Anne ve baba 22 yaşındaki zeka gelişimini tam olarak tamamlayamamış çocuklarına tekme tokat girişmiş, ama program sunucusu "Aaa ama anne babaya karşı gelinmez çocuğum, annen baban haklı" diyor mesela.
"Annenin vurduğu yerde gül biter" diye de devam ediyor.
Yıllardır bunu yazıyor ama bazı kalın kafalara bir türlü anlatamıyoruz: Hayır efendim ne annenin ne babanın vurduğu yerde gül mül bitmez!
Genç adam derdini dökmeye devam ediyor: "Annem beni herkese rezil etti, koskoca adamım, sokak ortasında dayak yedim, rezil oldum."
"Olsun anne bu, döver de sever de" diye cevap alıyor yine!
Anne de aynı stüdyoda, donuk ruhsuz bakışlarıyla oğlunun anlattıklarını dinliyor.
Program sunucusu o cahil anneye nasihat edeceğine, hatta kötü örnek olmaması için stüdyodan çıkaracağına, kadını yere göğe koyamıyor bir de...
***
Bırakın artık bu 'dayak cennetten çıkmadır' sözlerini...
Ne öğretmenlerin ne de ebeveynlerin çocuklara bir fiske bile vurmaya hakkı yoktur.
Sen doğurdun ya da doğurttun diye o çocuğa şiddet uygulayamazsın.
Ya da iki harf öğrettin diye küçücük bir çocuğu sınıf ortasında tekme tokat dövemezsin.
Hastaneler ana-babaları tarafından işkence edilmiş, üzerlerinde sigara söndürülmüş, tecavüz edilmiş, duvara çarpılmış, elleri ayakları kırılmış bebeklerle, çocuklarla dolu...
Geçen gün yine haberlerde izledik, öğretmen bir tokatla öğrencisinin kulak zarını patlatmış.
Ne hakla yahu ne hakla?
Aaa ama olsun değil mi? Ne demiş atalarımız? Anaların, babaların ve de öğretmenlerin vurdukları yerde gül biter, değil mi?!
Tecavüzcü, dayakçı babalara, işkenceci annelere, tüm mutsuzluğunun acısını öğrencilerinden çıkaran o öğretmenlere ses çıkarmasın çocuklar...
Bunları öğretin..
Bunları söyleyin...
Bu köhne, bu cehalet yüklü söylemlerle alın o çocukların günahlarını üzerlerinize alın!
***
Çeşme'de en kolay para kazanma yolu
Çeşme-Alaçatı ahalisi yeni bir işe uyandı!
Pansiyonculuk desen değil, emlakçılık desen değil. İkisinin arası.
Kış aylarından birkaç evi sezonluk veya yıllık ucuza kapatıyorlar.
Sonra da yüksek sezonda ister günlük, ister aylık ederinin çok üstünde fiyatlara kiraya veriyorlar.
Kiracının kiracısı durumları yaşanıyor yani.
Aslında parasını emlağa yatırmak isteyenler için Çeşme civarından ev almak çok mantıklı.
Çünkü İzmir'de senelik alacağınız kira gelirinin iki katını sadece üç aylık sezonda alıyorsunuz.
Özellikle İstanbul'dan gelenler artık otelde, pansiyonda kalmaktansa ev kiralamayı tercih ediyorlar. Hele iki üç aile birleşince bu evler ne kadar yüksek fiyatlı olursa olsun otelden daha ucuza geliyor.
Tabii tüm bu alışverişin kayıt dışı olduğunu söylememe gerek yok herhalde.
Kontrolü mümkün değil zaten. Nasıl olacak ki?
***
Katil ama sempatik
Suçluları sempatik gösterme konusunda dizi yapımcıları adeta birbiriyle yarışıyor.
Yıllardır bu dizilerde çatır çatır kurşun sıkanlar, adam dövenler kahraman oldu, parlatıldı.
Mafya babasından tut, o mafya babasının fuarda oyuncak ayı devirir gibi insan öldüren adamları bile izleyiciye öyle sempatik veriliyor ki, içlerinden biri dizi icabı öldüğünde memlekette neredeyse yas ilan ediliyor.
Kurtlar Vadisi ve muadili dizileri hiç saymıyorum.
İki karılı adamlar, dolandırıcılar, yalancılar... Şöyle bir bak, bütün dizilerin en sevilen kahramanları onlar.
Hep söylüyorum, sanki birileri bizi, yeni bir hukuk sistemine (içinde adaletin olmadığı) alıştırıyor gibi...
Güle oynaya, uyuştura uyuştura...