Küçük Temel bir gün sokakta oynarken, yoldan geçen hamile bir kadın dikkatini çekmiş. Çocukluğun verdiği masumiyetle kadının yanına gidip sormuş:
"Teyze senun karnunda ne var?"
Hamile kadın tebessüm edip cevap vermiş:
"Sen ne tatlı şeysin öyle... Benim karnımda bebeğim var tatlım benim."
Temel yine sormuş:
"Teyze sen uşağunu sevmeyu musun?"
Kadın şaşırmış, "Tabii seviyorum evladım onu da nereden çıkardın?" demiş.
Temel şaşkınlık içinde;
"Peçi o zaman oni niye yedun?" demiş.
***
Bir gün kız anne babasının yanına gelir ve "Ben çok büyük bir hata yaptım. Evlilik dışı hamile kaldım. Beni hamile bırakan adam, akşam üzeri sizinle tanışmaya gelecek haberiniz olsun" der.
Duydukları karşısında şok olan baba; "Gelsin bakalım, ben o ırz düşmanına haddini bildirmesini bilirim" diye ortalığı ayağa kaldırır.
Akşama doğru kızı hamile bırakan adam, kırmızı bir Ferrari ile kapıya yanaşır. Adamın kılık kıyafeti gayet şık, hali vakti yerinde olduğu bellidir. Kızın babası biraz afallar. Adam aileye kendini tanıttıktan sonra;
"Efendim biliyoruz hata yaptık. Sizlerle de böyle tanışmak istemezdim. Kızınızı çok seviyorum, doğacak bebeğe da kendi soyadımı vermek istiyorum."
Bu sözler bile kızın babasını sakinleştirmeye yetmemiştir. Adama dalmamak için kendini zor tutar. Adam söze devam eder:
“Eğer bebeğimiz kız olursa; size bir araba, valide hanıma villa artı 2 milyon dolar..".
Kızın babasının şaşkın bakışları arasında adam devam eder:
“Eğer bebeğimiz erkek olursa; size iki araba, valide hanıma 2 villa artı 5 milyon dolar...”
Adam “Ama...” deyince kızın babasının gözleri kocaman açılır...
"Eğer kızınız düşük yaparsa...”
Tam bu sırada kızın babası keser adamın sözünü:
“Daha gençsin evladım, tekrar yaparsın...”

***
Özel muayenehanesinde hizmet veren evli bir doktor, hemşiresi ile yakınlaşmaya başlar.
Bu yakınlaşma giderek arkadaşlığa, sevgililiğe sonrasında da kaçamak buluşmalara dönüşür. Bir müddet sonra hemşire doktora hamile olduğunu söyler. Doktor bu olayı karısından gizlemek istediğinden; hemşireye bir miktar para verir ve İtalya'ya gidip, çocuk doğana kadar orada kalmasını ister.
Hemşire sorar:
"Bebeğimiz doğduğunda haber vermemi ister misin?"
Doktor, "Bebek doğunca bana hemen bir kart gönder. Arkasına 'spagetti geldi' diye yaz. Bu bizim şifremiz olsun” der.
Hemşire parayı alıp uçağa biner ve İtalya'nın yolunu tutar...
Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı telefon eder.
“Hayatım bu gün postadan senin adına İtalya'dan gönderilmiş ilginç bir kart geldi. Fakat ben pek anlam veremedim” der.
Doktor hemen kartın doğum haberi anlamına geldiğini anlayıp;
"Eve gelince bakarım hayatım, şimdi hastam bekliyor” deyip telefonu kapatır.
Akşam da neşe içinde evin yolunu tutar. Doktor eve geldiğinde karısı ona kartı verir. Kartı okuyan doktor, ani bir kalp kriziyle olduğu yere yığılır.
Acil yardım ekibi gelip, ilk müdahaleyi yapar.
Doktor durumu biraz düzelmiş halde, ambulansla hastaneye götürülürken; elinde bir kartı sıkı sıkıya tuttuğu fark edilir. Acil yardım personeli doktorun elindeki kartı güçlükle alır ve ister istemez okur:
Karta şunlar yazılıdır.
"Spagetti... Spagetti... Spagetti... Spagetti... İki sosisli, iki sade...”

***
Kıssadan hisse;
Yarın Anneler Günü.
Annemi kaybedeli 45 yıl olmuş.
Yine de onun kadar iyiliği dokunmuş anneleri arayıp, yaptıkları için bir kez daha teşekkür etme fırsatım olacak.
Siz de deneyin mutlaka...
Haaa bir de unutmayın.
Fazla spagetti sağlığa zarar...