Kaşgarlı’nın sözlüğünde “sew” kök sözcüğü yer alıyor. Sevgi ve sevmek sözcüklerinin bu kökten türetildiği söylenir. Bin yıl öncesinden bu yana Türkçede bulunan sözdür “sew”. Azerice ve Özbekçe’de “sevgi”, Türkmence’de “söyği”, Tatarca’da “söyü”,  Kırgızca’da “süyü” olarak yer alır. Anlam, anlatım, kavram olarak da bağlılık, dostluk, içtenlik, barışıklık, sıcaklık, umut gibi geniş bir duygu varsıllığı içerir.

 ***

“Köylülerim yakacaksız, tezeksiz, giyeceksiz, yiyeceksiz, dilsiz, ıssız, sessiz… Gazetesiz hatta radyosuz, penceresiz, yalnız, sevgisiz. Benim gibileri buralarda tutan, çıldırtmayan, galiba Sait Faik, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, galiba Nursen Karas. Yani insan sevgisi.”

1968’de Kars’ın Çıldır ilçesinde kaymakamlık yapan Dincer Günday’ın öykü yazarı Nursen Karas’a yazdığı ilk mektuptan aldığım bir bölüm bu.

Nursen Karas’ın “Sevgi-Sizler” adlı ilk öykü yapıtı 1967’de Dost Yayınları'ndan çıkmıştır. Çıldır’a ödemeli olarak istenen bu kitapla başlayan, 2 yıl süren, doğudaki idealist bir bürokratla idealist bir yazarın döneme, düzene, yazına, yaşananlara ilişkin sevgi ve saygı dolu yazışmaları…

“Sevgi-Sizler”deki 10 öykünün kahramanlarını  kadınlar, genç  kızlar oluşturur. Sevgiye özlem duyan, düş kırıklığı yaşayan, bilinçaltı birikimlerini yansıtan, sevgisizliğin yükünü duyumsatan öyküler…

Sevgiye yönelik düşünceler, duygular içimden geçerken, Nursen Karas’ı, Dincer Günday’ı anmamak olur mu hiç?    

 ***

Sevgi, başat değerimiz. İnsan olmanın öncelikli işlevi. Ne ki  giderek sevgisizlik bataklığına sürüklendiğimizin de ayrımındayız. Oysa aydınlanmaya, toplumsal ve evrensel duyarlığa, akla, bilime inananların da sığınağı olmalı sevgi.

Son yıllarda gündemin baş sıralarını söz dalaşı,  kavga, şiddet, kadına kıyım, gürültü ve görüntü kirliliği, yozlaşma, aymazlık, kabalık, sevgisizlik dolduruyor. Kavga, savaş, kan, kin, ilkellik  sevginin güzel fotoğrafını karartıyor.                                                                     

                                                ***        

“Bir Sevgiyi Görüntüleme” de şairin işi. Tahsin Saraç, bu adla yayımladığı (1980, Türkiye Yazıları Y.) kitabında sevgiye saygının, özelden evrensele boyutlanan sevginin, sevinin aydınlığını sunuyor. Onu da saygıyla, sevgiyle anarak: “Kapamış kalın kapılarını/ Yürek kalen sevgiye./ Bu belki de, belki de/ Ona en saygındandır.”

***  

Behçet Necatigil “Sevgiler”e nasıl başlar? “Sevgileri yarınlara bıraktınız/ Çekingen, tutuk, saygılı./ Bütün yakınlarınız/ Sizi yanlış tanıdı.” Bitmez, sürdürür sevgi sözlerini: “Siz geniş zamanlar umuyordunuz/ Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek./ Yılların telâşlarda bu kadar çabuk/ Geçeceği aklınıza gelmezdi.”

 ***         

Sanırım sevgi sözcüğünü en çok kullananlardan biri de benim. Neden mi? Çünkü karımın adı “Sevgi”dir. Ben de sevgilerdeyim; sevgisizlik adresinde yokum!