Bir kuşak O’nu Nail V. olarak tanıdı, bir kuşak da Nail Vahdet Çakırhan olarak…

Nail V. olarak tanındığı yıllarda o şairdi. Nail Vahdet Çakırhan olarak tanındığı yıllarda Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü kazanan diplomasız mimar.

İlk şiiri kitabını 1930’da Nazım Hikmet’le beraber yayımladı; “1+1 = Bir”.

1932’de Nazım Hikmet’le birlikte tutuklandı. 1933’te Cumhuriyet’in 10. yılı nedeniyle gerçekleştirilen af yasasından yararlanıp cezaevinden çıktı.

“Tütüyor gözlerimde taze bir kadın eti”, “Apartmanlar, derin bir uykuda/ ayaklarım bir balık gibi yüzüyor suda.”, “Ilık bir deniz suyuna dalar gibi,/ daldım içeri” dizelerinde şiiri şiir yapan ne çok şeyler vardır.

Olağanüstü güzellikte dizeler yaratan Nail V., İstiklal, Tan gazetelerinde ve Görüşler dergisinde çalıştıktan sonra 1946’da Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’nin davasında yargılanarak dört yıla mahkum olur.

1930’larda sonra şiirle pek ilgilenmeyen Nail V., 1940’lı yıllardan sonra yazarlığı da bırakacaktır.

Türkiye’de yaşamak bir maraton koşusudur. Maratona şiir ve yazarlıkla başlayan Nail V., İstanbul’dan uzaklaştıktan sonra Muğla’nın Akyaka yöresinde yaptığı geleneksel anlayışa uygun çağdaş köy evleriyle Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü alır.

Nail V., terimler değişik de olsa biçimsele indirgenen eğilimde Nazım Hikmet’in sanat anlayışını benimser; toplumsalcı şiirleriyle sadece 1930’lu yıllara değil, 2000’li yıllara da damgasını vurur.

Kadın Telakkisi, “Yavrum”a şiirleri dileğince çalışan bir şairin yaratılarıydı.

Rasih Nuri İleri’nin yayına hazırladığı “daha çok onlar yaşamalıydı” adındaki kitabı Nail V.’nin değil 70 yıl boyunca, yüzyıllarca unutulmayacağının somut bir belgesi, şairliğinin kanıtıdır.

Yaratma ve bileşim yetisi güçlü bir şair olan Nail V.; nefeslidir, liriktir, yüreklidir. Bu özellikteki şiirleri ile de şair gibi şairdir.

29 Ocak 1910 doğumlu Nail V. 110 yaşında…

Bu dünyaya bir güzel şair geldi ardında unutulmaz eserler bırakarak geçip gitti.

Nöbette

-Bir kurtuluşun kavgasını hatırlayarak-

Gece saat on.

Nöbetteyim.

Toprağın üstünde geceyi,

Kara bir kabuk gibi hissetmedeyim.

Ve kuşlar kadar hafif vücudum,

içerim rahat.

Yorgun bir asker gibi serildi uykuya hayat.

Gece saat on.

Nöbetteyim.

Ne olur uzatsalar nöbetimi aylarca!

Böyle sulha kadar,

ihtiyar anacığımı düşünmeden,

memleketimin şarkılarını söylesem

içimden!