Hayvan sevgisi çok başka şey... Hani klişe bir laf vardır ya; “anlatılmaz yaşanır” tam olarak öyle bir duygu seli. Hayvan sahipleri veya sahipsiz hayvanlara gönüllü olarak bakanların o canlara “çocuğum” demesi aslında, onlarla kurulan bağın, anne/baba ve çocuk arasındaki bağa benzemesinden kaynaklanıyor. Onları tıpkı bir çocuk gibi koruyup kollama, her koşulda savunma içgüdüsü ile doluyoruz. Onlara duyduğumuz karşılıksız sevgi de cabası...
Kent Ormanı’ndaki köpeklere, bir grup hayvansever, gözü gibi bakıyor. Sezar’ın hakkı Sezar’a; her “hayvan severim” diyen, boş vaktinin tamamını sahipsiz canlara ada(ya)mıyor, bunu yapanlar ise her koşulda teşekkürü hak ediyor.
Kent Ormanı’nın hayvanseverleri, hafta içinde büyük üzüntü yaşadı. Nedeni de bölgede bulunan 50 civarında köpekten yaklaşık 10’unun, belediye veterinerlik ekiplerince toplanması.
Olayı duyunca ben de üzüldüm, hele görüntülerde zorla yakalanan köpeklerin ağlaya ağlaya araca koyulmasını izlerken içim burkuldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Hande Özyoğurtçu’yu aradım hemen. Kent Ormanı’nda bin 500 öğrencinin kamp kuracağı bir festival düzenleniyor. Büyükşehir Belediyesi, o bölgeden gelen şikayet ve ısırma vakalarını göz önüne alarak, agresif olabilecek köpeklerin 4 gün süreyle barınağa alınmasına karar vermiş.
Bölgedeki hayvanseverlerin köpeklere düşkünlüğünü bilen Hande Özyoğurtçu da, canlara bakan grup adına Hasan Özgöçmez’i arayarak durumu iletmiş. Özyoğurtçu; kötü sonuçlar doğurabilecek bir olay yaşanmaması için, Hasan Bey’den “saldırganlık gösterebilecek potansiyeldeki” köpekleri kendilerine göstermesini istemiş; olumlu cevap almış. Ancak ertesi gün Hasan Bey, hiçbir köpeğin toplatılmasını istememiş, hiçbirinin saldırgan olmadığını savunmuş. İBB ekibi de, bulabildikleri 10 köpeği toplamış.
İletişimsizlik nedeniyle, belki de festival süresince kimseye sorun çıkarmayacak 10 köpek maalesef şimdi Balçova’da barınakta. Özyoğurtçu, pazartesi günü tüm köpeklerin Kent Ormanı’na geri bırakılacağını, bu süre içinde iki yavru köpeğe de yuva arayacaklarını iletti. Takip edeceğiz.

***

Kent Ormanı’nda meydana gelen bu olay aslında, bir süredir devam eden ancak “kaynağı” dillendirilmeyen daha büyük bir sorunun yansıması.
Maalesef bu bölgede köpek sayısı giderek artıyor, arttıkça da şikayetler katlanıyor. Kent Ormanı’nda İBB yetkililerinden teyit ettiğim üzere maalesef “ısırmanın raporlandığı” saldırı vakaları yaşanmış. Isırma yapan köpeklerin ise “iyi niyet”le saklanması, vakaların tekrarlanmasına neden olmuş.
Aslında Özyoğurtçu’ya göre bu bölgede gerçek anlamda agresif köpek yok.
“E madem yok, bu şikayetler nereden kaynaklanıyor” derseniz, belki de köpeklerin bu davranışını bizler aşırıya kaçan sevgimiz ve bilinçsiz yaklaşımımızla körüklüyor olabiliriz.
Anlaşılan o ki; Kent Ormanı’ndaki canlar iki arada bir derede kalmış. Sahipli desen değiller ama tam olarak sahipsiz de sayılmazlar; sonuçta gün boyu onlarla yakından ilgilenen, yürüyüşlere çıkartan hayvanseverler var. Köpeklerin bazıları onlara bakan hayvanseverlere karşı “korumacı” bir tutuma girişiyor olabilir mi acaba?
Köpek davranışları konusunda uzman değilim ancak korumacı karakterdeki köpeklerin, sahiplerinin (veya sahipleri sandıkları kişinin) farkında olmadan yaydığı enerji nedeniyle, karşıdaki yabancı insan veya hayvanları tehdit olarak algılayıp saldırganlaşabileceğini biliyorum.
Peki ne yapmak lazım?
Gerekirse nasıl davranmamız gerektiğini uzmanından öğrenmemiz lazım. Benim önerim, Kent Ormanı’nda tüm hayvanseverlere açık ve ücretsiz bir seminer düzenleyelim. Köpek davranış uzmanları, bize neyi nasıl yapmamız gerektiğini anlatsın.
Ortada bir sorun var. Ve bu soruna çözüm bulmalı; uzlaşmayı öğrenmeliyiz. Oradaki köpeklerin huzur içinde yaşaması için birbirimizle tartışmak yerine, birbirimize doğru bir adım atmalıyız.