İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, son dönemlerin en büyük ve en kapsamlı operasyonlarından birine imza atarak, kentin huzurunu ve devletin ekonomisini hedef alan suç şebekelerine göz açtırmadı. Cumhuriyet Başsavcılıkları koordinesinde, 11-17 Ağustos tarihleri arasında yürütülen titiz çalışmalar neticesinde, tam 16 farklı operasyon düzenlendi. Bu operasyonlar, sadece tek bir noktaya odaklanmak yerine, kaçakçılık ağının kökünü kurutmak amacıyla kentin dört bir yanına yayıldı. Ekipler, Aliağa, Buca, Bornova, Çiğli, Güzelbahçe, Karabağlar, Konak ve Ödemiş ilçelerinde önceden belirlenen adreslere şok baskınlar gerçekleştirdi.
Bu eş zamanlı ve koordineli operasyon dalgası, kaçakçılık suçunu bir meslek haline getiren ve halk sağlığını hiçe sayarak haksız kazanç elde eden kişilere karşı devletin kararlı duruşunu bir kez daha ortaya koydu. Yapılan aramalarda ele geçirilen ürünlerin piyasa değerinin yaklaşık 5 milyon lira olması, organize suç şebekelerinin ne denli büyük bir ekonomik ağı yönettiklerini ve devleti ne denli büyük bir vergi kaybına uğrattıklarını da gözler önüne serdi. Bu başarılı operasyonlar, hem kentin güvenliğine hem de ülke ekonomisine önemli bir katkı sağladı.
Depolar 'zehir' dolu: milyonlarca makaron, binlerce paket sigara
Operasyonlarda ele geçirilen ürünlerin en büyük kalemini, halk sağlığını doğrudan tehdit eden ve devleti milyonlarca liralık vergi gelirinden mahrum bırakan tütün ve tütün mamulleri oluşturdu. Polis ekiplerinin baskın yaptığı depolarda ve araçlarda, adeta bir "zehir fabrikası"nı andıran manzaralarla karşılaşıldı. Aramalarda, piyasaya sürülmeye hazır halde tam 1 milyon 93 bin 500 adet içi doldurulmuş makaron ele geçirildi. "Merdiven altı" olarak tabir edilen sağlıksız koşullarda, ne olduğu belirsiz tütünlerle doldurulan bu makaronlar, özellikle gençler arasında yaygınlaşarak ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturuyor.
Bunun yanı sıra, yasa dışı yollarla ülkeye sokulmuş 3 bin 887 paket gümrük kaçağı sigara ve lüks tüketim ürünü olarak piyasaya sürülmeye çalışılan 2 bin 939 adet gümrük kaçağı puro da ele geçirilenler arasındaydı. Bu ürünler, hiçbir denetimden geçmedikleri için standartlara uygun sigara ve purolardan çok daha zararlı kimyasallar içerebiliyor. Operasyon kapsamında ayrıca, nargile kafelerde kullanılmak üzere depolanmış 114 kilogram kaçak nargile tütününe de el konuldu. Tüm bu kaçak ürünler, sadece kullanıcıların sağlığını değil, aynı zamanda dürüst bir şekilde vergisini ödeyerek ticaret yapan esnafı da haksız rekabetle karşı karşıya bırakarak sektöre büyük zarar veriyor.
Sahte alkol ve elektronik sigara tuzağı: halk sağlığı hiçe sayılıyor
Polis ekiplerinin düzenlediği operasyon, sadece tütün kaçakçılarını değil, aynı zamanda "ölüm tacirleri" olarak da bilinen sahte alkol üreticilerini de hedef aldı. Yapılan aramalarda, piyasaya sürülmek üzere hazırlanmış, sahte ve tanınmış markaların etiketleri yapıştırılmış 280 litre etil alkol ele geçirildi. Genellikle daha ucuz olması nedeniyle metil alkol kullanılarak üretilen bu sahte alkoller, tüketilmesi durumunda körlükten ölüme kadar varan son derece trajik sonuçlara yol açabiliyor. Ekiplerin bu hamlesi, olası bir facianın önüne geçilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Son yılların bir diğer popüler ve tehlikeli kaçakçılık kalemi olan elektronik sigaralar da bu operasyondan nasibini aldı. Baskınlarda, 647 adet gümrük kaçağı elektronik sigara cihazı ve bu cihazlarda kullanılan çok sayıda likit bulundu. Hiçbir sağlık denetiminden geçmeyen ve içerikleri tam olarak bilinmeyen bu ürünler, özellikle gençler arasında hızla yayılarak yeni bir bağımlılık ve sağlık sorunu dalgası yaratma potansiyeli taşıyor. Bu operasyon, devletin bu yeni nesil tehditlere karşı da ne kadar dikkatli ve kararlı olduğunu gösterdi.
