Altay'ın aylar önce kupada 3. lig takımı Efeler 09'a elenişine çok kızdık. Yedek takımla neden çıktığını eleştirdik. Belki o dönem Sinan Kaloğlu ile yollar ayrılacaktı ama sabredildi. İyi de yapıldı. Sabrın sonu selametmiş demek ki. Titizlikle işlediği 3-5-2 taktiğini oturttu. Boluspor maçında tıkır tıkır işleyen bir takım gördük. Özgüven kazanması için gol atması gereken kim var diye sorsak, çoğu kişi Eren Erdoğan derdi. Golünü attı. İkinci sırada Salih Sarıkaya derdik o da fileleri havalandırdı. Maç 0-0 iken takımın 3. kalecisi Mustafa Çalışkan'ın kurtardığı bir top var. Ne birinci kaleci Ozan Evrim, ne ikinci kaleci Eren Karataş'ın kurtarabilirdi belki de. Öyle bir refleksle topu çıkardı. Etti mi sana özgüven kazanan oyuncu sayısı 3. Transfer yasağı olmasa, sezon başı sıfırdan bir kadro kurulsa, siyah beyazlılar 15 haftada 21 puan toplayabilir miydi? Toplamama ihtimali bir hayli yüksek. Gençlerden bahsettik. Ama Sinan Kaloğlu ve Tolga Ünlü'nün altını çizmesek olmaz. Evet Ertuğrul Sağlam'ın forvetten stopere evrildiğini gördük. Sağ bekler Lahm ve Kimmich'in orta sahada oynadığına şahit olduk. Ama bir sağ bekin forvet oynadığını ve üst düzey bir performans gösterdiğine pek rastlamadık. Sinan Kaloğlu, az malzemeyle lezzetli bir yemeğin en üst tabakasına, Tolga Ünlü'yü koydu. Kariyeri düşüşe geçmeye başlayan bir oyuncuyu forvete adapte etti. İlk haftalarda Paixao'nun yalnızlığını hep görüyorduk. Defanstan çıkan her top duvara çarpmış gibi geri dönüyordu. Ancak Tolga, defans ve Paixao arasında harika bir köprü oldu. Altay farklı kazandı. Play Off'a yaklaştı ama Bolu maçındaki en önemli detay Alsancak Mustafa Denizli Stadı'nın reklam panolarında 90 dakika yayınlanan "Geçmiş olsun Mehmet Çakır", "Geçmiş olsun Ozan Evrim" yazısıydı.