Pek çok soru ve sorun eşliğinde gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine, bir hafta kaldı. Bu soru ve sorunlar, ne yazık ki olumlu bir demokrasi örneği oluşturmuyor. Bunun “tek” sorumlusu, ülkeyi seçimlere götüren iktidardır. İktidarı, hükümeti, devleti, her türlü icraatı ve tasarrufu temsil ettiğini söyleyip, olan biten her şeyi kendisiyle oranladığına göre, “baş” sorumlusunun da hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan olduğunu söylemek gerekir. Bu manzara, iktidar ve yönetici kadroları tarafından bilinçli olarak yaratılmıştır. Destek ya da eleştiri içerikli pek çok yazı ve konuşmayı biliyorsunuz. Bu manzara, parti içinden sokağa hayatın her alanındaki genel demokrasi bilincimizin ve algımızın ürünüdür. Bunun da herhalde övünülecek bir yanı olmaması gerekir.
Bu fotoğrafı, tam ve katıksız bir demokrasi olarak görüyorsanız, soru ve sorunlara yanıt vermeyi de kabul ediyorsunuz demektir. Akla geliverenleri soralım o zaman. OHAL ortamının antidemokratik atmosferini, tanıtım ve propaganda koşullarının acımasız eşitsizliğini, başta TRT olmak üzere medyada iktidar ve muhalefetin görünürlük oranının tuhaflığını nasıl açıklayabilirsiniz? Kimselere anlatamadığımız ve anlatamayacağımız bir durum olarak, bir Cumhurbaşkanı adayının hapishaneden sesini duyurma çabasını ve gerekçelerini soracaklara ne diyebilirsiniz? Muhalif ve özellikle sol kesime yönelik ağır saldırıları ve yanıt hakkı tanınmayan suçlama ve karalamaları, hangi gerekçelere dayandırabilirsiniz? Kaynak kullanımından gayretkeş kamu görevlilerine, şiddet dilinin sokağa nasıl yansıdığını gösteren iç acıtıcı örneklerden, nasıl giderilir bilinmez kamplaşmalara, neyi nasıl anlatabilirsiniz? Aklı başında, vicdanı yerinde olan hiçbir yurttaşı mutlu etmeyecek olan bu manzara hakkında, uzun uzun tahlillere gerek var mı? Hiçbir hamaset ve tehdit, bu soruları yok edemez.
Ancak bu seçimlerin ayırt edici bir özelliği var. Hem iktidarın, hem de muhalefetin tüm ezberini bozan bu özelliğin adı Muharrem İnce’dir. Fizik öğretmeni, bu ülkenin yalnızca görünüşünü değil, kimyasını da bozmuş ve yeniden karmıştır. Henüz ilk adımında parti rozetini çıkarıp ülke bayrağını takarak, toplumsal bir kapsayıcılık ve tarafsızlık fotoğrafı vermesiyle başlattığı “öğretmenliği”, bugüne dek başarıyla sürdürmüştür. Hamaset ve ajitasyondan uzak bir mantıkla, Türkçe kullanma yeteneğini, somut ve net sorular, yanıtlar ve öngörülerle buluşturan İnce, son dönemlerin “politikacı” profilini de tuzla buz etmiştir. Kibirli, buyurgan, egemen ve hiddet-şiddet dili kullanmadan da bir insanın derdini anlatabileceğini kanıtlayan Öğretmen İnce, yalnızca politika cenahına değil, umuyor ve diliyorum ki bireysel ve toplumsal ilişkilerimize de sayısız faydalar sağlamıştır. Başta iktidar, kadroları ve yandaşları olmak üzere, tüm kesimlere “hesap sorabilme cesaretini” ve “hesap verme yükümlülüğü”nü anımsatan İnce, bu önemli üslubuyla seçim mücadelesinin ötesine geçip, demokrasi üstüne düşünme tıkanıklığını da temizlemiştir. Kuşkusuz “kul”dan yurttaş, “ümmet”ten toplum yaratma projesi de olan Cumhuriyetimiz için, bu bilinç ve algı temizliği değerinin çok önemi vardır.
Bütün bu değerleri çelebilik ve mizahla beslemesi, samimiyetle yüz gözlük arasındaki çizgiyi koruyarak, her kesimle diyalog kurabilmesi, Öğretmen İnce’yi, aşina olduğumuz ve yeterince sıkıldığımız politikacı profilinden çok öteye taşımıştır. Bugün politika yapanlar ne kadar afallamış durumdaysa, bundan sonra politikaya soyunacaklar da, demokrasinin yandaşlarla, paralize edilmiş güruhlarla, fanatizmle değil; akıl, zekâ ve somut sorunlara somut öneriler sunmakla mümkün olabileceğini unutmayacaktır.
Üstündeki ölü toprağını silkelediği, belirsizliğin yıkılabileceğini duyumsattığı, iktidar ve egemenlik keyfini sürenlere “Tanıştırayım, demokrasi” dediği için, hangi dünya görüşünden olursa olsun, kime oy verirse versin, bu memleketin insanlarının, Muharrem İnce'ye teşekkür etme ve hakkını teslim etme borçları vardır. Şimdi herkes sandık başına gitmeye, oyuna sahip çıkmaya hazırlanmalıdır. Bunu da Öğretmen İnce’den bekleyemeyiz, değil mi?