Sonuçta bir yerel seçim diyemiyorsunuz.

15 yıldır ilk defa televizyonun karşısından farklı duygularla yatağınıza gidiyorsunuz.

Son üç-dört ayda meydanlardaki üsluba bakın ülkeyi ne hale getirdiler.

Toplumu nasıl böldüler,nasıl parçaladılar.
Seçmen, kendisine terörist diyene, aşağılayana, tehdit edene ,hakaret edene, bizler ve onlar diye karpuz gibi bölene sandıkta beklenen dersi verdi.

Meral Akşener'in deyimiyle kulaklarını çeki-çekiverdi.

Yalnız açıkça söylemek gerekirse kulaklarını biraz fazla acıttı.

Hiç biri canlarının bu kadar acıyacağını beklemiyordu.
Aslında işaretler çok belirgindi.
Halkın ızdırabını, ekonomik çöküntüyü,pahalılığı,işsizliği görmemek, duymamak için kulakların sağır, gözlerin kör olması gerekiyordu.

Bunlara sevimsiz bir kibir, baskı, hoyratlık, kaba üslup da eklenince sandıktan çıkacak sonuç da kaçınılmaz olmuştu.
Şimdi ders alacaklar mı? Ülkenin normalleşme sürecine girmesine izin verecekler mi?

Newyork Times ''Türkiye'de siyasal deprem'' diyor.

Bakalım eğer öyleyse bu depremin yaralarını nasıl saracaklar?
İktidarıyla muhalefetiyle koro halinde ''Bu yerel seçimdi, Genel seçimler 4 buçuk yıl sonra, hiç kimse erken seçim beklentisine girmesin' diyorlar da, burası Türkiye yarın ne olacağı belli olmaz. İktidarın bastonu MHP.

Bu kulaklar Bahçeli'nin erken seçim çağrılarını çok duydu.

Bu nedenle peşin yargıdan uzak durmanın yararı var...
31 Mart seçimlerinin bir başka önemli boyutu da İstanbul seçimleriydi.

Sabahın ilk ışıklarına, hatta ertesi gün öğle saatlerine kadar yalnızca İstanbul'u değil bütün ülkeyi televizyon ekranlarına kilitledi İstanbul'daki yarış.

Her türlü skandala, manüplasyona karşın umudumuzu hiç yitirmeden bekledik sonuçları.
O'nu seçim gezilerinden tanımaya başlamıştık.

Çalışkandı,dürüsttü,alt yapısı sağlamdı Cesur ve korkusuzdu.Saygılıydı, sevecen ve terbiyeliydi...

Yapı olarak farklı olmasına karşın bana efsane lider Bülent Ecevit'i anımsatıyordu Ekrem İmamoğlu...

Muhalefettte uzun zamandır özlemini çektiğimiz lider portresi bir anda karşımıza çıkmıştı.

Seçim gecesi gösterdiği mükemmel performans yalnızca kendisini izleyenleri değil, sandıklarda görev yapan onbinlerce görevliyi de ayakta tutmaya yetmişti.
Küfür eden, aşağılayan, hakaret eden bir siyasetten ''Otuz saattir uyumadım. Tıraş olamadan karşınıza çıktım,özür dilerim'' diyen bir siyasete getirdi bizi İmamoğlu.

Teşekkür ederiz.
Umarız hem sandık sonuçlarından hem de Ekrem İmamoğlu'ndan gerekli dersleri çıkarır kulağı çekilenler......