Tarih de yağmalanmış: paha biçilmez sikkeler ve yüzükler ele geçti
İzmir'deki operasyonlar, kaçakçılığın sadece tütün, alkol veya teknolojik eşya ile sınırlı kalmadığını, aynı zamanda bu toprakların en değerli hazinesi olan kültürel mirası da hedef aldığını acı bir şekilde ortaya koydu. Ekiplerin yaptığı aramalarda, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden koparılıp yasa dışı yollarla yurt dışına satılmaya çalışılan paha biçilmez tarihi eserler de ele geçirildi.
Toplamda 25 parça tarihi eser arasında, farklı medeniyetlere ait 64 adet sikke, o dönemin zanaatkarlığını yansıtan işlemeli yüzükler ve bilezikler bulunuyor. Bu eserler, sadece birer metal parçasından ibaret değil; her biri, ait olduğu dönemin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına dair paha biçilmez bilgiler taşıyan birer "zaman kapsülü" niteliğinde. Tarihi eser kaçakçılığı, sadece bir hırsızlık değil, aynı zamanda bir milletin köklerine, geçmişine ve kolektif belleğine yapılmış bir saldırıdır. Bu eserlerin ele geçirilerek ait oldukları topraklarda kalmasının sağlanması, İzmir polisinin bu operasyondaki en anlamlı başarılarından biri oldu.
Cephanelik gibi depolar: silah ve mermiler de bulundu
Baskın yapılan adreslerdeki aramalarda ortaya çıkan bir diğer şok edici bulgu ise, kaçakçılık şebekelerinin aynı zamanda silahlandığını da göstermesi oldu. Operasyonlarda, 1 adet ruhsatsız tabanca, bu tabancaya ait 1 adet şarjör, 32 adet tabanca fişeği ve 1 adet av tüfeği ele geçirildi. Bu bulgular, kaçakçılık faaliyetlerinin ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaştığını ve bu şebekelerin, diğer organize suç örgütleriyle de iç içe olabileceğine dair ciddi şüpheler uyandırıyor. Ele geçirilen bu silahların, başka suç eylemlerinde kullanılma potansiyeli, operasyonun sadece ekonomik ve sağlık boyutunu değil, aynı zamanda asayiş boyutunu da ne kadar önemli kıldığını gösteriyor.
Ayrıca, operasyonlar kapsamında 57 adet kaçak elektronik eşya ve 4 adet gümrük kaçağı cep telefonu da ele geçirildi. Bu ürünler de, vergi kaybına neden olmanın yanı sıra, genellikle garanti ve servis hizmeti sunmadıkları için tüketicileri de mağdur ediyor.
21 şüpheli adalete teslim edildi: operasyonlar hız kesmeden devam edecek
Bir hafta boyunca süren ve İzmir'in 8 farklı ilçesine yayılan bu başarılı operasyonlar neticesinde, kaçakçılık suçuna karıştığı tespit edilen toplam 21 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler hakkında, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından adli işlem başlatıldı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, halkın sağlığını tehdit eden, devletin vergi gelirlerini hedef alan ve ülkenin kültürel mirasını yağmalayan her türlü kaçakçılık faaliyetiyle mücadelenin, bundan sonra da aynı kararlılık ve titizlikle devam edeceğini vurguladı. Bu başarılı operasyon, hem suç işlemeyi düşünenlere karşı caydırıcı bir mesaj niteliği taşıyor hem de vatandaşların polise ve devlete olan güvenini pekiştiriyor.