İnsanlar, küresel ve yerel bazda yaşantılarında etkin olabilmek için bilgi, birikim ve deneyimlerini en etkin bir şekilde kullanmak isterler.

Kariyerlerini, ilişkilerini en rasyonel şekilde kullanma yollarını ararlar. Halkın önüne hedef koyarlar. Bu hedeflere nasıl ulaşılacağının yol ve yöntemlerini gösterip onların katılımını sağlamaya çalışırlar.

Bunda başarılı olurlarsa küresel ve yerel bazda önemli bir aktör olmayı başarırlar. Bu tür gelişmeler ekonomi, sosyal, hukuk, siyaset gibi insan yaşantısını etkileyecek her alanda geçerlidir.

***

Hafta sonunda CHP’nin kurultayı vardı. Bunlardan hiçbirini göremedik. Olay, bir siteden daire, trende bir kompartıman kapma, kuyruklarda ön sıraya geçebilme kısacası “KOLTUK” kapma toplantısına dönüştü.

20’nci yüzyılda kalmış vizyon ve yöntemlerle, 21’nci asrı inşa edemezsiniz.

Ülkenin temelini oluşturan ATATÜRK ilke ve devrimlerini içselleştirmeyen, Türkiye’nin önünü açamayan yaklaşımlar; siyaset hukuk, eşitlik, özgürlük, çevre, bilim, teknoloji gibi insan yaşantısına yakından dokunan alanlarda hedef ve yöntemleri göstermezseniz başarılı olmanız mümkün değildir. Kısacası ruh yok, hedef yok,  ivme yok. Türk siyasetinin geldiği nokta budur.

Bu konu salt CHP için değil Türkiye’yi yönetmek isteyen parti ve kurumlar için de geçerlidir. Geçmişte kalmış yaklaşım ve düşünce tarzı ile ülkeye yeni ve atılımcı bir yön verilemeyeceği görülmelidir. 3 yaşlarındaki torunların ellerinde cep telefonu ve bilgisayarlar var artık. Geleceği kurmayı ve planlamayı genç nesle bırakın, önlerini açın. Evrensel bazda etkin olabilmek için “Dünya Vatandaşlığı” kavramını anlamayanlar, yaşama bir katkı saklayamazlar. Bu sahnede yer alabilmek ancak çağın gelişmelerini yakından hatta içinden izleyen ve bunları geliştirenler için geçerlidir. İşte gerçek “DEĞİŞİM” budur.