1922 Eylül'ü. İzmir Kordon'da ünlü Kramer Palas Oteli...
Düşmanı denize döken Başkomutan Mustafa Kemal körfeze karşı rakısını yudumlamaktadır.
Masaya bakan Rum garsona; ''Kral Konstantin İzmir'e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi?'' diye sorar.
''Hayır Paşa Efendimiz.''
''Yazık'' der Gazi Mustafa Kemal;
''Öyleyse neden İzmir'i almak istemiş.''
Bu güzel anekdotu Nihat Zeybekci'nin açıklaması hatırlattı bize..
İzmir Büyükşehir Belediye baskanlığına aday olduktan sonra buyurmuşlar;
Belediye Başkanlığı'nı kazandıktan sonra Kordon'da Zeybek oynayacakmış!.
İzmir'in makus talihini değiştirecekmiş! Vay ki ne vay!
Bir kere Zeybek gösteri amaçlı oynanmaz.
O ruha sahip olmak gerekir.İkincisi İzmir'in makus talihi 9 Eylül 1922 de değişti.
İzmir bugün ülkenin en çağdaş, en demokrat, en ilerici ve de en Atatürk'çü kentidir.
Böyle bir kentte AKP zihniyetindeki bir kişinin belediye başkanlığı yapması hiç kolay değildir.
Ayrıca ''İzmir bu mahallenin en güzel kızı,kim istemez?'' buyurmuş eski Denizli Belediye Başkanı.
İyi de Nihat Bey siz bu mahalleden misiniz de bu kızı istiyorsunuz?
İzmir'in ruhunu hissedebilir misiniz?
Örneğin FETÖ'nün Türkçe Olimpiyatları'na katılıp ''Bu önde giden atlıları gönderenden Allah razı olsun!'' şeklindeki sözlerinizi İzmirliler hiç affetmez.
Hele hele Rıza Sarraf gibi bir sahtekara plaket verip, sonra da ''Zarrab'a ödül vermekten rahatsız olmadım'' diyen bir kişiyi kentine başkan yapmaz.
İzmirli'nin hafızası çok güçlüdür.
Biyografinize yazdığınız İngitere South London College'de ekonomi eğitimi aldığınız yolundaki beyanınızın gerçek dışı olduğu anlaşılınca bunu sildiğinizi hiç unutmaz.
Keza Almanca bildiğinizi yazıp da sonradan bunu sildiğinizi de hafızasında saklar.
Peki Denizli'de Belediye Başkanlığı görevinizi yarıda bırakıp kapağı Meclis'e atmanızın açıklamasını nasıl yapacaksınız İzmirliye?
Siyasete atılırken 4 yaşında yırtık donla çektirdiğiniz resminizi servis etmiştiniz seçmenlerinize.
Sakın aynı resmi kullanarak duygu sömürüsüne girişmeyin..
Sonra İzmirli bugün İstanbul Boğazı'ndaki lüks yalınızı hatırlatır size.
İzmirli onurludur gururludur.Hiçbir baskıya boyun eğmez.
İktidarın adamı diye başkan adayına oy vermez.
Taha Aksoy iki kez denedi olmadı.
Binali Bey çok asıldı yine olmadı.
İktidar ona 'Binali' dedi. İzmirli 'İnali' dedi. İndi gitti.
İzmir'de seçim kazanmak kolay değil. Çağdaş olacaksın.
Demokrat olacaksın. İnsan haklarına saygılı olacaksın. Vatansever olacaksın.
Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı olacaksın. Asla ve asla Ata'ya laf söyletmeyeceksin.
İzmirli ne başkasının inancına müdahale eder ne de kendi inancına müdahale edilmesine izin verir. Bu şehirde kimsenin kıyafetine karışılmaz. AKP'li belediyelerin yönetimde olduğu şehirlerdeki gibi içkili lokantalar kapatılmaz. İsteyen içkisini içer,isteyen ibadetini yapar.
İşte böyle Nihat Bey...
Yine de isterseniz seçim propagandaları sırasında Kordon'da bindirilmiş kıtalarla son zeybeğinizi oynayın.
Ama şunu bilin ki 1 Nisan sabahı İzmirli sizi halay çekerek kentten uğurlayacak!...