Erken genel seçim kararı alınınca, siyasi partilerin önseçim yapma şansı kalmadı.
Gerçi önseçim yapan kaç siyasi parti var, ya da o önseçimler ne kadar sağlıklı o da tartışılır.
Yine de partililerin fikrinin sorulması önemlidir.
Parti içinde en azından rahatlama sağlar.

***

En çok merak ettiğim şey “istişare” ve “temayül” denilen ama ne olduğu hiç kimse tarafından bilinmeyen uygulamadır.
Örneğin iktidar partisi AKP.
Önce temayül yoklaması yaptı.
Temayül dedikleri şu; üyeler sandık başına gidiyor. Gizli oy kullanılıyor ama sonuçlar açıklanmıyor. Parti yöneticileri sandıkları alıp gidiyorlar...

***

Bir zaman ANAP iktidarında Manisa'da yapılan temayül uygulamasına şahit olmuştum.
Partililere gizli oy kullandırılıp, sonra sandıklar kapalı şekilde Ankara'ya doğru yola çıkmıştı.
Sonra ne olduysa, Afyon'da İkbal Tesisleri'nde bir araya gelen çok bilmişler, sandıkları açıp oyları değiştirmişlerdi.
Bu da değişik bir demokrasi anlayışı...

***

Neyse dönelim konumuza.
Temayülün ardından Ankara'da AKP Genel Merkezi'nde toplanan sonuçların üzerine bir de istişare yapılarak AKP'nin İzmir Milletvekili adayları açıklandı.
AKP'nin İzmirli üyeleri mesela topçu Alpay'ı istiyorlarmış kimsenin haberi yokmuş.
Onunla da kalmayıp aslen Mardin Milletvekili olan kadını da çok isterlermiş, ama saklarlarmış.
İşte bu temayül ve istişare sonucu gizlenen gerçekler ortaya çıktı herhalde...

***

Ben de merak edip küçük bir araştırma yaptım.
Sözüne güvenilir Ankara'da siyasi kulislerde kulağı olan birine sordum.
Önce anlattıklarıma güldü.
Sonra da işin benim bildiğim gibi olmadığını söyledi.

***

Soruma soruyla yanıt veren arkadaşım önce şunu sordu:
“Sence İzmir listesini kim yaptı?”
Ben de doğal olarak “Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan” dedim.
Biraz durdu, “hayır” dedi ve devam etti:
“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan yoğunluğu nedeniyle İzmir listesini yapma işini Başbakan Binali Yıldırım'a verdi. Erdoğan sadece Binali Yıldırım'ı listede görmek istediğini söyledi. Böyle olunca Başbakan, seçimlerden sonra bakan ya da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olamayacağını anladı. Binali Bey bu yüzden bana göre kırıldı” dedi.

***

Sustum...
İddialı söylemlerdi, devam etti:
“Binali Bey'in kırıldığını şundan düşünüyorum. Listeyi yapma işi kendisine verilmişken, o da döndü listeyi yapma görevini İzmir Milletvekili Atilla Kaya'ya verdi. İzmir listesinin tek sorumlusu Atilla Kaya'dır” dedi.
Ben de, “İyi işte İzmir'i tanıyan biri yapmış en azından, hata oranı daha az olur” dedim.
Güldü...
“Tam aksine oldu. Senin de yazdığın gibi partide önemli isimleri hiç dikkate almadı. Örneğin bir Bilal Doğan var, seçilemeyecek sıralara yazıldı. Onun yanında partide ciddi emeği olan Genel Merkez Kadın Kolları Yöneticisi Gerçek Tekin ile Kadın Kolları İzmir İl Başkanlığı'nı üç yıl yürüten Gözde Keskin'in isimleri de hiç dikkate alınmadı” dedi ve çok dikkat çekici bir iddiada bulundu, “Listedeki isimlere iyi bakın bakalım. Listeyi düzenleyen ile listede seçilecek yerde olanların siyasi ve ekonomik ilişkileri nedir?”

***

“Pes doğrusu” dedim kendi kendime.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın İzmir listeleriyle ilgilenmemesine mi yanarsın, onun yetki devrettiği Başbakan Binali Yıldırım'ın vekaleti bir İzmir Milletvekili'ne devretmesine mi yanarsın?
En çok üzüldüğüm de Bilal Doğan oldu.
Anavatan Partisi'nden bu yana siyasetin içinde çırpınan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde tek muhalefet yapan Doğan, neredeyse adaylıktan emekli olacak hale geldi...

***

İktidarda da liste sıkıntısı varmış demek ki.
Tek fark, şimdilik “kol kırılıp yen içinde kalır” denmesi.
Sahaya çıkıldığında göreceğiz artık kimlerin küstüğünü...