Tarihten günümüze özgürlük ve hak kavramları sosyal yaşantının vazgeçilmezleri arasında. Fakat siyaset meydanlarında bas bas bağırılarak içi boşaltıldı, safsatadan ibaret iki kelimeye dönüştürüldü.

Kağıt üzerinde verilen özgürlüklerle istediğin yazıyı okuyabilir, düşüncelerini kaleme alabilir, fikirlerini belirtebilirsin. Dilediğin yeri gezebilir, kalan ömrünü dünyanın dört bir yanında çeşitli yerlerde geçirebilirsin. 

Düşünce ve kanaat hürriyeti, yerleşme ve seyahat özgürlüğü yasalar tarafından koruma altına alınmıştır.

Peki neden özgürce düşünüp, özgürce hareket etmiyorsun, daha doğrusu edemiyorsun?

Düşüncelerinin güç sahibi zümreden farklı olması ve cezalandırılma korkusu içerisinde yaşarken,

Yarını çıkartmanın kaygısını, verilen maaşın her zerresine kadar faydalanılmasının altında ezilmişken

Özgürlükten bahsedebilir miyiz?

Seyahat hürriyeti, ifade özgürlüğü bunlar modern ülkelerde tartışılan haklar. Henüz bunları dahi elde etme ve yaşama aşamasına gelemeyen insanları biraz konuşalım. Birazda bizden emekçilerden konuşalım...

Temel haklara bir göz atalım. Eğitim, Sağlık, Barınma gibi temel ihtiyaçlar tüm yurttaşlara anayasayla garanti edilmiştir.

Hastaneye randevu alamayan alabildiği zamansa haftalar sonrasına alan insanlara sağlık, asgari ücret (Hayatta kalabilmek için gerekli en düşük ücret) ile yaşayan insanlara açlık, kiralarına % 75 zam yapılmış sabah akşam çalışan insanlara barınma, bilgisayar başında uzaktan eğitim alan öğrencilere eğitim hakkından bahsedebilir miyiz?

Emeğiyle para kazanan insanların bir an önce iyileşip iş başına dönmek için özel hastanelere mecbur bırakılması. Kendi için değil, emeğini satmak için buna mecbur bırakılması, bu denli insan canının değer görmemesi kabul edilemez.

Aldığı asgari ücreti sağlığına, eğitimine, ulaşımına, barınmasına harcayabilen bu alanların dışında harcamalar yapamayan insanlara özgürlükten bahsedemeyiz.

Emekçi özgür değildir. Yasalar ne kadar özgürlük tanırsa tanısın o özgürlükleri hayata geçirmeye gücü yetmez.

İnsan, İktidar ne kadar insansa o kadar insan kalabilir.

Zincirleri ne kadar salınırsa o kadar özgür, ne kadar sıkıysa o kadar bağımlıdır.