yer almış. 1989 yerel seçimlerinde 3 arkadaş olarak önseçime girmiş ve partililer kendisini tercih edip % 51 oyla Belediye Başkanlığı'na seçilmiş...
2002 genel seçimlerinde Belediye Başkanlığı'ndan istifa ederek milletvekili adayı olmuş ve seçilmiş. Parlamentoda İçişleri Komisyon üyesi olmak istemiş, parti yöneticileri kendisini kırmamış ve o komisyonda aralıksız 5 yıl hizmet vermiş. Ayrıca komisyonda CHP’nin sözcüsü olarak görev yapmış. 5 yıllık zaman zarfında 202 yazılı soru önergesi, sayısını bilemediği kadar çok sözlü soru önergesi vermiş. 5 yılın sonunda dönemi bitmiş.
Hakkı Ülkü o yılların kendisi için adeta 'doktora tezi' olduğunu belirterek diyor ki; "Aliağa’ya döndüm. 2009'da yapılan yerel seçimlerde CHP adayını destekleyerek seçime katkı koydum. 'Nerede kalmıştık' diyerek ve kollarımı sıvayarak tekrar Aliağa Belediye Başkanlığı'na talip oldum. Anketler yapıldı, komisyonlar inceledi ve oybirliğiyle genel merkezde adaylığım tescil edildi. Ancak Aziz Bey karşı çıkınca, önüm kesildi! İlçe halkının büyük bir bölümü akşam düğün yaparken sabahleyin cenaze namazına tanık oldu adeta. Dolayısıyla 42 yılımı verdiğim partimden beni koparttılar! Yüzde 65 ile kazanacağımız seçimi bir kapris yüzünden kaybettik"

* * *

Bakın, Belediye Başkanlığı ve milletvekilliği döneminde lise mezunu olan Hakkı Ülkü, Ankara'dan dönüşte yarım kalan "Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu”nu öğrenci affı ile bitirip gazeteci olmuş, sarı basın kartı almış. Ondan önce de açık öğretimin "Sosyal Bilimler ve Davranış Bilimleri"ni bitirdiğinden iki üniversite diplomalı siyasetçi sıfatını almış.
Boş zamanlarını doldurmak için arayış içinde iken, yüksek lisans yapmaya karar vermiş. Kısa adı UPE olan “ULUSLARARASI POLİTİK EKONOMİ” bölümünden mezun olup yüksek diplomasını da sahip olmuş...
Ha sahi, şimdi ne mi yapıyor? Kendisinden dinleyelim;
"Şimdi yaptığım iş, bol bol kitap okumak. En iyi karın ve beyin doldurma işi bu galiba. Sonra ne mi yapacağım? Zaman zaman gezi programları düzenliyorum. Belki onları çoğaltırım, sinema ve tiyatro etkinlikleriyle beraber. Yaş 72, git gidebildiğin kadar; namerte muhtaç olma yeter ki…"