“Her Sabah Dünya Yeniden Kurulur. Her Sabah Taze Bir başlangıçtır.”

Ne güzel ve de olumlu bir söz… Daha doğrusu herkes için harika bir “itici güç” değil mi?

Ancak, günümüzde her sabah kalktığımızda, başka taze başlangıçları(!) görünce de bu

sözü gelecek kuşaklar için çerçeveletip duvara asmak zorunda kalıyoruz…

Yani, itici gücün yerini “geri vites” almış durumda da ondan!

Buna “Vitesler karışmış” diyenler de var; sanırım bunun inkarı da mümkün değil!

Özellikle 20 yıllık iktidarın her seçim öncesi verdiği sözlerin “duvara asılması” gibi!

Vatandaş sokağa çıkıp, çarşı-pazar dolaşınca her şeyi görüp, sözü dolandırmadan “nalına

mıhına” diyerek 31 Mart’taki sandığı hatırlatıyor…

Hoş, İktidar 20 yıllık alışkanlığı ile bu “sandık” lafını, “çeyiz sandığı” kurnazlığı ile kâh cami çıkışında, kâh saray toplantılarında yandaşlara gösteriyor. Örneğin, üç büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir’deki ana muhalefetin oy ve icraat makinelerini, yani Büyükşehir Belediye başkanlıklarını eline geçirmek için her türlü provokasyonlara başladı bile… Eski Bakanlarını, bu üç büyük şehir için gemileri yakıp(!)  yola çıkarmasına ne dersiniz?

* * *

Hayat sürprizlerle dolu…

Yerel seçimlere tam 79 gün kaldı. O güne kadar köprülerin altından bakalım hangi sular akacak?

Genel seçimde bildiğiniz gibi “masalar” kurulmuştu. O masaların üstü başka, altı başka idi. O masanın altınını hatırlıyor musunuz?  Ne entrikalar çevrilmiş, CHP ittifak entrikaları ile iktidarla birlikte bir de Genel Başkanını kaybetmişti…

Onun içindir ki, “hayat sürprizlerle dolu” diyorum. Şurası muhakkak ki, üç büyük şehirde CHP seçmeni “Bizden bu üç şehri almak zor” şarkıları ile yola çıkmış durumda…

CHP 300 adayını görücüye çıkaracak.

Bu arada ortalık toz- duman!

Enflasyon, işçi emekli maaşları, çarşı-pazardaki zamlar, yolsuzluk, dolandırıcılık, torpil haberleri yazılı, sözlü ve görüntülü basının manşetlerinden düşmüyor…

İşsizlik rakamları da insanların içini acıtıyor.

Eh! Yukarıda da belirttiğim gibi itici güç yerini geri vitese bırakmış, yani vitesler karışmış vaziyette!

Hani bir zamanlar Nurettin Nebati’nin gözündeki ışıklara bakıp anlaşılmaz sözleri(!) yani sembollerle niyet okumaya çalışıyorduk. İsterseniz ben de bu yazıya N: Nebati vari(!) “Neo- Spiritüalist yaklaşımlarla ezoterik bilgilerin ışığında sembollerle” diyerek noktayı koyayım…