Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi olan ve bu yönüyle milyonlarca kişiye istihdam sağlayan pamuk, iklim krizinin yarattığı büyük bir tehditle karşı karşıya. 7 Ekim Dünya Pamuk Günü arifesinde bir açıklama yapan Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı Fevzi Çondur, pamuğun Türkiye için taşıdığı stratejik öneme dikkat çekerek, sektörün geleceği adına endişelerini dile getirdi. Çondur, özellikle son yıllarda artan kuraklık ve su kaynaklarındaki yetersizliğin, "beyaz altın" olarak nitelendirilen pamuğun üretimini olumsuz etkilediğini belirtti.
Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi (ICAC) verilerine de atıfta bulunan Çondur, Türkiye'nin 2024-2025 sezonunda 840 bin tonluk üretimiyle dünya genelinde yedinci sırada yer aldığını, ancak bu konumun korunmasının giderek zorlaştığını ifade etti. ICAC'ın 2025-2026 sezonu için Türkiye'ye yönelik üretim tahmininin 780 bin tona düşmesi, tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Su yoksa pamuk da yok
Başkan Çondur, sorunun temelinde iklim değişikliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan su yetersizliğinin yattığını vurguladı. Pamuğun, su ihtiyacı yüksek bir bitki olduğunu hatırlatan Çondur, "İklim kaynaklı su yetersizliği, üretim planlamasını imkansız hale getiriyor," diyerek durumun ciddiyetini ortaya koydu.
Çondur, yaşanan sorunu şu sözlerle özetledi: "Son yıllarda kuraklık nedeniyle pamuk üreticilerimiz ciddi verim kayıpları yaşıyor. Sulama maliyetleri her geçen gün artarken, yeterli suya ulaşamayan üretici, pamuk ekmekten vazgeçip alternatif ürünlere yöneliyor. Bu, yalnızca tarladaki bir verim kaybı sorunu değil; aynı zamanda binlerce çiftçi ailesini ilgilendiren bir kırsal kalkınma ve ülkenin genelini etkileyen bir ekonomik istikrar sorunudur." Eğer gerekli önlemler alınmazsa, Türkiye'nin pamukta dışa bağımlılığının artacağı ve tekstil sektörünün rekabet gücünü kaybedeceği uyarısında bulundu.
Çözüm için acil eylem planı çağrısı
UPK Başkanı Fevzi Çondur, karamsar tabloya rağmen çözümün mümkün olduğunu belirterek, atılması gereken adımları sıraladı. Sorunun çözümü için tek bir kurumun değil, devletin tüm ilgili birimlerinin ve sektör paydaşlarının ortak bir irade sergilemesi gerektiğini vurgulayan Çondur, acil eylem planı çağrısında bulundu. İşte Çondur'un sıraladığı o kritik adımlar:
-
Basınçlı Sulama Sistemleri: Vahşi sulama yerine, suyu daha verimli kullanan damla ve yağmurlama gibi basınçlı sulama yöntemlerinin devlet destekleriyle yaygınlaştırılması.
-
Yeni Sulama Projeleri: Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını daha etkin kullanacak yeni baraj ve gölet gibi sulama projelerinin bir an önce devreye alınması.
-
Dayanıklı Tohum Geliştirme: Tarımsal Araştırma Enstitüleri tarafından, iklim koşullarına daha dayanıklı, kuraklığa ve sıcağa toleransı yüksek, suyu daha verimli kullanan yeni pamuk çeşitlerinin geliştirilmesi ve bu tohumların üreticiyle buluşturulması.
-
Etkin Su Yönetimi: Havza bazlı su yönetimi modelleri oluşturularak, suyun tarım, sanayi ve içme suyu amaçlı kullanımının entegre bir şekilde planlanması.
Bu adımların atılmaması halinde, Ege ve Çukurova'nın bereketli topraklarında pamuk tarlalarının yerini başka ürünlere bırakmasının kaçınılmaz olacağı belirtiliyor.