İlk kez gittiğiniz bir metropolü yaşamak, hissetmek, kültürünü tanımak için yapmanız gereken iki şey var: Bol bol yürümek ve toplu taşıma araçlarını kullanmak…
Her köşeyi döndüğünüzde yeni bir sürprizle karşılaşma ihtimali, kuşkusuz yürümenin en keyifli ve heyecan verici yanı. Daracık sokaklarda kaybolmak, yerel pazarlarda yerel lezzetleri tatmak, yorulunca bir küçük kafede soluklanmak… Üstelik çok da sağlıklı…
ABD merkezli Ulaştırma ve Kalkınma Politikası Enstitüsü’nün (ITDP) raporunda, şehirleri “yürünebilir” hale getirmenin, sadece - obezite vurgusuyla - insan sağlığını olumlu yönde değiştirmekle kalmadığı özellikle vurgulanıyor. İşin egzoz gazı salınımını azaltarak küresel ısınmanın önüne geçebilme ve yerel işletmelerin finansal anlamda daha iyi performans göstererek güçlü bir ekonomik model oluşturabilme yönleri de var.
Sokaklarda özgürce yürümek, yaşanabilir (ya da yaşadığı fark edilen) şehirler için çok önemli. Ayrıca her bireyin hakkı da… Ancak giderek artan özel araç kullanımı, çoğu zaman bu hakkın önüne geçiyor. Çaresi mi? Elbette yaygın ve verimli işleyen bir toplu ulaşım ağı...
https://www.dokuzeylul.com/ucretsiz-toplu-ulasim-denemeleri-ve-belgrad-ornegi başlıklı yazımızda, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın toplu ulaşımdaki hamlesinden ve beklentilerden bahsedip sözü bize, İzmir’e getirmiştik. Şimdi Çekya’nın başkenti Prag’dayız.
Şehir merkezine arabanla gelme kardeşim!
Franz Kafka’nın büyüleyici şehri Prag, son yıllarda hız kazanan toplu ulaşım hamlesiyle dikkat çekiyor. Odak noktalarında da tramvay var. Çeklerin 130 yıllık markası Skoda’nın tren, tramvay ve troleybüs üretiminde müthiş bir deneyime sahip olması, elbette önemli bir avantaj. Ama önce irade lazım. Nihai hedef, Prag merkezine özel araç girişini mümkün olduğunca sınırlamak. Bunun için ilk olarak toplu ulaşım ağını güçlendiriyorlar.
Özellikle İzmirlilerin yakından tanıdığı, toplu ulaşım sektörünün önemli isimlerinden Sönmez Alev, Prag’da hazırlıkları yapılan sistemin, Londra gibi, Paris ve Stockholm gibi önemli Avrupa metropollerinde başarıyla uygulandığına dikkat çekiyor:
“Biz şehir merkezlerine otopark yapmak isteriz. Çünkü vatandaşların talebi bu yöndedir. Ama Avrupa’daki bazı büyük merkezlerde otopark özellikle azdır ve az olduğu için de çok pahalıdır. Şehir merkezine özel araç ile girişte otoyol gibi ücret alınır. Kent içi yollar genellikle tek yöndür. Bu nedenle bir noktadan bir noktaya araba ile gidiş zordur; yürümek daha az zaman alır. Böylece otomobil kullanana ‘şehir merkezine arabanla gelme kardeşim’ mesajı verilir.”
Ama bütün bunları yaparken birkaç şartı daha yerine getirmek gerekiyor: Etkin-hızlı bir toplu ulaşım ağı kurabilmek ve kent merkezi dışında kalan bölgelerdeki toplu ulaşım bağlantı noktalarına yeterli kapasitede otoparklar yapmak. Anahtar kelime ise “aktarma”…
1.4 milyon nüfus, 942 milyon biniş
Dünya turizminin en önemli destinasyonlarından biri olan Prag’da 72 farklı milletten insan görmek mümkün. İnanması güç belki ama gelen yıllık turist sayısı, kent nüfusunun yaklaşık 5.7 katına ulaşıyor. Bu da yerel yönetimleri “daha temiz ve daha keyifli bir şehir” hedefi için daha fazla çalışmaya itiyor.
Yabancı turistlerin genel tercihi, kenti yürüyerek keşfetmek olsa da, Prag’daki entegre ulaşım sistemi hem konuklar hem de yerel halk tarafından sıkça kullanılıyor. Özellikle de yeni nesil tramvaylar ve metro…
(1.4 milyon nüfuslu Prag’da, 2023 yılı verilerine göre toplu ulaşımda -çoğu turistler tarafından gerçekleştirilen- 942 milyon biniş gerçekleşmiş. 4.5 milyon nüfuslu İzmir’deki toplam biniş sayısı ise 600 milyon civarında…)
“Süreli” ulaşım kartları Prag’da oldukça rağbet görüyor. Kentteki genel fiyat durumuna göre ucuz olduklarını söylemek mümkün. 30 dakika boyunca geçerli kartlar, bugün bizim paramızla 53 TL (30 CZK) örneğin… “Yok abi, ben 3 günlük kart alayım” derseniz, onun için de 580 TL. (330 CZK) ödeyeceksiniz. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “90 dakika içinde ikinci ve sonraki tüm binişlerin ücrete dahil edildiği” uygulamaya (Hiç binmeyenler için söyleyelim: Bizdeki tam bilet ücreti 25 TL) göre epeyce pahalı diyebiliriz.
Dünyanın en uzun tramvayı
En hızlı toplu ulaşım aracı elbette metro. 65 kilometrelik üç ayrı hat üzerinde 61 istasyon var Prag’da. Hızlı olan sadece metro araçları değil! Prag metrosunun yürüyen merdivenleri de acayip hızlı. İnerken insanın içi boşalıyor sanki… Ayrıca dünyanın “en uzun ve tek parça halinde yürüyen merdiveni rekoru” da yine bu kentin metro istasyonlarına aitmiş. Onu da öğrenmiş olduk.
Tramvay araçlarında resmen “Skoda show” var Prag’da. Çeklerin milli markası olsa da, Skoda’nın ürettiği her tramvay, aslında kolektif bir Avrupa ürünü. Farklı ülkelerdeki 214 tedarikçiden alınmış yüz binlerce parçayla yapılıyorlar. Finlandiya’daki kaba gövde imalatı ile başlayan süreç, Çekya’nın Pilsen şehrindeki Skoda tesislerinde tamamlanıyor.
Şimdilerde, çevre dostu mobilite konusunda çok önemli bir adım olan “Dünyanın en uzun tramvayı” heyecanı yaşanıyor Skoda Grubu’nda. Yeryüzündeki “en uzun hayvan” olarak bilinen mavi balinadan neredeyse iki kat daha uzun olan ForCity Smart 38T modeli, 368 yolcu kapasitesi ve içindeki 72.4 km.lik kablo sistemi ile ilk olarak Almanya’da kullanılacak.
***
Kent merkezinde toplu ulaşımla dolaşmayı özendirip özel araç kullanımını (ve trafik yoğunluğunu) azaltmak ve emisyonsuz yerel ulaşıma sahip olabilmek, her büyük metropol gibi Prag’da da önemli bir hedef. Yaya olmayı eziyet değil keyfe dönüştürecek yürüyüş yollarının artırılması da bu hedefe ulaşmada kritik bir eşik…
Hem kent hem de yurttaş sağlığı için…
Ne güzel değil mi?