19. yüzyılda, Türkiye, sığınmacıların iltica ettikleri gözde topraklardan biri oldu. Türkiye, şimdilerde Osmanlı idarelerin uyguladığı siyasetin aynısını uyguluyor.

Sığınmacıların hangi din veya mezhepten oldukları önemli değildi. Osmanlı sultanı halife olduğu için, özellikle kaybedilen topraklarda zulüm gören Müslümanlar, Türkiye’ye sığındılar. Çerkezler, Dağıstanlılar, Tatarlar, Boşnaklar, Pomaklar, Afrikalılar, özellikle Trablusgarplılar, Kabartaylar, Türkiye’ye sığındılar. Balkanlar ve Karadeniz’in kuzeyinden, Dobruca, Bahçesaray, Priştine, Sofya, Tırnova, Karlova, Balçık, Mora, Podgradiçe İslamları, muhacir olarak Türkiye’ye geldiler.  Gayrimüslim Ermeniler, Ruslardan kaçan Museviler, Rumlar ve Bulgarlar da sığınanlar arasındadır. Belirttiğim gibi Osmanlı idaresi açısından sığınmacıların din, mezhep ve yaptıkları işler önemli değildi. Bunlardan başka maceracılar, suçlular ve siyasi mülteciler de kabul edildiler. 

Gayrimüslim olarak en eski sığınmacılar, Leh (Polonya) mültecileridir. 1830’larda vatansever Leh mültecileri Ruslara karşı ayaklandıklarında, Ruslara boyun eğmeyenler, İstanbul’a sığındılar (Polonezköy). Bunlar arasında en ünlüsü şair Adam Miçkiyeviç’tir (1798-1855). Taksim’de adına bir müze bulunmaktadır. İtalyan devrimciler de 1830’larda İstanbul’a sığındılar. Sığınmacıların en ünlülerinden biri Habsburglara (Avusturya) karşı Macar halkını ayaklandırmaya çalışan ve Budapeşte’de kısa süreli de olsa bir Macar hükümeti kurmayı becerebilen Layoş Kosut’dur (Koşut). Osmanlı idaresi Kosut’un yaklaşık bir buçuk yıl Kütahya’da oturmasına izin verdi. Nisan 1851’de burada Macar ülkesi için bir anayasa taslağı kaleme aldı. Osmanlı idaresi Rus ve Habsburglarla (Avusturya) mücadele edenlere kapılarını her zaman açmakla kalmadı, onları Türkiye dışındaki faaliyetlerinde bile desteklemeye çalıştı. Osmanlı arşivinde korunmuş olan bir belge, II. Abdülhamid devri Osmanlı hariciyesinin Kosut’un İtalya’da ölümünden sonra Budapeşte’de meydana gelen olayları bile izlediğini gösteriyor. Bu belgeye göre, ihtilalci Macarlar, evlerine ve dükkânlarına, Kosut’un ölümünü simgelemek için siyah bayraklar asmışlar, üniversite öğrencileri gösteriler yapmış, tiyatrolarda oyun oynamak kısıtlanmış, güvenlik güçleri bu öğrencilere müdahale etmişler, kırktan fazla öğrenci yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştır.

Budapeşte Başkonsololuğu, bu olayları rapor ederek, Viyana elçiliği yoluyla İstanbul’a göndermiştir:
‘Bin sekiz yüz kırk sekiz senesi Macaristan İhtilali sergerdelerinden olup İtalya’da Torin şehrinde ikamet etmekte olan Koşut Lajoş’u bundan birkaç gün evvel vuku-ı vefatı üzerine Peşte’deki hane ve mağazalardan birçokları üzerine alameti matem olarak siyah bayraklar rekz olunmuş ve Darülfünun talebesi bazı nümayişler icrasıyla bayrak rekz etmeyen mağaza ve hanelerin camlarını şikest etmiş ve bil-istisna her hanenin siyah bayrak çekmesi hususunda ısrar ve tiyatroları oyun oynamaktan men eylemişlerdir hükümet-i mahalliye talebenin işbu sureti hareketine karşu tedabir-i şedide ittihaz ettiğinden Jandarma ve asker nıkatınca müfrezeleri şehrin her tarafını dolaşmış ve hatta verilen evamire itaat etmeyen talebelere karşu biddefaat kılıç istimal eylemişlerdir. Ahiren istihsal olunan malumata nazaran nümayişan sabahleyin saat dörde kadar devam ederek bu mücadelata istizan eden talebe ve saireden kırk kişi mecruh olarak hastahaneye nakl edilmiştir bugün şehirde sükûn ve asayiş berkemaldir. 

Viyana sefaretinden 24 Mart 1310 (5 Nisan 1894) tarihli Peşte Başşenbenderliğinden varid olan tahriratın suret-i tercemesidir (Osmanlı Arşivi, Hariciye, No. 3403)’.
Osmanlı Hariciyesinin Kosut ile ilgili yapılanları belgelemeye devam ettiği görülüyor: Roma’daki Arnavutların Budapeşte’deki bazı gazeteler ile Kosut’un oğluna mektuplar gönderdiğinden söz edilir.

‘Kosut’un yüzüncü sene-i devriyesi münasebetiyle Roma’daki Arnavud Merkez Komitesinin Macaristan Meclis-i Mebusanı reisine bir mektup göndererek Avusturya’nın entrikaları tesiriyle sekenedar olan Arnavutların istiklal hakkındaki temayülarının tezvici içün Macaristan hükümeti tarafından tavassut olunmasını talep eylediği istihbar olunduğuna dair Roma sefaret-i seniyyesinden alınan telgrafname üzerine lede’l-istilam mektub-ı mezkurun yalnız reisi mumaileyhe irsal edilmeyip merkum Kosut’un mahdumu bulunan mebusla bazı gazete heyet-i tahririyelerine gönderilmiş ise de hiç ehemmiyet verilmediğini mutazammın Viyana sefaret-i seniyyesi masalahatgüzarlığından gelen telgrafname cevabı tercemesinin gönderildiğini şamil Hariciye Nezaret-i celilesinden  varid olan iki kıta tezkire melfuflarıyla maan arz ve takdim kılındı efendim 27 Cemaziyelahire sene 1330, 16 Eylül sene 1318 (13 Haziran 1912)
Sadrazam Sait (Osmanlı Arşivi, Hariciye No. 1109)’.

Osmanlı idaresi, siyasi sığınmacılara misafirperverliği ve vefayı biraz daha ileri götürmüş ve Kosut gibi Macar halkının özgürlük savaşçısına kapılarını açarak destek olmuştur.  1920’lerde Kızılordu’dan kaçan Beyaz Ruslara da destek olduğunu da unutmamak gerekir.