İzmir’imizde kayıtlı ve tescilli birçok spor kulübü derneği var. İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna (ASKF) kayıtlı olan kulüp sayısı 230 civarında… Kayıtlı olmayan ve futbol dışındaki branşlarda faaliyet gösterenleri de eklersek… 3,5–4 milyonluk bir kentteki, spor ile alakalı sivil toplum kuruluşu (STK) sayısını ben az bile buluyorum! Tabi nitelik mi, nicelik mi? Bu da ayrı bir tartışma konusu olur!
Batılı toplumlarda ne kadar çok faal dernek, spor kulübü varsa, daha doğrusu ne kadar çok STK varsa, suç oranı da o kadar düşük oluyor! Kentimizde de çok faal olan STK’ların sayılarının artmasını, olmuyorsa mevcutların faaliyet düzeylerinin ve faaliyet sayılarının artmasını isterim doğal olarak…
Şimdi konuyu İzmir Gücü Spor Vakfı’na (İZVAK) getirmek istiyorum. İZVAK da, az önce saydığım, toplumsal faydayı artırmak için kurulmuş platformlardan biri… Onlar da kurulurken İzmir sporuna katkı koymak, zeki, çevik, ahlaklı sporcuların yetişmesine vesile olmak, suç oranının düşmesine yardımcı olmak, madde bağımlılığını önlemek gibi amaçları hedef seçmişler… Bu amaçları daha da artırabiliriz.
Ancak, İZVAK özellikle son dönemlerde bir tabela vakfı olmaktan öteye gidemiyor. İlin adı ile başlayan bu vakıftan doğal olarak beklenti yüksek! İsim iddialı bir kere! Ayrıca tüm İzmir’i kucaklaması gerekirken sadece ilimizdeki profesyonelleri benimsemesi de ayrı bir konu! Basına yansıyan tüm fotolarda sadece profesyonel kulüplerin logoları var. Bir de tabi İzmirspor’un… Hadi İzmirspor, vakfın kurucu kulübü… O zamanlar da profesyonelmiş! Su götürüyor diyelim! Peki, diğer önemli ve değerli, geçmişi profesyonellikler ile süslü olan kulüpler! Örnek mi? Yeşilovaspor! Ülküspor! Ödemişspor! Aliağa! Torbalı!
Ya da her şeyden daha önemlisi altyapılar! İZVAK acilen toplanmalı ve İzmir futbolunun geleceği için 5, 10 ve 15’er yıllık altyapı gelişim planları hazırlamalı ve kararlılıkla uygulamalı! Kimlere mi? Tabii ki para öğüten, birer değirmen olan profesyonellere değil! Amatörlere…