CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu grup toplantılarında, katıldığı televizyon programlarında sıklıkla bir cümle kuruyor:
Milletin vekilini millet seçsin, diyor.
Kılıçdaroğlu, partilerin iç yapılarında demokrasi olmadığı sürece ülkeye demokrasinin getirilemeyeceğini vurguluyor. Yerden göğe hak verdiğim bu düşüncesini ayrıntılı bir biçimde Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e anlattı.
Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesinden söz ederken, “Vekil adaylarını parti lideri değil millet belirlesin” dedi.
Uzun yıllar sonra 2015’de CHP’nin milletvekili adaylarının hakim huzurunda üyelerle önseçimle belirlenmesi konusunda kararlı bir tutum sergileyen sayın Kılıçdaroğlu bu konuda ki samimiyetini sergiledi.
Ancak 2018’de seçimin hem erken yapılması hem de ittifak nedeniyle önseçim askıya alındı ve milletvekilleri CHP liderinin kaleminden çıktı.
Keza belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri de yazılarak seçimlere girdiler.
Eğri oturalım, doğruyu konuşalım. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım.
Meclis TV’yi izlerken özellikle AKP sıralarının boşluğu ekrana yansıyor. Çok önemli kararlar alınırken konuşmacıları, tartışmaları izlemeyen AKP milletvekilleri oylamada sıraları dolduruyor ve çoğunluğu sağladıktan sonra yine salondan çekiliyor.
Halk arasında, “Kaldır elini, indir elini” olarak söylenen, milletvekillerinin millet adına değil, liderin işaretiyle oy kullandığını anlatan emir komuta zincirini sona erdirmeden Türkiye’ye demokrasi getirilemez.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da milletvekillerinin atanmasından son derece rahatsız ve bunu sıklıkla dile getiriyor. Seçim Yasası’nın değişmesini istiyor. Tıpkı 12 Eylül 1980 öncesinde olduğu gibi partilerin üyelerinin katılımıyla yapılacak önseçimle milletvekili adaylarının belirlenmesini istiyor.
Rahmetli Bülent Ecevit ile dönemin il başkanı rahmetli Sedat Akman arasında geçen konuşma demokrasimizin nerden nereye geldiğini göstergesidir.
Kıbrıs Fatihi, Karaoğlan ünvanlı eski başbakanlardan Bülent Ecevit, 1977 seçimlerinde önseçimle belirlenen milletvekillerinin arasına Ahmet Taner Kışlalı’yı koyabilmek için İl Başkanı Sedat Akman’dan izin ister. “Kendisini bakan yapacağım, izniniz olursa kontenjan kullanmak istiyorum” der. Bir şartla der İl Başkanı Akman, “İlk dört sıraya yazamazsınız” diye noktalar.
Rahmetli Kışlalı’nın adı birinci, ikinci sıraya değil altıncı sıraya yazılır.
Bugün hala önseçime olan saygıyı ve siyasette var olan demokrasiyi dile getirmek isteyenlerce anlatılır.
Önseçimle gelen milletvekili çalışkan, üretken olmalıdır. Partisine tüm benliği ile bağlı olmak zorundadır. Çünkü bilir ki bir daha önseçimde üyenin karşısına çıkacaktır. Lider ve yakın çevresine yarenlik yerine halk için çalışmak, üretmek zorundadır.
Bu ülkenin biat eden, emredilince vicdanını askıya alan, doğruyu göre göre yanlış yapan milletvekillerine değil, Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi milletin seçtiği vicdanen milletine bağlı milletvekillerine gereksinim vardır.
CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu önseçim konusunda duyarlılığı nedeniyle kutluyorum.
Yolu açık olsun.
Partilerin içine demokrasi yerleşmezse ülkemize demokrasiyi yerleştiremeyiz.