Siyasi partiler yerel seçimlere doğru kıyasıya bir mücadele içine girdiler.

Aday belirleme süreci, ittifak arayışları, sonu gelmez vaatler, popülist yaklaşımlar partilerin

gündemlerinin ilk sırasına yerleşti. Alınacak sonuçlara göre yerel seçim sonrası izlenecek politikalar da parti kurmaylarının üzerinde durdukları bir başka konu. Bu konuda Erdoğan’ın birincil konusu anayasa değişikliği. TBMM’de çoğunluğun sağlanamadığı hallerde referanduma gidilmesi, cumhurbaşkanı seçimini yeniden düzenlemek, bir dönem daha başkan

seçilebilme olayı, adalet ve milli eğitim sistemlerinin yeniden düzenlenmesi, anayasa

değişiklik arayışlarının temelini oluşturuyor.

CHP de seçim sonuçlarının getireceği ortamın yeni bir yapılanmayı beraberinde getireceği, ideolojiye dayalı bir siyaset anlayışının yerleştirilme kavgası verileceği öngörülüyor. İYİ Parti, MHP varlıklarını sürdürme kavgası verirken DEM dışında kalan partiler üçüncü yol arayışlarını bırakıp, varlığını sürdüren görüşleri kendilerine yakın partilere katılma yollarını arayacaklardır. Bunları sağlayacak politikalar seçim öncesinde uygulamaya koyulmuştur. DEM, Türkiye partisi olabilmek için bir söylem ve eylem değişikliği içerisine girecektir.

***

Siyasi partilerin gündemini bunlar oluştururken halkın gündemi farklıdır. Kahvelerde siyasiler konuşurken kanal değiştiriliyorsa, parklarda oturanların sayısı artmışsa, ucuz satış kuyrukları her geçen gün artıyorsa, barınma gereksinimleri karşılanamıyorsa, çocuklarının beslenme çantalarına bir şey koyamıyorlarsa, günlük yaşantılarında “İYİ” bir şeyler göremiyorsa, sağlık sorunları yaşıyorsa, Türkiye farklı bir yöne evriliyor demektir. Halkın gündeminde şiddetin artması, adalet arayışı, pahalılık, gelecek endişesi vardır.

Siyasiler “SOKAĞIN SESİNE” kulak vermek zorundadır. Kendilerinin belirlemediği adaylara oy vermek durumunda bırakılan seçmenlerin bu koşullar altında, partilerin kaleleri olarak gördükleri yer ve bölgelerde bunları yıkarlarsa hiç şaşırmayın. Sokağın sesi önemlidir.

NOT: CHP Genel Merkezi’ndeki tek seçiciler, İzmir’e atadığınız “devşirme’ adaylardan

hangisi bir önseçimde bulundukları pozisyona gelebilirdi? Bir düşünün. Kendi ayağınıza

kurşun sıktınız.