Neymiş, Kanal İstanbul’u destekleyen tek bir profesör yokmuş! Artık var; çok uğraştım ve projeyi desteklemeye karar verdim. Neden mi?

ÇED raporunda denizle ilgili bölüme destek veren raporu hazırlayan enstitüde görevli İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek demiş ki: “Mesela ‘Karadeniz’in altında 500 milyon metreküp hidrojen sülfür gazı var’ diyorlar. Diyelim ki Karadeniz’in altında bir magma oluştu. Ve hidrojen sülfür açığa çıktı. Yüzlerce atom bombasına denk patlama olur. İlla olacak demiyorum ama bu hiç olmayacak manası taşımaz. Bu kanal, İstanbul Boğazının tamamen yıkılmasını engeller… …Gelecekteki bazı riskleri bertaraf etmek için Kanal İstanbul’a ihtiyaç vardır.”

İşte zurnanın ‘Zırt’ dediği yer burası. Sadece mantıklı değil, bilimsel de bu açıklama… Dr. Örnek daha önce de TRT’deki bir programda Nuh’un Gemisi konusunda şunları söylemişti: “Gemiden kuş gönderilmemiştir; uçan bir araç, İHA, insansız hava aracı gönderilmiştir… …Nuh oğluyla, gemi dağlar gibi dalgalar arasında giderken nasıl konuştu? Bize göre cep telefonu ile konuştu.”

Dr. Örnek’in bir de ‘Destanların Sultanı Tufan 46 Katlı Gemi’ bir kitabı var ve içinde “Gemi 6 ay veya 1 yıl suların üzerinde kalmıştır. Buna sıvı yakıt yetmeyeceği için dolayısıyla Hazreti Nuh’un gemisi nükleer enerji ile çalışıyordu… …Hatta Hz. Nuh’un kendi televizyonu, interneti, uzaya giden araçları vardı.” gibi yararlı bilgiler yer alıyor…

Doç. Dr. Ramazan Kağan Kurtoğlu’nun Atv’de söyledikleri de çok önemli: “Vatikan kaynaklarından öğrendiğim şu ki, kayıp 10 geminin Büyükçekmece Körfezi’ne geldiği ve bu gemilerde tapınakçıların hazinesi var. Fransa’dan kaçırdıkları hazineler var.”

Dr. Örnek’i örnek alarak, hipotezini geliştirdim:

“Dr. Örnek’in Hz. Nuh konusunda bu kadar derin bilgiye sahip olmasının tek bir açıklaması olabilir: ‘Aslında Dr. Örnek Hz. Nuh’un yakın arkadaşı.’ Nuh kendisini tufandan hemen önce Uzay Yolu’ndakine benzer bir ışınlama makinesi aracılığıyla Türkiye’ye ışınlamış ki derin bilgisi sayesinde öğretim üyesi olsun ve 1000 yıl sonra yaşanabilecek felaketi önleyen Kanal İstanbul’u desteklesin. Buraya kadarı kesin gibi. Nuh, proje gerçekleştikten sonra, nükleer gemisini de ışınlayıp, Kanal İstanbul’dan Karadeniz’e geçmesini sağlayabilir ki bu durumda Türkiye’nin nükleer güç sahibi olması da söz konusu. Tapınakçıların hazinelerini de bulunca, kim tutar bizi?”

Sonuç:

Başka mantıklı ve bilimsel bir açıklama bulamadım ama hipotezimin doğru olma olasılığı çok yüksek. Bu yüzden Kanal İstanbul’u destekliyorum.

1000 yıl sonra gerçekleşebilecek bir felaketi, Hz. Nuh’un açık mesajlarını ve tapınakçıların hazinelerini görmezden gelen İmamoğlu’nu da kınıyorum.

Neşeli yıllar…