Sevgili okurlarım, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu PKK terör örgütüyle, FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirenlerde hiç utanacak yüz yok.

Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa APO'yu affedecek diye sahte afişleri basıp sokaklara, meydanlara asıyorsunuz. Bir Müslüman bunu nasıl yapar? Siz de hiç utanacak, kızaracak yüz yok mu? Bu kadar yalanı, bu kadar sahte afişi, bu kadar düzmece montajları, bu kadar saçma sapan kumpasları üreterek seçimi kazanmak istiyorsunuz.

Montaj videoları miting alanlarında gerçekmiş gibi millete göstererek mitinge gelen milletinizi kandırıyorsunuz. Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yapılan vicdansızlıklara en güzel cevabı araştırmacı gazeteci, Uğur  Dündar verdi. İşte Uğur Dündar'ın Sözcü Gazetesi'nde kaleminden akan sözcükler:  *BOP eş başkanlığını Kılıçdaroğlu mu yaptı? *Habur'da PKK'lılar kahraman gibi karşılanırken bu ülkeyi Kılıçdaroğlu mu yönetiyordu? *Akil insanları diyar diyar Kılıçdaroğlu mu gezdirdi? *MİT'i Oslo'da PKK ile pazarlık masasına Kılıçdaroğlu mu oturttu? *PKK'lıların şehirlere silah yığmasını  Kılıçdaroğlu mu görmezden geldi? *PKK'lılar Türk bayrağını indirirken yönetimde Kılıçdaroğlu mu vardı? *PKK, PYD'ye kebap ikram edip vatan topraklarından geçiren Kılıçdaroğlu muydu?

 *FETÖ'ye dershaneleri Kılıçdaroğlu mu teslim etti? *FETÖ'cü hainler soruları çalıp sınav yolsuzluğu yaparken yönetimde Kılıçdaroğlu mu vardı? *FETÖ için "Ne istediler de vermedik?” diyen Kemal Kılıçdaroğlu muydu? *Komutanlara kumpas kurulurken "Bu davanın savcısıyım" diyen kişi Kılıçdaroğlu muydu?

*Mültecilere, baronlara para karşılığı kimlik satan Kılıçdaroğlu muydu?

Sevgili okurlarım, AKP'nin planlayıp ortaya sürdüğü bütün kumpaslar, yalanlar gün ışığı gibi ortaya saçıldı ve Cumhurbaşkanı adeta bu kumpasları itiraf eder gibi konuştu. Şapka düştü, kel göründü. Yaptıkları her iftira ve kötülükler ayaklarına dolaşmaya başladı. Şimdi Türkiye 28 Mayıs'ta bir seçime değil, bir referanduma gidiyor. Kendinizi bir muhalif seçmen olarak düşünün ve aklınızı toparlayın. Ülkenin ve çocuklarınızın geleceğine dair kaygı ve korkularınızı unutacak mısınız? Bu ülkede domuz bağıyla insanları katleden Cumhur İttifakı'nın ortağı Hizbullahçıların cirit atmasına izin verecek misiniz? Yolsuzluğun rutine dönüştüğü, Atatürk ve silah arkadaşlarının unutturulduğu, hukuk devletinden, demokrasiden ve Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştırıldığı derin bir yoksulluğun pençesine düşürüldüğü bir ülkeye dönüşmesine göz mü yumacaksınız?

Unutmayın ki 28 Mayıs'ta yapılacak seçim, 21 yıllık bir iktidarın, 5 yıllık ucube bir sistemin referandumudur. 14 Mayıs'tan kaynaklanan öfkenizi ve şikayetlerinizi 29 Mayıs sabahına kadar saklayın. Vatanını sevenler sandığa gitsin ve sandıklara sahip çıksın. 29 Mayıs sabahı demokrasinin zevkini bu millete yaşatın. Son sözüm Sinan Oğan'a. Cumhur İttifakı saflarına koşan Sinan Oğan'ı artık Atatürkçü saymak büyük bir tutarsızlık örneği olur. “Ben milliyetçiyim, Atatürkçüyüm" diyen Sinan Oğan HÜDA-PAR cephesini seçti.

Sinan Oğan'ın, Atatürkçülerden  milliyetçilerden oy isteyip sonra da ümmet cephesi ideolojisini savunanların saflarına katılması bir tutarsızlıktır. Bu tam da büyük bir U dönüşüdür. İdeolojik ve siyasi bir çelişki örneğidir. O'nun Atatürkçü ve Atatürk milliyetçisi  olduğunu  sanıp Sinan Oğan'a oy verenler büyük  bir hüsran yaşamışlardır. Peki ikinci turda sizler kimi destekleyeceksiniz? Atatürkçüleri mi, siyasal dinci ve ümmetçileri mi?